TARIMDA ÜRETİM DEVRİMİ 2

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Her alanda olduğu gibi tarımda da Milli Demokratik Devrimin İlkeleri yani Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Devletçilik, Halkçılık, Devrimcilik ve kadın-erkek ayrımını ortadan kaldıran Laiklik ilkelerinin egemen olması vazgeçilmez temeldir. Tam Bağımsızlıktır. Tarımda üretim devriminin olmazsa olmazlarını sürdürüyoruz. Çiftçinin eğitimi için gerekli kurumlar oluşturulmalı ve araçlar devlet tarafından sağlanmalıdır.
Tarımda işletme ölçeğinin verimlilik esasına göre oluşması için, gerekli hukuki ve ekonomik önlemler alınmalı, kooperatifçilik ayrıca bu amaçla desteklenmelidir.
Köy Yasası çerçevesinde kalan tarım ve köy arazilerinin kadastro işlemleri hızla bitirilmeli, köy senetleriyle yapılan satışlar tapuya hızla tescil edilmelidir. Köylümüzü yurdumuzun belli bölgelerinde hâlâ varlığını sürdüren toprak ağalığı, aşiret reisliği, şeyhlik, tefecilik gibi Ortaçağ kalıntısı ilişkilerden kurtarmak, topraksız köylüyü toprak sahibi yapmak ve özgürleştirmek, yoksulluğu ortadan kaldırmak, ülke bütünlüğünü sağlamlaştırmak, tarım üretimini çağdaşlaştırmak, verimliliği artırmak, başta ormanlarımız ve sularımız olmak üzere doğal kaynaklarımızı korumak amacıyla toprak reformu kesinlikle ve öncelikle yapılmalıdır. Orta halli ve zengin köylülerin mülkiyetleri korunmalı, Toprak reformunun uygulanmasına, kamu denetimi altında oluşturulacak Köy Meclisleri ile önderlik edilmelidir.
Herhangi bir hüküm veya belgeyle veya örf ve adetle aşiretlerin şahsiyetlerine veya onlara dayanılarak reis, bey, ağa ve şeyhlere ait olarak tanınmış, kayıtlı kayıtsız bütün taşınmazlar, hazine toprakları ve mayından temizlenen araziler, topraksız veya az topraklı köylülere bedelsiz olarak dağıtılmalı ve tapuya bağlanmalıdır.
Köy sınırları içindeki göller, sular ve meralar köylünün ortak malıdır. Devlet bu kaynakların köylüye hizmet dışında özel çıkar için kullanılmasına izin vermemelidir.
6831 Sayılı Kanun’un 2B maddesi uyarınca orman niteliğini tam olarak kaybettiği kesinleşen ve orman rejiminden çıkarılan alanlar, orman köylüsüne mera, tarım ve yerleşim alanı olarak bedelsiz tahsis edilmelidir. Yine bu alanlar, dışardan alınan ceviz ve badem gibi meyveler ile tıbbî-aromatik bitkiler üreten köy kalkınma kooperatiflerine; gelirin bir bölümü köy tüzel kişiliğine aktarılmak koşuluyla bedelsiz tahsis edilmelidir. Üretimin geliştirilmesi için gerekli malî kaynak kooperatif ortakları ve devlet tarafından uygun oranlarda karşılanmalıdır.
Fiilen yerleşim alanına dönüşmüş 2B alanları, köy, belde ve il tüzel kişiliklerine ayrılmalıdır. Bunun için toplu yerleşim yeri kavramının bilimsel tanımı yapılarak; sel, taşkın, su baskını, deprem, heyelan ve sağlıksız yaşama koşullarını kaldırmaya yönelik imar planları yapılmalıdır. Orman niteliğinin kaybına, orman alanlarının daralmasına ve yeni 2B alanlarının oluşmasına engel olacak önlemler alınmalı, işgal, haksız yapılanma ve tahsisler kamulaştırılmalı ve kaldırılmalıdır. Devlet ormanlarının yönetimi ve işletilmesi ekosistem işlevleri itibariyle devlet tarafından gerçekleştirilmelidir. Dağ ve orman köylerinin çok amaçlı kooperatifler yoluyla kalkındırılmasına özel önem verilmelidir.
Yabancıya toprak satışını serbest bırakan yasa kaldırılmalıdır. Geri dönüşüm Uluslararası Hukuk çerçevesinde sağlanmalıdır.
4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun yeniden düzenlenerek, Devletin tarım kooperatiflerini ve çiftçi örgütlerini desteklemesini engelleyen hükümler derhal kaldırılmalı, kooperatifleşme özendirilmelidir. Kooperatiflere ilişkin bütün düzenlemeler, tek bir yasada toplanmalı ve basitleştirilmelidir.
Toprakların ıslahı, erozyonun önlenmesi, yeni tarım alanlarının açılması, dağların zeytin ve meyve ağaçlarıyla şenlendirilmesi, teraslama, sulama kanalları ve bentler yapılması, hayvancılığın ıslahı, balıkçılığın modernleştirilmesi, ormanların ve doğanın korunması gibi verimi artıracak ve tarımı geliştirecek önlemlerin elbirliğiyle ve imece yöntemleriyle başarılması için, özellikle üretim kooperatiflerine gerekli makine, araç, traktör, tarım ilacı, gübre, yem, tohumluk ve kredi sağlanmalıdır.
Sulama, arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri ile tarımsal ve kırsal altyapı hizmetlerinin tamamlanması devletin görevidir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü bu amaçla yeterli araçlarla donatılarak tarımın hizmetine koşulmalıdır.
Tarımsal kamu yönetimi yeniden yapılandırılmalı, Zirai Mücadele, Toprak-Su, Gıda İşleri, Veteriner İşleri, Ziraat İşleri Genel Müdürlükleri, Türkiye Zirai Donatım Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, Et Balık Kurumu, Toprak Mahsulleri Ofisi, Tekel, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ, Yem Sanayii gibi kapatılan veya özelleştirilen kurumlar, çiftçiye hizmet anlayışıyla yeniden örgütlenmeli, tarım üreticisi piyasada ezilmekten kurtarılmalıdır.
Atatürk’ün çiftlikleri, Zirai Kombinalar, Devlet Üretme Çiftlikleri, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) ve Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğü (TAGEM) gibi tarımın kalkınmasında önemli görevler yapmış kurumların tecrübe ve birikimleri ışığında, değişen koşullara uygun görev tanımları geliştirilmeli ve kurumlaşmalara gidilmelidir. Örneğin; çiftçinin elindeki makinelerin verimli kullanılması, atıl makine kapasitesini kazanmak ve makine için ayrılan sermayeyi daha elverişli teknolojiye ve özel makinelere yönlendirmek için Makine Kullanım Birlikleri ya da Makine Parkları kurulmasına devlet önderlik etmelidir. Kooperatiflerin üreticilere yem sağlamasında karşılaştıkları teknik ve ekonomik sorunları denetim, yönlendirme ve destek yoluyla çözmek için gerekli örgütlenmeye gidilmelidir.
Teknik, mali, idari sorunlarla boğuşan Köy Kalkınma Kooperatiflerinin, bucak temelinde örgütlenen ve belirli bir malî ve teknik birikimi olan Tarım Kredi Kooperatifleri ile işbirliği yapması sağlanmalıdır. Böylece çiftçiye girdi sağlama, ürün pazarlama ve desteklerin dağıtımında kolaylık ve kazanç getirilebilecektir.
“ÇİFTÇİSİZ,KÖYLÜSÜZ BİR ÜLKE AÇ KALMAYA MAHKUMDUR”..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.