Tarihte Mihaliç

Şaban YALAZI

Osmanlı İmparatorluğu’nda Sadrazam’ın başkanlığında Kubbe Vezirleri, Anadolu ve Rumeli Kazaskeri, Defterdar ve Nişancı’nın katıldığı Divan-ı Hümayun toplantılarında müzakere edilen iç ve dış meselelere ait siyasi, askeri, toplumsal ve iktisadi konuların ve bu konularla ilgili  alınan kararların Padişahın tasdikinden sonra kaydedildiği defterlere “Mühimme Defterleri” denir. 1553-1915 yılları arasında tutulmuş olan bu defterler, İmparatorluğun merkez ve taşra teşkilatındaki idari yapısının nasıl çalıştığını göstermek bir yana, yerel sorunların nasıl çözüldüğünü göstermesi bakımından önemli bilgiler içerir. Biz de bu çalışma ile 1559-1579 yılları arasında Divan-ı Hümayun’da (yani günümüz Bakanlar Kurulunda) Mihaliç ve çevresi ile ilgili alınan kararları inceledik. Dikkat edileceği üzere, adli ve idari yetki sahibi kadılar doğrudan merkeze bağlıdırlar. Yargı merkezinin başı olan kadılar ayrıca halkın her konuda müracaat edebileceği sosyal güvenlik makamıdırlar. Şimdi bakalım o yıllarda Karacabey ve çevresinde ne gibi olaylar oluyormuş.

Fi 5 Zil-ka’de, yıl 966 (9 Ağustos 1559)

Bursa Harç Emini Kubad Çavuş’a : Mihaliç kadısının gönderdiği mektuptan anlaşılacağı üzere, merhum Züfer’in Kirmastı kazasında inşa ettirmiş olduğu mescidin kubbelerinin bir miktar yeri ve minaresinin zelzeleden hasar görmüş olduğu, tamirini karşılayacak vakfı olmadığı cihetle, sekiz bin akçe tahmin olunan tamir masraflarının makamımızca karşılanması talep olunmaktadır. Buyurdum ki:  Adıgeçen mescidin yetkili kişilerce keşfinin yaptırılarak, tamire muhtaç olan yerlerin kesin ihtiyaç listesinin hazırlanması ve sonucundan bilgi verilmesi.

25 Mart 1560

Hüdavendigar Beyi Bayezit’e : Gönderdiğin mektupta Bursa, Kite, Mihaliç kadılıklarında ve civarında yaşamakta olan Akçakoyunlu taifesinin bad-ı hevasın yıllık üç bin akçe vergi karşılığı mültezim (Belli bir bölgenin devlet gelirlerini belli bir bedel karşılığında ve en yüksek bedeli teklif ederek toplayan kişi) olan ayak amili Manav Abdurrahman’ın hürleri esir diye sattığına ve bazılarının paralarına zorla el koyduğuna çok kimsenin şahitlik ettiğini bildirmişsin. Şimdi, adıgeçenin üzerindeki devlet alacaklarını tahsilden sonra, toprak kadıları marifetiyle şikayetçi kişilerin araştırılmasını müteakip, üzerinde kimlerin hakkı var ise tesbit edilip, nasıl hüküm verildiğinin bildirilmesi.

12 Safer 973 (8 Eylül 1565)

Bursa Beyi’ne : Mihaliç’e bağlı Musa Köyü’nde Bayezid isimli şahsın evini basıp ailesine işkence ederek parasını ve eşyasını gasp edenlerden Mehmed isimli sipahi ve bu işe kılavuzluk yapan Ali’nin siyaset(idam) olunması.

Gurre-i Rebiulevvel 973 (26 Eylül 1565)

Bursa Beyi’ne : Daha önce İstanbul’a göndermiş olunan Veli adlı harami, Mihaliç Ovası’nın Karatepe Köyü’nden Mestan’ın, kendisinin suç ortağı olduğunu söylediğinden adı geçenin yakalanarak Südde-i Saadet’e (İstanbul’a) gönderilmesi.

9 Ekim 1565

Bursa Beyi’ne ve Kite kadısına : Mihaliç Naibi Muslihiddin’e sövüp hakaret etmek, içki içip hamam yolundaki kadınlara uygunsuz söz söylemek, halkı para sızdırmak amacıyla rahatsız etmek ve haksız yere paralarını almakla suçlanan Muhzır Mehmed’in sözkonusu suçları işlediği şer’an sabit ise siyaset (idam) olunması.

8 Rebiülahir 973 (2 Kasım 1565)

Tekfurdağı, İnöz, Keşan, İpsala ve yenice-i Karasu’ya varıncaya kadar yalılarda bulunan kazaların kadılarına : Ferman-ı şerif olmadan deniz yoluyla dışarıya tereke (vefat edenlerden geriye kalan mal) verilmemesi hususunda defalarca emir gönderilmesine rağmen, kazaları dahilinden gemilerine tereke yükleyen bazı gemicilerin bu terekeleri Aydıncık, Mihaliç, Mudanya ve Anadolu taraflarına götürüp sattıklarının haber alındığı ve tereke  götüren gemi reisleri ile terekeyi satanların ve satın alındıkları kazaların isimlerinin ve satılan terekenin miktarının yer aldığı defterin kendisine arzedildiği, ancak sırf kendilerinin gerçeği bildirip bildirmediklerini yoklamak için defterin suretinin gönderilmeyip kendi bilgilerine başvurulduğu, hüküm kendilerine ulaştığında kazaları dahilindeki iskelelerden kimlere hangi tarihte ne kadar tereke verildi ise isim ve resimleriyle yazıp bildirmeleri; bundan sonra da ferman-ı şerif olmadan hiçbir gemi reisine tereke aldırmamaları…

26 Ocak 1566

Bursa Beyi ile Mihaliç ve Aydıncık kadılarına : İstanbul’da arpa, buğday ve yulaf sıkıntısı çekildiğinden, her kimde zahire varsa kendilerine yetecek kadarı bırakıldıktan sonra kalanının sahipleri veya vekilleri ile birlikte gemilerle İstanbul’a gönderilmesi..

9 Şubat 1566

Mihaliç kadısına : Yeniçeri Mustafa’nın karısı ile düşüp kalktıkları bildirilen Acemi Oğlanı Hamza ile arkadaşı Hüseyin’in yakalanıp teftiş olunmaları; durum bildirildiği gibi ise bölükbaşıları nezaretinde Sudde-i Saadet’e gönderilmeleri.

3 Ramazan 973 (24 Mart 1566)

Mihaliç kadısına : Rumeli’den gelip eşkiyalık yapan çok sayıdaki Arnavut’un yakalanarak Bursa’da hapsedildikleri halde bir yolunu bulup hapisten kaçtıkları, bunların takip edilip yakalanabilmeleri için il erlerinin yardımına ihtiyaç duyulduğu bildirildiğinden, il erlerinin yardımıyla kaçan eşkiyanın takip edilerek ele geçirilmesi ve bunlara yataklık edenlerin de tesbit olunarak bildirilmesi.

Fi 4 Safer, yıl 975

Adalar kadısına : Oğlan devşirmek için görevlendirilen Ferhad’ın gönderdiği mektupta, Mihaliç kazasından derlenenlerle Bandırma’ya varıldığında, Bandırma, Dudiliman, Yenice Köy ve Erdek’in oğlanlarının Mirali (İmralı) , Marmara ve diğer adalara kaçtıkları, Adalar’dan istendiğinde verilmedikleri bildirildiğinden, kaçan oğlanların buldurulması; direnenlerin küreğe konulmaları için isimlerinin bildirilmesi.

Fi 23 Rebiul-ahır, yıl 975

Karesi ve Biga sancaklarının tahriri emrolunan Mihaliç kadısına ve Defter-i Hakani katiplerinden Katip tayin olunan Piyale’ye hüküm ki:  Emrim mucibince Karesi ve Biga sancaklarının piyade, müsellem ve doğancılarının da sayımının yapılarak bildirilmesi.

Fi 13 Zil-kade, yıl 975

Mihaliç, Edincik ve Manyas kadılarına hüküm ki : Kazalarınızda bulunduğu duyumu alınan yuvalak madeninden Dergah-ı Muallam topçularından Ali gözetiminde birkaç nümune döktürülüp Südde-i Saadetim’e (İstanbul’a) gönderilmesi. Mühimdir, ihmalden kaçınılması.

Fi 4 Şaban,yıl 975

Mihaliç kadısına hüküm ki : Dergah-ı Muallam’a gönderdiğiniz mektupta, Karesi (Balıkesir) ve Biga sancaklarının tahriri (yazım işlemleri) sırasında, hariçten gelip on yıldan fazla bir süredir orada sakin olanların ummal (idare amirlerinin) vs. zulmünden şikayet edip oturdukları yere kaydolunmak istedikleri bildirildiğinden, reayanın bulunduğu yere kaydedilip ümenanın (emin kimselerin) zaptettiği yerden gelenlerin ayrı bir deftere yazılması.

Fi 20 Rebiül-evvel, yıl 975

Mihaliç kadısına hüküm ki : Mihaliç’ten Edirne zahiresi için tımar erbabından ve diğer yerlerden bol miktarda un ve arpa tedarik edilerek, gelen  gemilere yüklenip Rodosçuk iskelesine gönderilmesi.

Fi 6 Safer, yıl 976

Anadolu Vilayetinde bey sancağını tahrir edn Abdurrahman Bey’e hüküm ki : Sultan Süleyman Han’ın İstanbul’daki İmareti’ne vakfolunmuş Mihaliç ve ona tabi cibayetlerde ne kadar köyün öşr vs.rüsumunun (vergilerinin) sancakbeyi, sipahi ve diğer evkaf zabitleri ve ne kadarının vakıf tarafından zaptedildiğinin ve bu köylerin gelirlerinin ne kadar olduğunun ayrıntılı olarak tesbit edilip bildirilmesi.

Fi 10 Muharrem, yıl 976

Mihaliç ve Seferihisar kadılarına hüküm ki : Mihaliç ve Seferihisar’da askeri taifeden vefat edenlerin bıraktığı şeylerin taksimine ve resm-i kısmetine kadıların müdahale etmeyip bunların resm-i kısmetinin kazasker kassamı (varisler arasındaki miras malını taksim eden kişi) tarafından alınması ve bu güne kadar bu şekilde müdahale edilerek alınmış resimlerin de kazaskaer kassamlarına geri verilmesi; ayrıca resmin (verginin) kanunda belirtilen binde on beş oranında alınması ve fazla resm (vergi) almak için de vefat edenlerden geriye kalanların değerlendirmeye tabi tutulmaması.

Fi 18 Rebiül-ahır, yıl 976

Mihaliç ve Biga kadılarına hüküm ki : İstanbul’da buğday ve arpa sıkıntısı çekildiğinden, Mihaliç ve Biga’da bulunan yerlerden geçerli fiyat üzerinden bol miktarda buğday ve arpa satın alınarak acele İstanbul’a gönderilmesi.

Fi 27 Zilhicce, yıl 978

Mihaliç ve Aydıncık kadılarına hüküm ki : Mihaliç kadısının mektubundan, Mihaliç’e bağlı Kirmastı kasabasının yakınlarından geçmekte olan Mehmed ve Hayırca adlı kişilere, Mihaliç’te oturmakta olan sağ-ulufeciler zümresinden sipahi Hasan ve on-onbeş tüfekli, kılıçlı nefer ile suhte Nesimi’nin silahlı saldırıda bulundukları anlaşılmaktadır. Buyurdum ki : Sipahi Hasan ve firari suhte Nesimi’nin davacıları ile bir araya getirilip mahkeme olunması; suçları sabit görülürse tutuklu olarak Südde-i Saadet’e gönderilmeleri. Bunları yaparken kimseye kin ile işkence yapılmamasına dikkat edip, adaletten ayrılmayasınız.

Fi 19 Zil-kade, yıl 979

Gelibolu kadısına hüküm ki: Gönderdiğin mektuptan, Gelibolu Voyvodası Ramazan’ın, yasak olduğu halde gemisine Mihaliç’ten elli müd (bir ağırlık ölçüsü) tereke (vefat edenlerden geriye kalan mal) yükleyip,  Gelibolu’ya uğramadan Anadolu Hisarı’na gelen ve gecenin karanlığında Hisar’ın önünden geçme hazırlığı içinde olan Mirali (İmralı) adasından  Yani oğlu Manol adlı gayr-ı müslim reisi limanda yakaladığını ve gemisini Gelibolu önüne çektiğini bildirmektesin. Buyurdum ki : Adıgeçen reis Mihaliç’ten gemisini tereke  ile doldurup emre uymayarak Gelibolu’ya uğramadan geçmiş ise, gemisine el konularak ele geçen terekenin satılması ve kendisinin de küreğe konulması.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.