Sürprizlere Hazırlanın…

Muğla'daki enerji işçilerinin özelleştirme karşıtı direnişi yeni bir evreye girdi. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devri ve bu santralleri besleyen kömür işletmelerinin de santrallere bağlanması ile işçiler gelecek tehlikenin yakınlığını iyice gördüler.

Eylemler her geçen gün yeni bir aşamaya giriyor. Geçen hafta başlatılan imza kampanyasında 50 bin imzaya ulaşıldığı söyleniyor. 54 bin nüfuslu Milas ve 18 bin nüfuslu Yatağan için çok iyi bir sayı olsa da işçiler bu rakamı yetersiz görüyorlar. Bu hafta Yatağan Termik Santrali girişine direniş çadırı kuruldu.

Direnişi uzun süredir Tes-İş ve Maden-İş üyeleri yan yana yürütüyor. Çadırlarda birlikte nöbet tutuyorlar. Afişler ve büyük boy pankartlar ortak imzalı. Zaten Özelleştirme İdaresi Başkanlığı enerji ve maden işçilerinin kaderlerini birleştirmiş.

Yatağan Termik Santrali önündeki çadır bir grev çadırına, yani okula dönüşmüş. İşçiler sadece kendi geleceklerini değil, ülke, hatta dünya geleceğini de konuşuyorlar. Masaların, sehpaların üzeri gazetelerle dolu. Kendileri ile ilgili her haberi, her yorumu dikkatle izliyorlar.

Tesislerine talip olan Çalık grubunu, Ciner grubunu ve siyasal bağlantılarını çok iyi biliyorlar. Bu güne dek yaptıkları çalışmalardaki eksiklikleri değerlendiriyorlar. Yatağan ve Milas halkı içinde kendilerine henüz yeterince destek vermeyenleri biliyor ve onları kazanmaya çalışıyorlar. Bu güne dek kendileri üzerinden kazanç sağlayan esnafın desteğinin daha fazla olması gerektiğine inanıyorlar.

Bugün kendi başlarına gelenin yarın esnafın da başına geleceğini, esnafın süpermarketlere yenileceği günlerin yakın olduğunu söyleyip dostça uyarıyorlar.

Sendikalarının tepe noktalarında olanları da dikkatle izleyip yönetici değişikliklerinin kendilerini nasıl etkileyeceği üzerine yorumlar yapıyorlar.

Gencecik işçilerin yüzlerinden kararlılık okunuyor. Bu güne dek yapılan özelleştirmelerde farklı kurumların işçilerinin birbirine yeterli desteği vermediğine inanıyorlar. İşte bu yüzden Tes-İş ve Maden iş üyeleri en başından beri birlikte hareket ediyorlar.

Özelleştirme için bu güne değin tesislere gelenler her seferinde şiddetli protestolarla karşılandılar ve kaçarcasına geri döndüler. Bundan sonara gelmeye kalkanların daha büyük protestolarla karşılanacağı şimdiden belli oluyor. Bu nedenle “Yatağan'a, Milas'a özelleştirme amacıyla işyerlerimizi, görmeye, bakmaya, satmaya gelenlere geçit vermeyeceğiz” diyorlar.

Yatağan Milas Karayolu üzerindeki kömür aktarma bandı üzerine asılan büyük boy pankartlarda aynı sözleri kullanarak “ Görmeye, Bakmaya, Satmaya Gelmeyiniz” diye sesleniyorlar.

Yaz aylarının son demlerini yaşıyoruz. Bu günlerde Yatağan üzerinden Bodrum'a gidecekler Yatağan Termik Santrali önündeki direniş çadırına uğrayıp direnişteki işçilerden bir yorgunluk çayı içsinler. Neden direndiklerini kendi ağızlarından dinlesinler.

Direnişteki işçiler üretimi hiçbir şekilde aksatmadan eylemlerini yeni bir aşamaya taşımanın planlarını yapıyorlar. Direniş çadırlarına işletmenin bir ampulü vermemiş olmasına çok içerliyorlar.

Yatağan Termik Santrali'nin kurulu gücü 630  Mega Watt. Daha anlaşılır bir dille 630 milyon Watt. 10 milyon adet 60 Watt'lık ampulü besleyecek güçte. Ya da 35 milyon adet 18 Watt'lık tasarruflu ampulü besleyebilecek güçte. Ne var ki Genel Müdürlük işçilerine 18 Watt'lık bir ampulü çok görmüş.

Santrali özelleştirme peşinde olanlar, satın alacak olanlara kılçıksız balık teslim etmek istiyorlar. Yani her taraf yenileniyor. Bu amaçla zaman zaman işletme içinde 20-30 taşeron şirket çalışıyor. Bu şirketlerin işlerinin yürümesi amacıyla tesise ait her türlü araç, gereç ve ekipman müdürlüğün emri ile karşılıksız olarak kullandırılıyor. Bunların şantiyelerine devamlı elektrik enerjisi veriliyor.

Ancak işletme işyerlerine sahip çıkmak için direnen işçilerine bir ampulü çok görüyor.

İşçiler kızgın. Santrale uzaktaki kömür ocaklarından kömür sağlayan konveyör bantların güvenlik iletişimini sağlayan telefon hatları uzun süre önce çalınmış. Bu bantların güvenli çalışmasını sağlayan işçiler sürekli haberleşmek zorunda. Bu işçiler haberleşmeyi kendi cep telefonları ile yapmak zorunda kalıyor ve her ay telefon faturaları kabarıyor. Sırf işyerlerine olan bağlılıklarından.

İşletmenin onarmadığı telefon hatlarının yükünü üzerine alan işçilere şimdi bir ampul, Ampul iktidarınca çok görülmüş.

Muğla'daki enerji işçileri sürpriz eylemlere hazırlanıyorlar. İlk kez bir özelleştirmenin önünün kesileceğine ve buna direnerek ulaşılacağına inanıyorlar.

Biz de inanıyoruz. 

Bütün ülkenin ampullerini yakan enerji işçileri bu kez Ankara'daki Ampul'ü söndürmeye niyetliler.

Yanınızdayız…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.