“SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM TEK TARAFLI OLMAZ! SANAYİCİYİ İNSAFA DAVET EDİYORUZ!”

Karacabey’de günlerdir bilbortlardaki bu yazıyı okudukça ayarım bozuluyor. Şahsım ve Türk çiftçisiyle alay edildiğini düşünüyorum. Ben sanayiciyi değil, Sayın Başkan Ali Özkan’ı ve AKP’yi insafa davet ediyorum! Siz yasa çıkardınız da sanayici uygulamadı mı?
Bu konuyla alakalı bir sürü toplantı oldu. Haberim olmadığı için hiçbirine katılamadım. Ancak yerel basından konuyu sürekli takip ettim. Toplantılarda konuşan, basına beyanat veren siyasi parti, sivil toplum liderleri, çiftçiler ve ilgili diğer kişiler hep aynı söylemlerde bulundular. Bir tek MHP ilçe Başkanı Hüseyin Bey, devletin pancar politikasından bahsederek, “Devletin Kilogramı 14 Krş’d,tan sözleşme yapıp polar düşük gerekçesiyle 9 Krş’tan ödeme yaptığını, bu sebepten çiftçinin pancar ekmediğini ve domatese yöneldiğini” söylüyor! Bu konu çok önemli, bu konuyla ilgili şunu söylemek istiyorum! Şayet hükümet sözünde dursaydı, pancar ekimi devam eder, domatese bu kadar yönelme olmazdı. Sayın Ali Başkan, sanayiciyi insafa davet etme mecburiyetinde kalmazdı. Şayet bizi yaklaşık 14 yıldır yöneten kişiler Ülkemizin ihtiyacı olan Tarım politikasına geçseydi. (Bölgesel tarım uygulaması) Gerekli yasalar çıkarılsaydı, Türk çiftçisi şu anda kesinlikle bu sefaleti yaşamazdı! Yapılan toplantılarda konuşmacıların çoğu örgütlenmeden bahsediyor. Kutuplaşmanın, ayrışmanın inanılmaz boyuta ulaştığı bir dönemde örgütlenmenin çok zor olacağı inancındayım. Örgütlenmenin tecrübelerini daha önce yaşadık! Ziraat Odası önderliğinde yapılan çalışma sonucu çiftçi Ziraat Odası’na bağlı kalmayıp gizli anlaşma yaptı! Sanayici bu fırsatı değerlendirip senet uygulaması ve daha ağır şartlarda sözleşme önümüze koydu. Kurulan Üretici Birliği, yöneticilerin çiftliği oldu. Yıllarca bedava aidat ödedik sonunda kapandı gitti.
Çözümün bir türlü çıkarılmayan yasalarla veya varsa yasaların uygulanmasıyla çözüleceği inancındayım. 26/ 11/ 2007 tarihinde Ziraat Odası’nın davetlisi olarak katıldığım Borsa Toplantı Salonu’ndaki toplantıda. Millet vekili Ali Koyuncu Bey aynen şu ifadeleri kullandı! “Fabrikalara taahhüt vermeyin, karşılıklı sözleşme yasası çıkaracağız, sözleşmenin biri sizde, biri fabrikada, diğeri de Ziraat Odası’nda olacak, herkes yaptığı anlaşmaya uyacak”!.. Acaba bu yasa çıktı da bizim haberimiz mi yok!
Sadece karşılıklı sözleşme yasasıyla bu işin çözüleceğine inanmıyorum. Karşılıklı sözleşme yasası dışında, dayanıksız gıda maddeleri rekabet yasası da çıkarılması gerekir. Yani dayanıksız gıda maddelerini taban fiyatın altında alınmasını önleyici bir yasanın şart olduğu inancındayım.
01 Ekim günü köyüme gittim. Dönüşte Akhisar köyüne uğradım, her iki köyde de sanki insanlar birbiriyle dargın! Akhisar da sezon nasıl geçti derken, sözüm bitmeden cevap geldi. “15-16 Krş’a domates verdik! İşçi paralarını bile ödeyemiyoruz” dediler.
Sözlerime son verirken, kendisini çok sevdiğim Ali Başkandan talebim şudur; Sanayicilerden merhamet istemek yerine! Kilogramı 14 Krş’tan sözleşme yapıp, 9 Krş ödemeyle çiftçiyi devletin marabası yapan büyüklerden bu yasaları en kısa zamanda çıkarmalarını istemenizdir!
SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM RİCAYLA DEĞİL, DEVLET DESTEĞİYLE OLUR!!!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.