“Sorumlusu kim?”

Yeni bir yılın sıcaklığıyla umutlanalım derken, Türkiye’nin yeni bir terör saldırısıyla bir kez daha sarsıldığını belirten CHP Karacabey İlçe Başkanı Murat Tanrıverdi, masumların alçakça katledildiği 2017 yılının ilk anlarında terörün hain ve vahşi yüzünü tekrar gösterdiğini kaydetti. Tanrıverdi yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde Meclis’in yetkilerini alıp tek bir kişiye devretmek isteyen anlayış, milletimizi daha da kutuplaştırmaktan, biraz daha bölmekten öteye götüremeyecektir” dedi.
Artan terör olaylarında bir kişinin bile çıkıp sorumluluk almadığına dikkat çeken Tanrıverdi, “Sorumlusu kim” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı; “İyisiyle kötüsüyle 1 yılı daha geride bıraktığımız bu günlerde, yeni yılın tüm ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını dilerim.
Çoğumuz geride bıraktığımız yıla da bir çok iyi niyetli umutlarla girmiştik. Ancak geriye dönüp baktığımızda pek de öyle olmadığını gördük. 2016 yılına Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Silopi’de yaşadığımız iç savaş ve PKK kalkışmasıyla girdik. Habur’da davulla zurnayla karşılanan, çadır mahkemelerinde beraat ettirilen, valilere-kaymakamlara dokunmayın emri verilen PKK terör örgütü, canım ülkemin güneydoğusunu kan gölüne çevirdi. Her akşam haberlerde, bölgeden gelen onlarca yiğit asker-polisimizin şehadet haberlerini aldık. Bayraklar hep gariban ailelerimizin evlerine asıldı.
Bu kalkışma bastırıldığında, gün geçmedi ki ülkemizin bir başka yerinde bomba patlamasın. İstanbul Sultanahmet’te, Ankara Ulus’ta, İstanbul Beyoğlu’nda, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda, Bursa Ulucami’de, Gaziantep’te bir sokak düğününde, İstanbul Beşiktaş’ta, Adana’da, Kayseri’de bomba üstüne bomba patladı. Sivil, asker, polis, turist, çocuk, kadın, erkek demeden canlarımızı verdik. 2017 yılına da nice yeni umutlarla girmek isterken, İstanbul’daki son silahlı tarama eylemiyle karşılaştık. Canlı bombalarla, patlayıcı yüklü araçlarla yapılan terör eylemleri, yeni bir yüzle karşımıza çıktı.
Bir kişi de çıkıp sorumluluk almadı; “Ben bu ülkenin Başbakanıyım, İçişleri Bakanıyım, Milli İstihbarat Müsteşarıyım, Emniyet Genel Müdürüyüm, biz bu terörün önüne geçemedik” demedi. Tek yaptığımız Şehitlerimizin ve teröre kurban verdiğimiz insanlarımızın ailelerine başsağlığı dilemek oldu. ”Bu ülkenin istihbarat kurumları ne iş yapıyor” diye soran yok. Önleyici istihbarat sistemi niye çalışmıyor? Canlı bombalar, patlayıcı yüklü araçlar, uzun namlulu silahlar ülke içinde cirit atıyor. Sınır güvenliğimiz niye sağlanamıyor? Bu kadar terörist nasıl ülkemizde kol geziyor, taraftar bulup, beyin yıkayıp eylem yaptırıyor?
İslam Halifesi Ömer’in şu sözünü herhalde hepimiz biliriz; “Fırat kenarında bir kuzuyu kurt kapsa, korkarım ki onun hesabı bile Ömer’den sorulur!” Kınalı kuzularımızı kapan kurtların hesabını da milletimiz elbette bir şekilde soracaktır. Unutulmamalıdır ki Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’na başlamadan önce, Büyük Millet Meclisi’ni toplamıştır. Bağımsızlık mücadelesi boyunca kullandığı yetkileri aziz Türk Milletinin vekaletini haiz bu Meclisten almıştır. Birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde Meclis’in yetkilerini alıp tek bir kişiye devretmek isteyen anlayış, milletimizi daha da kutuplaştırmaktan, biraz daha bölmekten öteye götüremeyecektir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.