Şikenin ilacı aspirin değildir!

    Hiçbir işimizi düzgün yapamayacak mıyız ne?
    Suç işlendiyse, cezası bellidir.
    Geciken adalet, adalet değildir.
    TFF özerk değil midir? Ne bekliyor? Şikeye karışanın ya da bulaşanın adına bakmaksızın korkmadan gereğini yapmalıdır. Küme düşecekler düşsün. Şeriatın kestiği parmak kanamaz.
Kıyamet de kopmaz.
    Adalet; noktasına, virgülüne tüm takımlara kusursuzca uygulanırsa, sporseverler sonucu kabullenir.
    Gerekirse, süper ligi donduracaksın. Gerekirse hiçbir takımı Avrupa’ya göndermeyeceksin.
    Yapılması gerekeni ertelemeyeceksin.
58. maddeyi değiştirmeye çalışmak da şike değil midir?
Şike sözcüğünü duymak tiksinti vermeye başladı. Sporseverlerin canı burnuna geldi.
Amaç nedir? Sorunu çözmek midir? Yoksa lastik gibi uzatarak kaosa alıştırmak mıdır?

 

İyi bilinmelidir ki kanser aspirinle tedavi olmaz.
Yalnızca Fenerbahçe’yi günah keçisi göstermeyle bir yere varılmaz.
Sahanın içini elbette görelim. Ancak kale arkalarını unutmayalım.
Bu konuda tek doğruyu Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören söyledi: 8-0’lık Galatasaray-Ankaragücü maçını anımsatan Demirören, kimsenin sütten çıkmış ak kaşık olmadığına dikkat çekti. “Takım formalarımızı çıkaralım. Adam gibi özeleştiri yapalım. Gerekirse 2-3 yıl Avrupa’ya gitmeyelim” dedi.
    Yedi aydır duyduğum tek doğru bu.
    Temiz bir sayfa ancak böyle açılır. Türk futbolunun önü ancak böyle temizlenir.
    Arkanda bir yığın pislik bırakarak Avrupa’ya gitsen ne yazar.
    Bu güne değin gittin de ne oldu?
    Akıllıların karar vermesi için delilerin dağları aşması beklenmemelidir.
Yargının vereceği karar başka, TFF’nun vereceği karar başkadır.
    Futbolun içindeki suçun cezasını TFF verir.
    Federasyon topu taca atmakla, sorunlar yumağını itekleyerek büyütüyor.
    Ekranlarda, sabahlara değin boy gösteren sözde futbol yorumcuları bireysel tutkularının tutsağı içinde kin kusuyor. En kolayı federasyonu suçlamak ya, onlar da öyle yapıyor. Hiç biri kaostan nasıl çıkılacağını gösteren somut öneri getirmiyor.
    Korku dağları sarmış. Çıkar ilişkileri önde gidiyor. Oysa, idare-i maslahatçılıkla, “Şike”ye çanak tutuluyor.
    Dar alandaki kısa paslaşmalarla, şikeden kurtulma adına “şike” yapılıyor.
    Şike, şikeyle temizlenmez.
    Türk sporunu kaostan çıkarmak istiyorsak, ahkâm kesmeyi bırakıp takım formalarını çıkarmalıyız.
    Öncelikle şikeyi ve şiddeti teşvik eden medya ayağa kalkmalıdır.
    Hakemler, kulüp yöneticileri, teknik direktörler, futbolcular, siyasetçiler, antrenörler, malzemeciler, Futbol Federasyonu görevlileri, etkili ve yetkili tüm isimler özeleştiri yapmalıdır.
    Herkes günahını söylemelidir.
    Düşen düşer, kalan sağlar bizimdir.

İbrahim BURSALI

ASGD Genel Başkan Yardımcısı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.