“Sandalye Kule” projesi…

Çok şey değişiyor Bursa’da…

Nüfus, insanlar, yeni binalar, yeni siteler.

Okullar açılıyor, hastaneler kapanıyor.

Topraklar el değiştiriyor.

Yeni organize sanayi bölgeleri kuruluyor.

Ova tarımdan sanayiye geçiyor.

Bereketli topraklar üzerinde domates, biber, armut, şeftali değil; otomobil yedek parçası, tekstil ürünleri gibi mamuller elde ediliyor!

Dereleri HES’lere, dağları madencilere, rüzgârgüllerine, taş ocaklarına mesken olan Bursa’nın son 30 yılında ne var ne yok diye baktığınızda neler çıkıyor karşınıza?

DSP döneminde başlayıp devam eden restorasyon çalışmaları sonrası müze ve kültür merkezi olarak kullanılan yapılar da olmasa!..

İnsan yoğunluğuna gömülmüş konut anlayışıyla murdar olmuş bir şehir çıkar karşımıza!..

Mustafa Dündar’ın Osmangazi’ye kazandırdığı Panoramik Müze’yi kenara koyarsak, turizm hareketliliği kapsamında insanları ‘Bursa’ya illaki gidip görelim!’ dedirtecek ne var?

Panoramik Müze bile ne kadar ‘illaki’ dedirtiyor?

Yeşiliyle, doğal güzellikleriyle ayrıcalıklı bir kentti Bursa!

İnsanlar yeşiline, kaplıcasına gelirdi!

Bunu da kaybetti!..

Kendisine farklılık katacak yeni şeylere ihtiyacı var.

Sanırım 2013 veya 2014’teydi.

O vakit hem İnegöl hem de Büyükşehir Meclis üyesi olan Nedim Bayram’ın bir projesi vardı.

Kent Müzesi ile Ağaç Ürünleri Müzesi’ni İnegöl’e kazandıran ekip içinde yer alan Bayram, “Sandalye Kule” önerisinde bulunmuştu.

Eyfel Kulesi gibi…

İnegöl’ün simgesi mobilyayı öne çıkarmak, kente ayrıcalık katmak için bu projeyi önermişti.

Sandalyenin oturma kısmı yeme içme ve oteli içine alıyor, sırt dayama bölgesi ise seyir terası konseptinde oluyordu.

Farklı bir projeydi.

Ama hayata geçmedi.

Geçseydi, eminim ki çok ilgi görürdü.

Bursa’ya böyle farklı şeyler kazandırmak gerekiyor.

Bursa, iş alanında ne kadar nitelikliyse farklılıklar açısından da bir o kadar geride duruyor!

Bu artık değişmeli!..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.