PKK ve Ekonomi

            Emekli
olduktan sonra bir müddet inşaat sektörü ile uğraştım. İnşaat sektöründe
çalışanlar genellikle İç Anadolu ve Doğu Anadolu kökenlidirler. Kars’lısı,
Van’lısı, Muş’lusu, Siirt’lisi v.s. 
illerin insanlarıdırlar. İş verdiğim bu insanlarla zaman zaman PKK
konusunu konuştum. Onları yokladım, düşünce ve fikirlerini almak istedim.
Söyledikleri şöyle; “Abi buralarda iş var, çalışıyoruz, iş buluyoruz, eve ekmek
götürüyoruz, akşam aşımız kaynıyor, memleketimizden de, bayrağımızdan da
memnunuz. Kimsenin bizi hor gördüğü yok, yeter ki terbiyeli ol, çalış, biz bu
ülkenin insanlarıyız”.

            Bu
arkadaşlardan bir tanesi daha açık konuştu;

-Abi ben Van’lıyım kardeşlerimle buralara geldik,
çalışıyoruz, oralarda iş yok, aş yok, açsın oralarda aç, buralara gelmeseydik,
belki karnımızı doyurmak için dağa çıkabilirdim. Hem bizim hem de ailemize
bakıyorlar. PKK çok örgütlü, çok iyi çalışıyor, ailene de bakıyor, aç
insanlardan her şey beklenir. Bizim oralara iş ve aş götürülmesi lazım,
göreceksiniz bu PKK belası biter” dedi. Düşündüm, değerlendirdim, haklı değil
mi?

-O yöre insanının açılımla işi yok. Tuzu kuruların derdi o.
“Yok özgürlükmüş, yok kendi dilinde eğitimmiş. Yöre halkı iş ve aş istiyor. AKP
hükümeti laf cambazlığı ile bu işin yürümeyeceğini bilmelidir. Açılım lafı var
ama içi boş. Hükümet olarak feodal yapıyı kaldırabiliyor musunuz? Toplumu
cehaletten kurtarabiliyor musunuz?

            Doğu ve
Güneydoğu yöremizin pek çok yerinde arazi, çiftçilik yapmaya müsait değil,
iklim müsait değil, yapılan fizibilite raporlarında hammaddesi o yörede olmayan
ki yok, hiçbir fabrika kurmak için olumlu rapor çıkmaz. İmal ettiğin ve
pazarladığın mamul, tüketim yerlerine yakın olacak, ihracat yapılacak ise
limanlara yakın olacak. Tesisi çalıştırdığın elemanları kolay bulacaksın.
Fabrikanın aletlerinin, yedek parçalarını en kısa zamanda temin edeceksin. Özel
sektör için çok zor.

            Doğu’da
yapılacak en iyi tütün ekimidir, hayvancılıktır. Tekel yabancılara satıldı,
tütün alımları yapılmıyor, tütüncülük bitirildi. Geriye hayvancılık kaldı. Et
ve balık kurumları da kapatıldı. Hayvancılıkta öldürüldü. İki yıl da kırımızı
et Türkiye’de 14.5 dolar, Bulgaristan’da 3.5 dolar, Romanya’da 5 dolar.

            Tarım
Bakanlığı bir yetkilisi, 2 ay önce “Hayvan yetiştirmek için çoban bulamıyoruz”
demişti. Bu söz sadece suyu bulandırmak. Siz AKP hükümeti olarak, hayvancılığa
teşvik verdiniz mi? Vermediniz, artan nüfusa karşılık her geçen gün hayvan
besiciliği geriye gidiyor. Girdi fiyatları artıyor. Şimdi ithalata geçtiniz,
benim çiftçime, hayvan üreticime para yok, ithalata var, Avrupa’dan borç para
al, sonra onlardan et ithal et, gelecekte borç para da bulunamayacak. İthal et
ettiğiniz devletin besicisi kazanacak. AKP sayesinde bu ülkede çiftçide,
besicide bitirildi.

            TÜİK
verilerine göre Türkiye’de 10946 bin büyük baş hayvan var. Kurban bayramında,
bu hayvanların bir bölümü kesiliyor, süt tozu da ithal edildiğinden, süt
inekçiliği de olumsuz yönde etkileniyor.

            Süt
fiyatlarının düşmesi, süt üreticilerine gelir getirmediği için süt inekleri de
kesime gönderiliyor. Bu şartlar altında, 5-10 yıl zarfında et ve süt mamulleri
fiyatların herhalde bilmem kaç katına çıkacaktır.

            Bugün et
ithal edeceğimiz yerde, küçük ve büyükbaş hayvan ithal etsek, Doğu ve güneydoğu
da yaşayan insanlarımıza versek siz üretici olacaksınız, ürettiğiniz et ve sütü
biz devlet olarak alacağız deseniz, bu insanlara iş ve ekmek kapısı açsanız
olmaz mı? İşsizlik önlenemez mi?

            Köylüye
belge karşılığı canlı hayvan verilirse, her köy bir besi çiftliği olur. Çobanı
da bulmuş olursunuz, maaşta vermemiş olursunuz. Bu ülkede yaşayan insanlarda at
ve eşek eti yememiş olur.

            İsrail’ler
Türkiye’de besi çiftliği kuruyor da, biz işsiz insanlarımıza, iş kolu açamıyor
muyuz? Hazır ithal buzlu balık yiyeceğimize, balık tutmasını öğrenelim.

            Besiciliği
ve süt üretimi işini iyi bilen, özel teşebbüs zihniyetli uzmanlarla, doğu ve
güney doğuya gidip, nerelerde et kombine tesisleri, süt üretim fabrikaları
kurulabileceğini fizibilite raporları ile altı ayda yapabiliriz. İkinci altı
ayda tesisleri kurmaya başlayabiliriz. O yörede bir-iki değil, çok geniş bir
üretim ağı oluşturabiliriz.

            Kuracağımız
fabrikalarda elektrikçiye, elektronikçiye, mekanikçiye, besi mühendisine,
veterinerine, muhasebecisine, kasabına, şoförüne, bekçisine, daha pek çok
meslek erbabına iş kolu açsak işsizliği önlesek olmaz mı?

            Ürettiğimiz
etleri, süt mamullerini dışarıya ucuz fiyatlarla ihraç etsek, işsizliği
önlediğimiz için yine bizim menfaatimizedir. Şu atasözünü unutmamalıyız. “Aç
tavuk ambar deler”. “Aç insandan her şey beklenir.”

            Üretecek
olduğumuz et ve süt mamullerinde devlet subvanse uygulayabilir.
Ürettiklerimizi, yarı fiyatına en büyük tüketici olan ordumuzun, devlet
hastanelerimizin, devlet okul yurtlarının ihtiyaçları karşılanabilir. Halk daha
ucuz protein almış olur, sağlıklı bir nesil yetişir.

            İstenirse
yapılır, yeter ki azim olsun.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.