Özel görevli sigara polisi

207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve
Kontrolü Hakkındaki Kanun’da ‘kapalı alan tanımı genişletiliyor’.

Bunun anlamı, sigara içilebilen üstü açık alanların
daralması.

            Yani,
etrafı 1 metre
35 santimin üzerinde kalan duvar, cam, korkuluk ile çevrili yerlerde, üstü açık
da olsa sigara içilemeyecek.

Çeşitli mekânlarda, tütün ürünlerinin kullanılmasının
yasaklanmasına ilişkin düzenlemenin, yayımlandığı 2008 yılından bu yana,
‘Dumansız hava sahasının korunması’ sloganını medyada sıklıkla duyar olduk.

Yasa sayesinde -Allah’ı var şimdi- “fabrika baca
emisyonları, egzoz gazlarını saymazsak”, dumansız hava sahası oluşmaya başladı
galiba.

Ama, bu uğurda az bedel ödenmedi.

Müşterilerine sigara içirtmemek için cansiperane savaşan,
kahraman işletmecilerin bu uğurda akıttıkları kanlar ve verdikleri canlar
unutulmayacak.

Bu ne demek mi?

Açıklayayım.

Bu ülkenin yöneticileri, ‘kaş yaparken, göz çıkarma’
konusunda, çok verimli topraklarda yetişmişler doğrusu.

Bakın kaş yapayım derken, ( toplum sağlığı adına bir projeyi
hayata geçirirken ), nasıl göz çıkartıyorlar? ( vatandaşları birbirinin gözünü
oyar, karnını deşer, hale getiriyorlar ).

Yasa uygulanmaya başladığından bu yana, basın ve medyada
“sigaranı söndür” uyarıları yüzünden, işyeri sahiplerinin yaralanması veya
öldürülmesi haberlerinden geçilmiyor.

Neden mi?

Efendim, yasa ne diyor, bir bakalım.

4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve
Kontrolü Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre; “özel hukuk kişilerine ait olan
ve birden çok kişinin girebileceği (ikamete mahsus konutlar hariç) binaların
kapalı alanlarında” tütün ürünleri tüketilemez.

Aynı yasanın 5. maddesi ise “yasakların uygulanması ve
tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletme
sorumlularının” önce uyarılmasını, uyarıya uymazlarsa, beşyüzden, beşbin liraya
kadar para cezası ile cezalandırıyor.

Yani diyor ki, yasa koyucularımız ve illaki de
uygulayıcılarımız;

“Ey işyeri sahipleri, işletmeciler; bundan böyle, sigara
içilmesini önleme konusunda devletin polisi olarak görevlendirildiniz.

Sizi görevlendirirken, size sormadık.

Zira bu görevi, zorunlu vatan hizmeti benzeri bir görev
olarak tasarladık.

Çünkü eğer, bu görevi yerine getirmezseniz; -valla- 5000 TL
para cezası ödersiniz.

Yerine getirirseniz; bunun için, bir maaş / ödül filan,
-sakın ola- beklemeyin.

Her ne kadar anayasamızda, angarya yasaktır diyorsa da,
sizi devletin koyduğu bu düzenlemenin uygulayıcısı yapmamız, angarya değildir.

Çünkü, biz yaparız olur.

Ha bu görevi, devlet görevlisi olmadığınız halde, devlet görevlisiymiş
gibi uygulamanızın insanlar üzerinde yarattığı infial nedeniyle, (e tabi) size
saldırırlar; yaralarlar, öldürürler de.

Bu konuda da, devletten bir medet ummaya filan, kalkmayın.”

İşyeri sahiplerini yasanın, vatandaşlar üzerindeki
yasaklarını uygulatma görevlisi (polis) haline getiren uygulama, ülkemiz
yöneticilerinin demokrasi kültür düzeyinin aynası olarak parlıyor.

Uygulama değiştirilmezse, bu parlak kültür düzeyi aynası,
kapalı alan tanımının genişletilmesi ile daha çok işyeri sahibinin canını
yakacağa benzer.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.