Özdamar İlköğretim’de AKP mi okutuluyor?

            Karacabey
Muhsin Özdamar İlköğretim Okulu AKP’nin arka bahçesi olmuş gibi görüntü vermeye
başladı.

            Bu okulun
yöneticileri, dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde göremeyeceğimiz ilkellik
sergiliyor.

            Bilinçli
bir şekilde Belediye’nin reklamı yapılırken okul, öğrenciler, veliler siyasetin
içine çekiliyor.

            Hem de,
“CHP öğrencileri siyasete alet ediyor” denilerek, inanılması güç ve çok komik
çarpıtmayla politikanın daniskasını okul yöneticileri yapıyor.

            Hem de
olmayan bir söylem yaratılarak, öğrencilerin düşüncelerini özgürce ifade
edebilme haklarına ipotek konuluyor.

            Bir okulun
müdürü öğrencilerine, “Sen cumartesi günü evinin önünde neden fotoğraf
çektirdin” ya da “Belediye size futbol sahası yapmadı diye Ergün Koç’u neden
eleştirdiniz” şeklinde aba altından sopa gösterebilir mi?

            Hangi
gerekçeyle, kimin haddine.

            Özdamarlı
yöneticilerin tutumu demokrasi ile bağdaşmıyor. Diktatör heveslilerinin
duygularını yansıtıyor.

            Anadolu
Lisesi öğrencileri, Belediye Arıtma Tesisleri’nin çalıştırılmaması nedeniyle
pis kokudan büyük rahatsızlık duydukları yakınmalarını defalarca gündeme
getirdi. Kıyamet kopmadı.

            Karacabey
çöplüğünden yayılan mikroplar ve sivrisinekler nedeniyle ders yapamadıklarını
ileri sürerek Belediye’yi defalarca eleştiren İstiklal İlköğretim Okulu’ndaki
çocuklar öğrenci değil mi?

            Daha
birkaç hafta önce hazırlık sınıfı öğrencileri okul öncesi eğitime vurgu yaparak
pankartlar ellerinde sokaklarda yürüdü. Milli Eğitim Bakanlığı eleştirildi.

            Bunlar
alet olmuyor da, CHP çöp yığınlarını dile getirirken Muhsin Özdamarlı
öğrencileri mi siyasete alet etmiş oluyor?

            Pes
doğrusu.

            Adam gibi
yönetici olabilmek için öncelikle demokrasiyi, demokratlığı içimize sindirmemiz
gerekiyor.

Kargaların bile güleceği
noktadayız.

Nereden tutulursa tutulsun, nereden
bakılırsa bakılsın yalakalığın öne çıktığı bir mantık görüyoruz.

Okul bahçesindeki çerçevesiyle gövde
gösterisine dönüştürülen fotoğraf, rezaletten de ötedir.

Yöneticiliğin, eğitimciliğin bittiği yerdir.

Tehlikeli bir oyunla Muhsin
Özdamar’ın üzerinden Ana Muhalefet Partisi CHP’ye planlı programlı saldırılar
düzenleniyor.

            M. Özdamar
İlköğretim Okulu yöneticileri her halde akıl tutulması yaşıyor.

            Okuduklarını
algılayamama gibi bir sorun yaşadıkları ortada.

            Beyin
özürlü desem doğru olur mu acaba?

            Çünkü,
inanılması çok güç, bir o kadar da gülünç savlarla, adını koymaya zorlandığım
sözde reklam tezgahları sergilenirken gerçekler saptırılıyor, çöp yığınları
unutturulmaya çalışılıyor.

            M.
Özdamar’da, eğitim ve eğitimciliğin hiçbir yerine koyamadığım üzüntü verici
uygulamalarla kin ve nefret tohumları yeşertilmesinin bölünme kaygılarını da
beraberinde getirebileceğini söyleyebilirim.

            Leş
kokularından evlerinde pencere açamaz duruma geldiklerini söyleyen Yeni
Mahalleliler orada.

            Dağ gibi
çöp yığınları ve Belediyece dikilen “Moloz dökmek yasaktır” levhası da
fotoğraflarla kanıtlanmış durumda.

            Tekzip
edilemeyen söz konusu haberin doğruluğu tartışma dahi yapılamıyor.

            CHP’nin,
halkın isteği üzerine muhalefet görevini yerine getirirken dillendirdiği
söylemlerinde M. Özdamar İlköğretim Okulu ve öğrencileriyle ilgili tek bir
sözcük yer almamasına karşın kopartılan ilginç yaygara niye?

            Biz
söyleyelim: Birinci sınıf yıkama-yağlamadır.

            Ancak,
güneş balçıkla sıvanmıyor.

            Kıvırtmayla
gerçekler gizlenmiyor.

            M.
Özdamar’da, öğrenciler ve veliler kullanılıp, Belediye’ye yaranma adına bahane
üretilerek CHP’ye yüklenme politikaları tezgahlanıyor.

            CHP’nin
Yeni Mahalle’deki çöp yığınlarını göstererek Belediye’yi eleştirmesi çok
normaldir.

            Ancak,
normal olmayan okul yöneticilerinin Belediyenin avukatlığına soyunup CHP’ye
yüklenmesidir. Okulu, öğrencileri, velileri kullanarak politika yapmasıdır.

            Daha önce
de yazmıştım: Eğitimcilik ya da bir okulda yöneticilik yapmak yalakalığı
gerektirmez.

            Önce adam
olmalıyız. Adam olmalıyız ki, adam gibi öğrenci yetiştirme konusunda
zorlanmamalıyız.

            Belediye
Başkanına yağ çekmek isteyen varsa özgürdür ve gider kapısının önünde dilediği
gibi sıra bekler.

            Ancak bir
okulu hiç kimse AKP’nin arka bahçesiymiş gibi reklam aracı olarak kullanamaz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.