“Öğretmenlerin de özel bir meslek yasasına sahip olmaları gerekir!”

Karacabey CHP İlçe Başkanı Gönül Avil,  24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yaptığı yazılı basın açıklamasında öğretmenlerin de özel bir meslek yasasına sahip olmaları gerektiğinin altını çizdi.

Başkan Avil, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;  “Atatürk yoğun devlet işlerinin arasında fırsat yaratarak millet Mekteplerinde kara tahtaların başına geçerek dersler veriyordu. 1924 yılında Ankara’da toplanan öğretmenler kurultayında ‘Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır’ diye seslenen Atatürk’e Bakanlar Kurulu, 11 Kasım 1928 günü yaptığı toplantıyla ‘Ulus Okullar Başöğretmenliği’ ünvanını verdi. Atatürk Millet Mektepleri Başöğretmenliğini 24 Kasım’da kabul etti. Atatürk’ün 100. doğum yıl dönümü nedeniyle, 1981 yılından itibaren 24 Kasım’da ‘öğretmenler günü’ olarak kutlanıyor.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aşağıdaki konuşması ise son yıllarda işsizlik, siyasi baskı, gericilik, geçim sıkıntısı ve can güvenliği tehdidi altında yaşamaya çalışan öğretmenlere yine de umut ve enerji veriyor.

‘Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyetle yetiştirmek sizin elinizdedir. Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

Öğretmenler, Cumhuriyet sizden, fikri hür vicdanını hür irfanı hür nesiller ister. Baylar, açıklamak istiyorum ki, ilk esin kaynağı, ana baba kucağından sonra okuldaki öğretmenin dilinden, vicdanından, eğitiminden alınır’

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk işgalin, yağmanın yanı sıra yoksulluğun ve geri kalmışlığın da yenildiği kurtuluş Savaşı’nın ardından bu kez aydınlanma devriminin başarıya ulaşması için çaba gösterirken, bu uğurda en çok mücadele eden insanların öğretmenler olduğunun bilincindeydi. İşte bu yüzden Atatürk’ün, bütçe görüşmeleri sırasında aldığı tavır da eğitim, öğretim, okul ve öğretmene ne kadar önem verdiğini bir kez daha gözler önüne serer.

Yıl 1923. Mecliste Milletvekili maaşları tartışılırken dönemin Maliye Bakanı olan Gümüşhane Milletvekili Hasan Fehmi Ataç, Atatürk’e, ‘Paşam, Milletvekili maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar verelim?’ diye sorar. Gazi Paşa kısaca düşünür ve şu yanıtı verir; ‘Öğretmen maaşlarını geçmesin’

Cumhuriyetin en büyük eserlerinden biri olan Köy Enstitülerinden mezun olup Anadolu’nun daha başındaki köylerinde görev yapan o gencecik öğretmenler, Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanmanın verdiği azim ve kararlılık içinde görevlerini sürdürürken, şu gerçeği de bize haykırmışlardır; ‘Biz bu çileli yaşamın içinden gelmiş ırgatıyla, işçisiyle, göçeriyle, konarıyla aynı toprağın insanıyız, dertlerimiz de sevinçlerimizde aynı’

Bunu çok iyi biliyorlardı. Çünkü onların çoğu o dağ başlarındaki köylerin; o yolsuz, o susuz kasabalardaki İnsanların çocuklarıydı. Kaderleri ortaktı. Gittikleri köylerdeki o insanların yaşadıklarını sıkıntıları da mutlulukları da iyi biliyorlardı. Yaşadıklarıyla öğrendiklerini harmanlayarak mutluluğu da sıkıntıları da paylaşma bilinci içinde hareket ediyorlardı.

Günümüzde öğretmen yetiştiren tüm okullar, geçmişin bu başarılı deneyimlerinden yararlanarak çağın koşullarına uygun bir biçimde yeniden düzenlenmelidir. Son yıllarda yaşadığımız sıkıntılar bize her şeyi çok iyi anlatıyor. Çağın gerisinde kalmanın yolu da, çağdaş olmanın yolu da eğitimden geçiyor. Bunun bir başka yolu yok. Çünkü buraya kadar öğretmenin ülkenin kalkınmasında, çağdaşlaşmasında ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu kadar önemli bir görev üstlenen öğretmenlerimizin toplumdaki saygınlığının sağlanması ve motivasyonlarının artırılması için sosyal ve mali statülerinin yükseltilmesini sağlamak da devleti yönetenlere düşmektedir.

Öğretmenlik mesleği 1739 sayılı Milli Eğitim kanununun 43. maddesinde öğretmenlik ‘Devletin Eğitim, Öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği’ olarak tanımlanmıştır. Bir başka özel ihtisas mesleği olan Silahlı Kuvvetler mensuplarının ‘Türk Silahlı kuvvetleri personel kanunu’ adıyla özel bir yasaları vardır. Öyle ise öğretmenlerin de özel bir meslek yasasına sahip olmaları gerekir. 23 Ekim 2018 tarihinde açıklanan 2023 eğitim vizyonunda yer alan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’ öğretmenlerin 657 Sayılı devlet memurları kanunundaki haklarını koruyacak ve genişletecek şekilde hazırlanarak en kısa zamanda TBMM’ye sevk edilmeli ve yasalaşması sağlanmalıdır.

Yine hükümet, 13 Aralık 2018 tarihinde açıkladığı ikinci 100 günlük yol haritasında vermeyi vaat ettiği 3600 ek göstergeyi bir an önce hayata geçirmelidir. Öğretmenlerimizin bütçelerini destekleyen gelirlerden biri de ek ders ücretleridir. Net 18.22 TL olan ek ders ücreti günümüzün ihtiyaçlarına göre ciddi bir şekilde yükseltilmelidir.

Unutanlara gururla hatırlatmak gerekir ki; ‘Fikri hür, irfanı hür, vicdanını hür nesiller yetiştiren gerçek ve fedakâr öğretmenler eksik değil. Aklıyla ve kalbiyle her koşula göğüs gererek çalışmayı sizden öğrendik. Memleketin dört bir yanında yeşeren umutları bilgiyle besleyip büyütmeyi sizden öğrendik. Bir ömrü binlerce insanın hayatına adamayı sizden öğrendik. Dünü anlatmayı, bugünü yazmayı, geleceği şekillendirmeyi sizden öğrendik. Teşekkürler öğretmenim, Öğretmenler Gününüz kutlu olsun”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.