O kadar içimizde bir yer!..

Meis…

Fiziki olarak bizim aslında.

Burnumuzun dibinde…

Kaş’ın içinde.

Araba ile gidilecek olsa birkaç dakika Kaş’a…

Jetsky ile gitsen bir on dakika…

O kadar yakın.

İyi yüzenler için bile Meis’e gitmek zor değil.

O kadar içimizde bir yer.

Anadolu’nun parçası yani.

Ama hukuki olarak bizim değil.

Millerce uzaklıktaki Atina’nın.

Yunanistan’ın bir adası.

Buna benzer o kadar çok örnek var ki Ege’de.

Sakız, Midilli…

Kos…

Bu adaların Yunanistan’la alakası yok!

Aralarında uçurum var.

Kara bağlantıları sıfır.

Mesafeleri o kadar fazla ki…

En kısa ulaşım ancak uçakla olabilir.

Türkiye’den ulaşım ise mahalle içi gibi…

Midilli’de, Sakız’da Meis’te yaşayanlar zorunlu ihtiyaçlarını daha çok Türkiye’den karşılıyorlarsa bunun nedeni de işte bu yakınlık.

Ama bugün gelinen noktada Yunanistan, Güney Kıbrıs üzerinden Akdeniz’de petrol ve doğal gaz araması yaparak Ege Denizi’ni başka bir boyuta taşımaya kalkınca, Türkiye de haklarını korumak için “Mavi Vatan” tezini öne çıkarmaya başladı.

Türkiye de bu duruma Kaş’ın burnunun ucundaki Meis civarlarında petrol ve doğal gaz araması yapacak Oruç Reis sismik araştırma gemisiyle karşılık verme yoluna gidince ortalık bir anda karıştı!

Meis-Kaş bu gelişmeler nedeniyle askeri hareketliliğin en üst noktaya vardığı alan haline geldi.

Esasında Türkiye, Mavi Vatan düsturunu çok geç hayata soktuğu için bu durumla karşı karşıya geldi!

Ege Denizi ne Yunanlıların ne de bizim!..

Ama her iki ülkenin de hakları var…

Yunanistan, adaları öne sürerek Türkiye’nin Ege Denizi üzerindeki haklarını baskılamaya çalışma anlayışının kimseye yararının olmadığını eninde sonunda görecektir.

Ancak Türkiye bu noktadan sonra asla geri adım atmamalı!

Kararlılığını sonuna kadar korumalıdır.

Barış esastır ama barış için karşı tarafın çaba göstermesini sağlayacak adımların atılması da doğrudur.

83 milyonluk bir ülkenin haklarını korumak, arkasında Kurtuluş Savaşı gibi bir destan olan bir millet için zor değildir.

Gücü kendisinde olan bir ülkenin tarihsel yolculuğunda en önemli şey kendi içindeki barışıklığıdır.

Maalesef Türkiye’nin bugünkü en önemli sorunu da budur!

İçte uzlaşmanın rafa kaldırılmış olması, hem ekonomik anlamda hem de dış politikada Türkiye’nin zora düşmesine, gücünü sahaya yansıtamamasına neden oluyor!..

Bunun farkındaysak, yola devam…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.