Nutkum tutuldu, Nutuk’umuz tutuklu

Kara pilot teğmen Mehmet Ali Çelebi ismini birçoğunuz
mutlaka duymuşsunuzdur. Bu genç subay sade vatandaşın yaptığı askerlik
süresinden fazla bir süredir içeride,yani TUTUKLU…

Suç unsuru olarak gösterilenler arasında ise Nutuktan ve
Atatürk’ün yazdırdığı Medeni bilgiler kitabından alıntılar yaptığı telefon
görüşmeleri. Bir subayın yetişirken 
Atatürk’ün devrimlerini bilmeden yetişmesini istemek ne kadar manidar.
İmanlı bir Müslüman’ın namaz kılması için ABDEST ALMAYI BİLMEMESİNİ İSTEMEK
KADAR ABES BİR ŞEY.

            Türk
gençliği, Birinci vazifen Türk istiklalini, 
cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir, mevcudiyetinin ve
istikbalinin yegâne temeli budur sözünden bu ülkeyi parçala ya da
parçalayanlarla birlik ol mu dendiğini anlıyoruz acaba?

Hele yeni gelişen olaya ne demeli bilemiyorum. Yine M. Ali
Çelebinin savunması; Bizi Çanakkale’de, Sarıkamış’ta yok edemediler, Kurtuluş
Savaşı’nda yenemediler. Şimdi bizi üfleyerek yok etmeye çalışıyorlar. Biz
Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Işığımız 
O.”Teğmenin bu sözleri alkışlandı.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün salondakilere
“Lütfen mahkemeyi başka tedbirler almaya zorlamayın. Alkışı dışarıdan değil,
içinizden yapın” uyarısında bulundu(basından)

İçinizden alkış tutmak! Yahu alkışlamak insanın içindeki
kabaran hislerin dışa yansıyan sesli vurgusu değil midir? Beğendiğimiz destek
verdiğimiz söz yada davranışlara gösterdiğimiz tepkiye bile sınırlama getirmek
ne kadar da ileri demokrasi örneğidir böyle?

            Örneklendirelim bakalım nasıl bir şey
oluşur içeriden alkış tutmak?

-biz sekiz yılda seksen yılda yapılanlardan daha fazla yol
yaptık!

-?????

-kişi başı milli geliri 3000 dolardan 13000 dolara
çıkarttık!

-???

-Toki sayesinde binlerce evsizi ev sahibi yaptık!

-???

-Emeklimize 20 lira zam yaptık!

-???

-Torba  yasasıyla
esnafımıza işverenimize vergilerini ödeme kolaylığı sağladık!

-????

-Ne oldu bu söylediklerimden memnun kalmadınız mı? daha ne
yapalım sizin için yahu! Sizlere de iyilik yaranmıyor haaa!!

-Yok, efendim ne alakası var? Bizler çok memnunuz.

-O zaman niye sözlerimi ALKIŞLAMIYOR SUNUZ?

-İÇİMİZDEN ALKIŞLIYORUZ YA EFENDİM DUYMUYOR MUSUNUZ?

-Ben onu bunu bilmem benim her sözümden sonra beni
alkışlamanıza alıştım, yine aynı tempoyla alkışlayın bakayım! Çok ses çıksın
ki, moralimiz düzelsin.

-Ama efendim hâkimler alkışa kısıtlama getirdi, haberiniz
yok mu? Artık alkışlar içimizden olacak.

-???

Bu nedenledir ki bende M. Ali Çelebi subayımızı en kalbi
duygularımla ellerim patlayana kadar ALKIŞLIYORUM!

NE O BAKIYORUM YAZIMIN SONUNDA BİRİLERİ DE BENİ ALKIŞLIYOR
GALİBA, BEN ÖYLE HİSSETTİM. İçinizden de olsa alkışınıza teşekkürler…  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.