Nifak tohumları
Bütün dinlerde olduğu gibi,
Müslümanlık dinimizin, ana öğesi, insan sağlığıdır, toplum sağlığıdır.
Allah’ımız diyor ki;
a)Kul
hakkı ile karşıma gelme
b)İnsanlar
arasına nifak sokma
c)İnsanları
birbirine düşürmek için dedikodu yapma
d)İftira
atma
e)Yalan
söyleme
Başbakan eski CHP Lideri BAYKAL ile
şimdiki lideri KILIÇDAROĞLU’nun arasını açmak için “Bir takım oyunlar
tertiplendiğini” söyleyerek ikisinin arasını açmak için nifak sokmaktadır.
“Sayın KILIÇDAROĞLU’nu Sayın
ÖNDERSAV’ın yönettiğini söyleyerek ikisinin arasını açmak için dedikodu
yapmaktadır.
Başbakan Tunceli’nin (Eski adı
Dersim) “başına CHP VE İnönü’nün bomba yağdırdığını söyleyerek iftira
atmaktadır.
Oysa o zaman İsmet İnönü Başbakan
bile değildi. Aslında ATATÜRK’e vurmak istemektedir. Ancak şuanda gücü
yetmemektedir. 12 Eylül’de referandumda “EVET” çıkarsa, hem kendisi, hem de
tarikatlarla, büyük ATATÜRK için her türlü yalanı ve iftirayı söyleyeceklerdir.
Anayasa üyelerini kendi kafalarına göre değiştirince “AKP’nin laiklik
karşıtlığının odağı olduğunu” karar altına alan anayasa mahkemesi de
olmayacaktır.
Başbakan tarih okumalıdır.
Yukarıdaki sözleri ile 1923-1939 yılları arasındaki Kürt isyanlarını çok iyi
öğrenmesi gerekiyor. İsmet İnönü ve Atatürk’ü suçlaması doğru değildir. O
yıllardaki CHP’ye göre demek ki bugünkü kürt isyanlarına çiçek vermesi
gerekiyor.
Başbakan tarihle yüzleşmek
istiyorsa, yapması gereken Tunceli’lerden cumhuriyet dönemi için özür dilemeli
ve yasa çıkarmalıdır. İsyancı liderlerden Seyyid Riza, Şeyh Said ve diğer
cezalandırılan grupların itibarlarını yasa ile iade etmelidir.
Başbakan’ın yukarıdaki ifadelerinden
sonra Özdemir İnce’nin dediği gibi “Başbakan ileride CHP’nin durumuna düşmemek
için PKK ile uzlaşmalı, genel af çıkarmalı, PKK ve ÖCALAN’dan da özür
dilemelidir.
Başbakan Öcalan’ın affı için 2006
yılında yasa hazırladı. Kendisi ve bakanlarına imzalattı, komisyona gönderdi,
amma gücü yetmedi, af kanununu komisyondan geri çekmek mecburiyetinde kaldı.
Başbakan din kültürü verilen
İmam-Hatip mezunudur. Hocaları “İnsanlar arasına nifak sokmak en büyük
günahtır” dedikçe herhalde tersini anladı.
Böyle bir başbakandan bu ülke
kurtarılmalıdır. Kurtulma yolu da referandumda “HAYIR” oyundan geçmektedir. Ben
şiddetle “HAYIR” diyorum.
Başbakan’ın birde bakanı var. Egemen
BAĞIŞ. AB ile ortaklık konularını artık konuşmadığını gazete haberlerinden
anlıyoruz. Artık iç siyasetle uğraşıyor. Diyor ki, “Anayasa değişiklik paketine
HAYIR diyenin ya aklında sorunu vardır yada vatan sevgisiyle ilgili bir
sıkıntısı vardır” diyebiliyor.
Camilerde bile “EVET” propagandası
yapıyor, camilerin siyaset yeri olmadığını bilmiyor! Camiler ibadet yeridir.
Din siyasete alet edilemez.
Sayın Bakan benim gibi “HAYIR”
diyenlere “Aklında zoru vardır” deyemezsiniz. Ben ve benim gibiler deli
değiliz. Bize hakaret etmeye sizin hakkınız yoktur, olamaz da. Siz o beyin dağarcığınızı
biraz geliştiriniz.
Ayrıca “Vatan sevgisiyle ilgili bir
sıkıntısı vardır” diyorsunuz. Ben sizlere karşı amansız bir HAYIR’cıyım.
Siz herhalde “Bir milyar dolar
karşılığı DUBAİ’de Türkiye’nin menfaatlerini satıp, anlaşma yapan Bakan
arkadaşınızla, beni ve benim gibi “HAYIR” diyenleri karıştırıyorsunuz.
Sizin yakın bir arkadaşınız
“Başbakanı süpürmeyiniz” diye Amerika’ya yalvarmıştı. Korkarım “Başbakan sizin
her isteğinizi yerine getirecektir” demişte olabilir. Bunu tarih
açıklayacaktır.
Sayın bakan iç ve dış siyasetimiz
ülke ve ulusumuzun çıkarları, doğrultusunda değil, ABD ve AB çıkarları
doğrultusunda dayatmalarla şekillenmektedir. Onlar izin vermeden Kandile
inemiyoruz, terörü bitiremiyoruz.
Sınır güvenliğimizi sağlayamıyoruz.
Ülkemizin özerk bölgelere ayrılması istenilmektedir. Sevr hortlatılmaktadır. Ve
sizler ağzınızı açamıyorsunuz. İşte sizlerin vatan sevgisi budur.
Sizin gibiler bu canım ülkeyi
yönettiği için kahroluyorum, onun için şiddetler HAYIR diyorum.