Ne kadar “Milli” yiz

Konuşma dilimizde vurgu yapmak ve anlamı kuvvetlendirmek
için kullandığımız bir kelime var”MİLLİ”kelimesi.

Milli eğitim, milli savunma, milli istihbarat, milli takım,
milli sporcu…gibi bir çok  konu ve konum
itibarıyla milli sayılan. Öncelikle “Milli” kelimesinin yerli yerinde
kullanılması konusunda hassas olunması, bu kelimenin hakkının verilmesine aşırı
dikkat edilmesi gerekir.

1-5 Kasım tarihleri arasında Ankara Kızılcahamam’da yapılan
18.Milli Eğitim Şurasında

Eğitimden ”milli”özelliği çıkartacak nitelikte kararlar
alındığı noktasında haberi okuyunca bu yazıyı kaleme alma gereği duydum.
Aslında bu yazıyı eğitimci arkadaşların yüksek sesle dillendirmeleri gereklidir
diye düşünüyorum.

Yer Kızılcahamam ve alınan kararlar ise KIZILCA kıyamet
kopacak cinsten. Tabi benin anlayışıma göre. Birkaç maddeyi sıralayayım bakalım
sizler neler düşünüyorsunuz?

-Eğitim ortamları, Kurum kültürü ve okul liderliği başlığı
altında komisyon raporunun 33’üncü maddesinde yer alan öneri ile öğrencilerin
sabahları okuduğu Andımız ve İstiklal marşımız da zorunlu olmaktan çıkarılmak
isteniyor.

Peki, kardeşim sen bunu adında ”milli”olan şura’da hangi
ŞUUR ‘la söylüyorsun? Sen böyle SÖYLERSEN BİRİLERİ DE ÇIKAR MECLİS KÜRSÜSÜNDEN;
ANDIMIZI VE İSTİKLAL MARŞINI OKUMAYA MECBUR DEĞİLİM der.

Dokunulmazlık zırhıyla aylığını da aldığı devletinin
birliğine zeval veriyor.  Yırtık terlikle
ya da yamalı önlüğüyle öğrenim görmeye çalışan o küçücük beyinlere BÖLÜCÜLÜK
TOHUMLARINI SERPMEYE utanmayanlar, bu devletten maaş alarak vatandaşı etnik
ayrımcılığa götürmesi ne kadar acı. ACI kelimesi çok hafif kalıyor ya neyse.
MİLLİ irademizin çimentosunu parçalamaya yok etmeye yönelik bu ŞUURSUZ Şura’nın
önerisi inşallah hayat bulmaz diye diliyorum.

-Özel okullar arttırılsın önerisinin de yer aldığı iki
rapor.

-Din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin anaokullarına
kadar indirilmesi önerileri de mevcut

500 lira karşılığı hayat mücadelesine itilen
öğretmenlerimize acaba siz ne kadar ahlaklı yaklaşıyorsunuz derim o zaman da
ben. Çünkü yakın çevremden biliyorum ayda beş yüz liraya özel dershanelere
gitmekten başka çaresi kalmayan yeni nesil öğretmenlerimiz var.

-1+4+4+4 şeklindeki önerinin de yer aldığı bir toplantı.
Yani kesintisiz eğitimi bölme taktiğinden başka bir şey değildir.

Dahası da var ama kısaca söylemek istediğim şey adının
başında ”MİLLİ”olan eğitimiz ne hale getirmeye çalışıyorlar. Vahşi
kapitalizmin ve ona çanak tutan liberalizmin açtığı gedik tamiri zor bir sürece
sürüklüyor bizleri ve yeni yetişen nesillerimizi. Bu demektir ki liberalsizim
“li”si MİLLİ mizin, “Lİ”sini yok ederek sadece “mil” kalması isteniyor. Bu mil
de dünyamızı aydın görmeye yarayan gözlere sürülen MİL gibidir kör eder insanı.

Milli’lik herkesin taşıyabileceği kadar hafif bir şey
değildir. Bazıları onun altından kalkamaz ve ezilirler. Bazılarına da bulut
gibidir uçurup göklere taşır onları.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.