Nasıl bir eğitim dönemine başlıyoruz?

Eğitim-öğretim yılının ikinci dönemi yine sancılı ve sorunlu başladı.

Türkiye genelindeki sorunlar bir yana özellikle Bursa eğitim alanında da büyük ihmallere uğradı, uğramaya devam ediyor.

Sorun o kadar büyük ki, 9 siyasal partinin il başkanı bir araya gelerek, konuyla ilgili ortak açıklama yaptılar.

Basın toplantısında yapılan en önemli saptama şuydu:

Marmara depreminin üzerinden yıllar geçti. İki yıldır da Corona salgını ile uğraştık. Okulların açılacağı tarih, aylar öncesinden duyuruldu. Her nedense okulların yıkım kararı, okulların açılacağı zaman açıklandı.

Resmî makamlardan alınan bilgilere göre (42) kırk iki okul için yıkım kararı alındı. Gerekçe, deprem riski taşımalarıymış. Duyumlara göre yıkılmış ya da yıkılacak okul sayısı yetmiş (70) dolayında.

Yıkım kararı alınan 42 okuldan kimileri aynı bahçedeki öbür bloklara; diğerleri ise kayıt çevresine yakın okullara yönlendirildi.

Tarihsel değeri olan Tophane Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin birtakım bölümleri ile Demirtaşpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yıkıldı ama yerine yenileri yapılmadı. Bursa sanayisine ara eleman yetiştiren bu okulların yıkılması, meslek okullarına vurulmuş bir darbedir.

İlkokul öğrencilerinin, lise binalarına yönlendirilmesi, çocuklar için sorunlar yaratıyor. Liselerin fiziksel koşulları, ilkokul öğrencileri için uygun değil. Örneğin oturdukları sıralara yetişemiyorlar.”
 **** 
Memleket Partisi İl Başkanı Güner Aklan, DSP İl Başkanı Hüseyin Cahit Akıncı, Bağımsız Türkiye Partisi İl Başkanı Şevket Tamaç, Genç Parti İl Başkanı Tuncer Mutlu, Türkiye Değişim Partisi İl Başkanı Sevgi Boz, Gelişim ve Demokrasi Partisi İl Başkanı Zeki Baştürk, Doğru Parti İl Başkanı Kamil Karasil, Cihan Partisi İl Başkanı Mahmut Demir ile Liberal Demokrat Parti il başkanlarının ortak açıklamasında Bursa’da eğitimin en sorunlu bölgesinin Yıldırım olduğuna dikkat çekildi.

Başkanlar “Yıkım kararı alınan okulların pek çoğu Yıldırım İlçesinde.  Bu ilçe göç alan bir bölge. Ailelerin eğitim düzeyi çok düşük. Maddi durumları yetersiz. Bir de öğrenciler, evlerinden uzak okullara gidiyor. Bu öğrenciler nasıl başarılı olacak?

Alınan bilgilere göre 63 binada güçlendirme çalışmaları tamamlanmış; yıkım kararı alınan okullardan (9) dokuzu ihaleye çıkarılmış. Kaynak ise Avrupa Birliği’nin göçmen

göçmen çocuklarının eğitimi için verdiği kaynaktan karşılanacakmış. Bu yılın sonuna dek ihale edilen okulların yapımı tamamlanacakmış. Bekleyip göreceğiz” dediler.

700 bin öğrenci eğitim dışı kaldı!

İmam hatipler dışındaki okullara üvey evlat muamelesi yapan AKP iktidarı ve onun eğitim yöneticileri, Veli-Der’in saptamalarına göre en az 700 bin öğrenciyi örgün eğitim dışına itti.

Bakın o konuda hangi sayısal verileri açıkladı Veli-Der:

“Okullaşma oranlarında en ciddi düşüş okul öncesinde gerçekleşmiş, 2020-2021 yılında 5 yaş grubunda kayıtlı öğrenci sayısı yüzde 24,8 azalmıştır. 2020-2021 eğitim öğretim yılında ilkokulda Türkiye genelinde 6-9 yaş arasında 5 milyon 193 bin 546 çocuğun bulunduğu ilkokuldaki çocukların 143 bin 861’i örgün eğitim dışına çıktı. Ortaokulda 2020-2021 eğitim öğretim yılında okullaşma oranı yüzde 95,9’dan yüzde 88,9’a geriledi. Türkiye genelinde 10-13 yaş grubundaki 5 milyon 153 bin 504 çocuğun yaklaşık 74 bin 726’sı, Türkiye genelinde 14-17 yaş arasında 4 milyon 948 bin 853 çocuk olduğu düşünülürse bu yaş grubundaki 457 bin 274 çocuk okul dışında kaldı.”

Yeterli öğretmen ataması yapılmıyor!

Eğitimdeki bir başka kara deliğe, Eğitim-İş Sendikası Bursa Şubesi Başkanı Yeliz Toy işaret etti.

Eğitim-öğretim yılının ilk yarısının sona ermesinin ardından yaptığı açıklamada şunları söylemişti:

Pandemiden önce açıkladığı raporlarla öğretmen açığı bulunduğunu itiraf eden MEB, bu koşullara rağmen yeterli öğretmen ataması yapmamıştır. 2020-2021 eğitim öğretim yılı sonunda 38 bin öğretmenimiz emekli olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı önce 20 bin ardından 15 bin ek atamayla emekli öğretmenlerimizin yerini bile dolduramamıştır. Geçtiğimiz yıl 87 bin ücretli öğretmenimiz görev yapmıştır. Bunun en az 80 bini açık kadrodur. En az 140 bin atama yapması gereken Milli Eğitim Bakanlığı ataması gereken 140 bin öğretmenin yerine ücretli öğretmen çalıştırmaktadır. Bu durum hükümetin işletmeci zihniyetinin yansımasıdır.

Siyasi iktidar aynı zihniyetle yardımcı personel, hizmetli ve memur ataması yapmayıp okullarımızı bu alanlarda hizmetlerden eksik bırakmıştır. Taşeron işçilerle, İŞKUR üzerinden sağlanan geçici çalışanlarla bu hizmetler sağlanamamaktadır. İŞKUR’un gerekli personeli geç sağlanması nedeniyle okullar hijyen koşulları sağlanmadan açılmıştır. AKP iktidarı kendi rant alanları için bütçe ve ödenekleri fazlasıyla harcarken yine düşük ücret vererek eğitim öğretim faaliyetlerini ‘karşılamış’ gibi yapmıştır.”

**** 
İşte yeni öğretim-eğitim dönemi böylesine sorunlu bir tabloda başladı.

Eğitime bilim penceresinden değil de ideolojik gözlükle, dindar (Dindar kuşaklar yetiştirmenin sakıncası yok, sadece dindar nesil yetiştirme hedefi yanlış), kindar nesil yetiştirmek amacıyla yaklaşılırsa ne Bursa’da eğitim sorunları çözülür ne de Türkiye’de…

Çünkü düşünmeyen, sorgulamayan, üretmeyen, sadece tüketen insan bu toplumu ileriye götüremez.
 **** 
Bu yazının dipnotu: Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den umutlu olmak istiyorum ama Eğitim-Bir-Sen adlı sendika başta olmak üzere tarikat-cemaatlerin gölgesi nedeniyle beklentiler boşa çıkacaktır diye düşünüyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.