Namussuz!

Kadın milleti, sözüm sizedir.
Yaşınız ne olursa olsun siz siz olun 00:00’dan sonra dışarıya adımınızı atmayın.
O an ki Sindirelallığınızın bittiği andır. O an ki çanların sizin için hunharca çaldığı andır.
Ne prens kalır ortada sizi kurtaracak, ne kaçıracak araba, ne de koruyacak muhafız.
Kırmızı Şapkalı Kız’ın babaannesini yiyen kurtlarla dolar etraf.
Fareler cirit atar dört bir yanda…
Hastanız da olsa, evinizde yangın da çıksa, kocanız başınızda sandalye de parçalasa zinhar kıpırdamayın yerinizden.
Kırın dizinizi, kapatın çenenizi, kader deyip oturun evinizde.
Arkadaşlarınızla buluşmayın, orda burda sallanmayın. Hele de Mervelerde ders hiç çalışmayın.
Gittiyseniz de gittiğiniz yerde kalın.
Sabah ola hayrola…
Yoksa, kendi ülkenizde, kendi şehrinizde, kendi caddenizde, hatta kapınızın önünde dahi kıstırılabilirsiniz.
Ondan sonra olacakların vebali sizin boynunuzadır.
Bu böyle biline…
‘Namusunuzu’ koruyacak olan sizlersiniz.
Kimden mi koruyacaksınız?
Elbette ki ‘NAMUSSUZLAR’dan…
****
Akşam Bağdat Caddesi’nde gece 3’de evine dönen 19 yaşındaki genç kıza bıçak zoruyla tecavüz etmiş o namussuzlardan birisi. Akabinde yakalanmış ve suçunu kabul etmiş. Şimdi mesele bu vak’anın kızın hayatında yarattığı depremin yaralarını sarmakta.
Bir diğer namussuz ise ondan beter çıkmış. “19 yaşındaki bir ‘kız’ gece 03:00’te Bağdat Caddesi’nde ne tür bir eğlenceden dönebilir?” diye anket düzenlemiş sosyal medyada.
Seçenekler sunmuş aklınca: “Saklambaç”, “İp atlama”, “Yağlı güreş, “Bilemiyorum”.
(Bu arada adamın da aynı saatte dışarıda olduğunu sorgulamamış. O erkek tabi!)
Yağan tepkilerin ardından da ‘Yanlış anlaşıldım’ diyerek silmiş yazdıklarını.
Yanlış anlaşılmamış aslında, vatandaş yanlışın ta kendisi olmuş.
KIZ kelimesini tırnaklamasına ve sunduğu seçeneklere baktım da; ‘O sokakta ah keşke ben de olsaydım’ diye düşünmüş aslında vatandaş. Kaçan fırsata hayıflanmış için için.
Hazır şartlar bu kadar müsaitken değil mi?
Şartlar müsaitse kişi de müsaittir nasılsa…

Ey bu yazıyı okuması en gereken ama ihtimal ki en okumayacak kişi;
Şartlar bazen müsait görünebilir size, lakin her zaman göründüğü gibi değildir görünen.
Hem, velev ki bir kadın uzun süren bir toplantıdan ya da sıra dışı ve çılgın bir partiden geliyor evine o saatte.
Sana ne! Kime ne!
Akbaba misali kadının başına çökerken, arta kalandan bir pay da ben kapayım diye mi düşündün yoksa sen?
Namussuzluk dediğim işte tam da bu..
****
Şimdi;
Bu namussuzlara diyecek iki lafım var:
Bir kadının sizin karşınızda anadan üryan duruyor olması sizin ona kendi rızası dışında dokunacağınız anlamına gelmez.
Kişinin akli dengesi yerinde olmayabilir ya da başı derttedir, belki de canı öyle durmak istemiştir.
Bir heykeltraşın ya da ressamın önündeki çıplak bir model için, yoğunbakımdaki bir hasta ya da morgtaki bir naaş için, hatta ve hatta size baba diye sarılan savunmasız, minicik bir beden için de hep böyle mi düşünüyorsunuz siz yoksa?
Mağazaların vitrin mankenleri ona keza.
Tacize uğrayan hayvanlar ona keza.
Onlar da başıboş ve giysisiz dolaşıyorlar nihayetinde.
Hepsi çıplak ve hiçbirisi direnmiyor mu diyorsunuz?
Hepsi müstahak yani…
Gece karanlığında ve ıssızlıkta tehlike herkes için var. Biz kadınlar için üstüne bir de suçlama var.
Hak mı şimdi bu?

Bakın biz bıktık artık baktığınız her yerde ‘aynı şeyi’ görmenizden.
Bıktık artık özel ilişki ile genel ilişkileri ayırt edememenizden.
Bıktık artık tacizden, tecavüzden ve hatta ‘namus ve aşk’ cinayetlerinizden.
Ve bıktık artık ulema eliyle gittikçe daha fazla ötekileştirilmekten…

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.