Müzik Ciddi Bir İştir

Yüzlerce fotoğraf çektim gün boyu.
Sosyal medyada bir fotoğraf albümü oluşturarak her çektiğim fotoğrafı anı anına paylaştım dostlarımla.
İstedim ki onlar da bu coşkuya şahit olsunlar. Onlar da hepsi birbirinden hevesli bu çocukların üzerlerine aldıkları sorumluluğu nasıl sırtladıklarını, kıyafet seçiminden sahne duruşlarına kadar nasıl ciddi çalışmalardan geçtiklerini görsünler.

Nilüfer Belediyesi‘nin bu yıl Mix Müzik’in katkılarıyla ikincisini düzenlediği ve Bursa Akademik Odalar Birliği Oditoryum Sahnesi’nde gerçekleşen Nilüfer Liselerarası Karaoke Yarışması‘ndaydım ben de.

Ön elemelerde 46 okuldan 96 şarkı yarışmış ve 24 okuldan 34 şarkı finale kalmaya hak kazanmıştı. Yarışmanın adının Nilüfer olduğuna bakıp da katılımcıların sadece Nilüfer ilçesi sınırları dahilindeki okullarla sınırlı olduğunu sanmayın. Yarışma tüm Bursa okullarını kapsıyordu.

Yarışmada 34 şarkı dinlenecekti, şarkılar bitip  de  jüri oylama için odasına çekildiğinde de Can Bonomo’yu izlenecekti.
Gençler hem sahne alacak arkadaşları için, hem de Can Bonomo konseri için sabırsızdı.
İzleyicilerin arasında, sahneye hakim bir konumda oturan jüri üyelerinin işi de zordu. Nelere dikkat etmeyeceklerdi ki?
Tonalite seçimi, detonasyon, yorum, vokal tekniklerine hakimiyet, altyapıya uyum, sahne ve mikrofon hakimiyeti, ses gürlüğünün denetlenmesi, ritmik hakimiyet, görsel sunum, giriş ve final senkronizasyonu…
Tabii bunlarla birlikte en önemli bir ölçü de, şarkıyı ne kadar hissederek yorumladıkları…
Jüri üyelerinden bahsedelim biraz da
Jüri seçkin isimlerden oluşuyordu. Can Bonomo, Özge Ersu, Cengiz Ateş, Bengü Beker, Zeynep Göknur Kara Yıldız, Harun Fatih Güler ve Alpay Mumcu. Hepsi müzik alanında deneyimli, hepsi birbirinden kıymetli.
Lakin işleri zor…
Bu arada; jüri üyelerinden Özge Ersu, yarışma için Bursa’ya gelişini ve gerek Nilüfer Belediyesi ile, gerekse yarışma ile ilgili izlenimlerini “Bursalıyam Ezelden” başlığı altında anlatmış ince ince.
Okumak için tıklayın: Yazıyı okuyun ve bir de jüri tarafından bakın bakalım yarışmaya.
Biz yine salona dönelim;
Yarışmacıların sahne sıralarını beklerken ya da sahneden indikten sonraki halleri cıvıl cıvıldı, kıpır kıpırdı. Adı üzerinde, deli kanlıydı hepsi.
Öğretmenleri onların heyecanını yatıştırmaya çalışıyor, ‘önemli olan yarışmaya katılmak, elemeleri atlamak ve cesaret gerektiren bir iş olan sahneye çıkmak’ diyordu. ‘Ben çıkamam mesela’ die de ekliyordu.
Kulak misafir olduğum bu cıvıldaşmaya ben de katıldım. “Herkes birincilik için yarışır elbet. Ama 1 kişi birinci olur. Böyle yarışmalarda da insan birinci olmayınca ölünmeyeceğini öğrenir.” dedim.
“Annem de öyle söylüyor” dedi kızlardan birisi. Anneler hep aynıydı işte. Aklın yolu hep birdir…
Bilirsiniz; çalışmak da önemlidir lakin müzik biraz da yetenek işidir… Çok zaman yeteneğini çalışkanlığı ile perçinleyip, ruhu ile süsleyebilenler ipi göğüsler. Ancak yarışma başarısı ile hayat başarısı her zaman paralel gitmez.
Neden Karaoke?
Bir orkestrayla çalışma imkânı bulmak zordur çünkü. Hem zaman lazımdır, hem de müzik aletleri. Böyle zamanlarda da teknolojiye başvurulur ve her ne kadar canlı enstrümanlarla müzik yapmaya benzemese de, karaoke gibi bir uygulamayla müziğin tadına varılır. Şarkı söylemek isteyen herkes için idealdir.
Şaşkınım
Sahneye çıkan finalistlere baktım da, bazıları biraz tutuktu, pek çoğu ise sanki yıllardır sahnedeymişcesine rahat ve profesyonel söylüyorlardı şarkılarını.
Yarışmacılar söyleyecekleri şarkılarını ağırlıklı olarak yabancı sanatçılardan seçmişlerdi.
Türkçe pop söyleyen de vardı, türkü söyleyen de, rap söyleyen de.
Kimileri mütevazı bir duruş içindeydi, kimileri söyleyecekleri şarkının ruhuna bürünmüşlerdi.
Saçlar, kıyafetler, aksesuarlar, bakışlar… Sanki bu çocuk Cem Karaca, bak bu kız aynı Celine Dion, bir diğeri Zaz ve bir diğeri tıpkı Adele…
Büyümüş de küçülmüşler sanki diye düşündüm onları izlerken, olmadı.
Onlar çoktan büyümüş…
Can Bonomo
Finalistler bitip de sıra Can Bonomo konserine gelince kızılca kıyamet koptu tabi. Hele bir de Can Bonomo yerlerine oturamayan gençleri sahne önüne davet edince tam oldu. Nasıl bir delirme, nasıl bir enerji. Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Bukle Erman’ın da dediği gibi ciddi oturumların yapıldığı ‘Oditoryum oditoryum olalı böyle konser görmemişti’.
Hani hep gençler gençler diyorum da, itiraf edeyim; biz büyükler de yerimize oturmadık.
Biz de en az gençler kadar ayaktaydık…
Sonuç:
Vee geldik en heyecanlı bölüme. Sonuçlar açıklanıyor tek tek. Arkadaşları dereceye giren öğrencilerin tezahüratları görmeye değer. Her seferinde alkış kıyamet. Seçilenlere bakıyoruz, jürinin doğru bir karara varabilmek için kılı nasıl kırk yardığını görüyoruz. Zaman zaman kırk yarmakta yenişememiş olmalılar ki ikişer tane ikinci, ikişer tane üçüncüler çıkmış ortaya.
İşte böyle:

En İyi Kız Solist
1- Beyzanur Kaya (Ahmet Erdem Anadolu Lisesi)
2- Rana Dilan Bulut (Özel Final Anadolu Fen Lisesi)
2- Oya Oktay (Hüseyin Özdilek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi)
3- Zeynep Varel (Feriha Uyar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi)
3- Zeynep Dillioğlu (Özel Gökada Anadolu Lisesi)
En İyi Erkek Solist
1- Atacan Bulunuz (Özel Final Anadolu Lisesi)
2- Serkan Kalkan (Orhangazi Anadolu Lisesi)
3- Eren Kotar (Özel Bursa Emine Örnek Koleji)
En İyi Grup
1- Damla Öz – Zeynep Varel (Feriha Uyar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi)
2- İrem Akbaba – Murat Avcı – Esin Şen (Gazi Anadolu Lisesi)
3- Serkan Karslı – Musab Daud (Ahmet Erdem Anadolu Lisesi)
Sonrası, klasik fotoğraf çekimleri, plaket sunumları, teşekkürler teşekkürler…
****
Gençleri müziğe özendiren liselerarası müzik yarışmalarına yeniden hayat vermek, her gencin bir müzik aleti ile buluşması için çaba sarf etmek, geleceğe yatırım yaparken sanatı ES geçmemek önce Başkan’ın sonra da belediyenin genç ve geleceği gören yüzü. Bunları akıl eden, akıl etmekle kalmayıp gerçekleştiren ekipler geleceğe yaptıkları dokunuşun ziyadesiyle farkındalar, zaten onlar o yüzden bu işleri bu kadar emek, yürek ve ciddiyet ile yapıyorlar. Çünkü müzik ciddi bir iştir…
Bizlere de bu güzellikleri izlemek ve dikkat çekerek desteklemek tarafı düşüyor…
Bir söz de benden size:
Her ne yaparsanız yapın ama içinizdeki müziğin sesine hep kulak kabartın.
Yolunuz açık olsun çocuklar…
****
Yarışmanın fotoğraf albümü için tıklayın:
Yarışma arasında jüri üyesi Özge Ersu ile yaptığımız mini sohbeti izlemek için tıklayın:
cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.