Meydan okuyanların partisi!

Tetikçi, çanak yalayıcısı propaganda bülteninin yazarlarının “FETÖ’cü,” 15 Mayıs’taki MHP kongresi için söylediği sözleri çarpıtıp “Akşener 15 Temmuz’da başbakan olacağım dedi” gibi yalanları piyasaya sürenler, İYİ Parti’nin 2. Olağan Kurultayı için ne düşündüler acaba?

Hiç utandılar mı?

Durup dururken insanlara iftira attık, hiç olmazsa “Allah affetsin” dediler mi?

Sanmam…

Çünkü bunlarda utanmazlık zırhı var!

Çocuk pornocusu bir suçlunun sözlerini manşete çıkarıp Mansur Yavaş’ı seçtirmemek için iftiralar dizisi yapan “Yandaş-yalaka-yalancı-tetikçi” medyada en küçük bir pişmanlık gördünüz mü?

Bu tiplerden yerel medyada da çok vardı.

Çanak yalayacıları, iktidardan beslendikleri için İYİ Parti’ye ilk andan itibaren fırsat vermek yerine makineli tüfekle aralıksız ateş ettiler.

Ya tatlısu merkez sağcılarına ne demeli?

“Bu parti MHP’nin yan kuruluşu gibi, olmadı, tutmadı” diyerek, aslında kendilerinin yönetici olmadığı her oluşumun hedefe varmayacağını söyleyip durdular.

Hiç kendilerine bakmadı bu tipler…

ANAP’ı da DYP’yi de mezara gönderenler sanki kendileri değilmiş gibi omuz vermek yerine burunları bir karış havada ahkam kestiler.

Kolay mı Olağanüstü Hal koşullarında parti kurmak?

Kolay mı otoriter bir rejimde muhalif olmak?

Kolay mı her an gözaltına alınıp, FETÖ’cü diye yaftalanmak?

(Parti henüz kurulmadan Kervansaray’da Selçuk Türkoğlu-Sami Bilge’nin sponsurluğunu üstlendiği Demokrasi Grubu toplantısını hangi zorlukla yaptığımızı ben biliyorum.)

Partinin kurucusu olmak için mangal gibi yürek lazımdı.

İnanıyorum ki, Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu parti kurarken, daha geniş yelpazede isimlere teklifler yaptılar, ama kimisi korkudan, kimisi tutmayacağını düşündüğünden, kimisi iş yaptığı için iktidarın hedefi olmak istemediğinden bu partilerin kuruluşlarında yer almadı.

Onun için var olanlarla yola çıkıldı.

İYİ Parti, MHP’den kopan cesaretli ülkücülerin meydan okumasıyla yaşam buldu.

Onların o direngenliği, mücadelesi, kenetlenmesi olmasaydı bu parti olur muydu?

Ancak son kongrede görüldü ki, İYİ Parti merkeze oturmak üzere…

Hem söylem olarak hem kadro olarak…

Erdal Sarızeybek, Ümit Özlale ile Prof. Dr. Bahadır Erdem gibi isimlerin Genel İdare Kurulu’na girmesi partinin yol haritasını ortaya koymuyor mu?

BURSA’NIN KAZANIMLARI

İYİ Parti’nin kurultayına Bursa damga vurdu, dersek abartmış olmayız sanırım.

İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, kongrenin en aktif isimlerinden biriydi.

Genel Başkan Meral Akşener’in kurduğu ‘İrtibat Komisyonu’na İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa il başkanları seçildi.

İl başkanlarıyla Genel Başkan arasındaki irtibatı bu ekip sağladı.

Yüksel Yılmaz-Hasan Toktaş-Necati Özensoy-Selçuk Türkoğlu-Dr. Mehmet Hasanoğlu’nun İYİ Parti meşalesini ilk Bursa’dan yaktığı düşünülürse, bu şehir kurultayda hak ettiğini aldı.

Bursa açısından müthiş bir tablo oluştu.

Divan Başkanlığını Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu’nun yapması bu şehre Genel Başkan Akşener’in verdiği önemi gösteriyor.

Ayrıca yeni Genel İdare Kurulu’naa İsmail Tatlıoğlu, Hasan Toktaş, Ahmet Erozan’ın yanı sıra genç bir partili Müberra Çakır asıl listeden girdi.

Şermin Can Özensoy da yedeklerden GİK’e seçilen isim oldu.

Merkez Disiplin Kurulu’na da Bursa teşkilatının istediği Seyda Şahin seçildi.

Daha önce Merkez Disiplin Kurulu’nda Ayşegül Özyiğit Gül vardı.

Bursa bu kongreden istediğin aldı diyebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.