Mağdurum ben mağdurum (1)

Sevgili Okurlar

Ülkemiz hızla Haziran’daki genel seçimlere yaklaşırken,
milletvekili aday adaylığı süreci de bir hayli renkleniyor. ATO Başkanı Sinan
Aygün, Polis Müdürü Hanefi Avcı, YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, HSYK eski
başkanvekili Kadir Özbek, Adana savcısı İlhan Cihaner, DİSK başkanı Süleyman
Çelebi… Bakıyorum da hepsi nereden baksanız ileri demokrasi mağdurları. Sinan
Aygün’ün daha önce Ergenekon soruşturmasıyla ilgili evi ve işyeri basılıp
aranmıştı. O sıralardaki söylentilere göre Sinan Bey merkez sağda bir parti
oluşumu arayışları içindeydi. Ergenekon kisvesiyle bu arayış elbette birdenbire
kesilmek zorunda kalmıştı. YARSAV’ı zaten biliyorsunuz, Türkiye’de hukuk
sistemi üzerine oynanan oyunlara başından beri karşı olan bir kurum. HSYK’nın
başkanvekilliğini yapmış olan Kadir Özbek de uzun süredir Türk Hukuk sisteminin
yıpratılmasına karşı tavrını net bir şekilde ortaya koymuş isimdir. Erzincan
Cumhuriyet Başsavcısı iken, bir tarikatın üzerine giden ama kendisini hapiste
bulan ve daha sonra Adana’ya düz savcı olarak atanan İlhan Cihaner de ileri
demokrasi uygulamalarının en mağdur isimlerinden biri. Tabi kamuoyunun ”torba
yasa” olarak bildiği, aklınıza gelebilecek en alakasız kanun maddelerinin bir
arada geçirildiği yasayla, cumhuriyet tarihimizin başından beri kazanmış
oldukları neredeyse bütün hakları kaybettirilen ”işçi” kesiminin en yüksek
temsilcilerinden biri, DİSK başkanı Süleyman Çelebi de istifa edenler arasında.
Evet, bu saydığım isimler kamu görevlerinden istifa ederek, hepsi de CHP’den
milletvekili aday adayı olmak üzere başvurularını yaptılar.

Bunlara ilaveten devlet içinde F tipi diye tabir edilen bir
örgütün varlığına işaret ettiği kitabıyla gündemi uzun süre meşgul etmiş, ancak
kendini aniden ”devrimci karargah” denilen yasadışı sol bir örgüt
yapılanmasının içinde bularak Silivri zulumhanesine gönderilmiş bir diğer ileri
demokrasi mağduru Hanefi Avcı da, herhangi bir siyasi parti adresi vermeden
kamu görevinden istifa ederek aday adaylığı sürecini başlatmıştır.

Bu isimler elbette geçtiğimiz Perşembe gününe kadar kamu
görevinden istifa etmesi gereken kişilerdi. Kamu görevlisi olmadıkları için
aday adaylıklarını daha ileriki tarihlerde açıklayacak olan ileri demokrasi
mağdurları da var. Örneğin Silivri de tutuklu bulunan gazeteci yazar Mustafa Balbay
büyük ihtimalle CHP’den aday adayı olacak. Bu arada iktidar yalayıcısı, maaşa
bağlanmış bir takım kalemler, Silivri’den ”Milletvekili yapılarak” çıkışların
etik olmadığını söylemeye başladılar. İleri demokrasilerde demek ki temelsiz
iddialarla hapse atılmak etik oluyor, oradan çıkmak etik olmuyor! İşte bu
ülkede satılık kalemler utanmazlıklarını bu boyutlara vardırdılar.

Sevgili Meltem Okurları. Her fırsatta mağdur
edildiklerinden şikayet eden iktidar sahipleri bu tabloyu hiç görmüyorlar mı?
Bir yıl öncesine kadar her fırsatta kendilerine suikast mağduriyeti yaratan
iktidar egemenleri aslında gerçekte kimleri mağdur ettiklerini bilmiyorlar mı?
Ankara’da bir taksi içinde yakaladıkları bir aşçı ve bir marangoz onbaşının
suikastına kurban gideceklerini iddia ederlerken, çıkardıkları torba yasayla
milyonlarca işçiyi mağdur ettiklerini görmüyorlar mı? Köylünün hayvan
otlatacağı meraları sorgusuz sualsiz üzerinde istediği gibi tasarruf etme
hakkıyla TOKİ’ye veren hükümet milyonlarca köylüyü mağdur ettiğini bilmiyor mu?
Üzerlerine HES yapılabilmesi amacıyla bütün akarsuları Enerji Bakanlığına
bırakan iktidar egemenleri ülkede ne kadar insanı mağdur ettiklerinin farkında
değil mi?

Ve ne yazık ki insanlarımız 3 tane yandaş televizyon
ekranıyla, 5 tane yandaş gazete sayfalarıyla uyutularak gerçek mağdurun kendisi
olduğunu bilemeden yaşayıp gidiyor…               

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.