“Lafla peynir gemisi yürümüyor”

Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, ekonomi, dış politika ve gündemdeki konulara yönelik değerlendirmelerde bulunduğu bir basın açıklaması yaptı.
Refah Partisi’nin 21 yıl önce 16 Ocak 1998 günü Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldığını hatırlatarak açıklamalarına başlayan Koçak, “Geldiğimiz noktadan rahatsız olan çevre, alınan o haksız karar karşısındaki tavrı hakikatken bizleri üzmüştü. O karar alınmamış olsaydı bugünkü şartlar oluşmazdı. Demokrasiye balans ayarı yaparsanız hiç beklemediğiniz şartlarla karşılaşırsınız. Bu noktayı üzüntüyle hatırlıyoruz. Bugün iktidarda olanlar 21 yıl sonra ne olacağını düşünerek hareket etmelidir. Biz her zaman doğruları söyledik. İnsanlarımızın hayrına kararlar aldık” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz’ açıklamasına sert tepki gösteren Koçak, Trump’ın ahlaki değerlerden yoksun biri olduğunu, bütün dünyanın bunu bildiğini ifade etti. Trump’ın bu hareketlerinin kendilerini haklı çıkardığını belirten Koçak, şöyle devam etti: “Trump ‘kovboy’, mantığıyla hareket ediyor. Israrla vurgu yaptığımız bir konu var. ABD’den stratejik müttefik olmaz. Hiçbir ülke stratejik ortağını tehdit edemez. Herkes bilmelidir ki, Türkiye tehditlerle hizaya getirilecek bir ülke değildir. 5 bin yıllık kadim devlet tarihine sahip. Şantajlara asla boğun eğmeyeceğiz. Ülkemiz bağımsız bir millettir. İktidar her ortamda bağımsızlığı vurgulayarak, ülke itibarını korumalıdır. Esas olan ülkemizi, bu tehditlerin yapılamayacağı bir konuma getirmektir. Bu da ancak sanayide ve teknolojide geleceğimiz seviyeyle ilgilidir. Sanayi ve teknolojide istenilen seviyeye gelinmezse karşı tarafta bir etki oluşturmaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sakarya Tank Palet Fabrikası’na yönelik ‘yapılan iş özelleştirme değil, işletme hakkının BMC’ye devredilmesidir’ açıklamasına değinen Koçak, “Bu bir özelleştirme değilse Resmî Gazete’de bunun neden bir ‘özelleştirme’ olduğu ifade ediliyor. AK Parti yöneticileri kelimelerle oynamaktan vazgeçmelidir. Yaptıkları işi farklı gösterecek kelimeleri seçmek işin özünü değiştirmez. Bu bal gibi özelleştirmedir. Bu tarzdaki özelleştirmeler dikkat edilmediği takdirde çok büyük sorunlar doğurur. Bir de bakmışsınız bu fabrika çürümüş. Elimizdeki tesisler farklı şekilde kayboluyor. Bu fabrikaya gözbebeğimiz gibi bakmalıyız” dedi.
Koçak açıklamalarına şöyle devam etti: “Sorulması gereken sorular var. Niye, biz bir ihalenin yapıldığını duymadık? Neden, bu firmaya doğrudan verildi? Hangi şartlarda verildi? Ne kadar paraya verildi? Burada çalışan askeri uzmanlar var, bunlar ne olacak? Statüleri ne olacak? Eğer bunların hiçbiri dikkate alınmazsa bunların hepsi gider. Bu fabrikaların devlet tarafından korunması gerekiyor. Bu hassasiyeti iktidarda hiç görmedik. 95 yıllık tüm birikimi sattılar.”
“Ekonomi, geleceğimiz hakkında hiç güven vermiyor” diyen Koçak, “İşsizlik 11,6 oldu. Bir yıl öncesine göre mukayese edildiğinde 500 bin kişi işsiz kaldı. Sadece bu rakam yeterlidir. Tarım Bakanı’nın gündeme getirdiği 2 milyon hektar arazi ekilmemiş. Tarım Bakanı bunu ‘tekrar üretime kazandıracağız’ diyor. ‘Peki, nasıl yapacaksınız’ diye soruyoruz. 2 milyarlık bir para ayırmışlar. Tarımın gelişmesi için en az milli gelirin yüzde 1’i çiftçiye destek verilmelidir. Şu anda bu rakam 44 milyar ama bunlar 16 milyar destek veriyor. Böyle bir mantık olur mu? Tarıma verilen desteği bile vermezken. Bu nasıl düzelecek? Lafla peynir gemisi yürümez. Geldik tıkandık. Lafla ülkenin sorunları çözülemez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müteahhitlere yönelik eleştirilerine değinen Koçak, “Seçim sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarın lideri gibi konuşmuyor. Adeta bir muhalefet lideri gibi konuşuyor. Geçtiğimiz hafta yeni bir çıkış yaptı. Müteahhitlerden şikâyet ediyor. Diyor ki ‘deniz kenarlarını, ormanları, yeşil alanları yok ettiler. Para uğruna ağaçları katlettiler ve oralara dikey mimariyle çok katlı binalar yaptılar.’ Bu söylediklerinizi kim yaptı? Ormanlarımızı kim katletti? Deniz kenarlarına gökdelenlerin ruhsatlarını kim verdi? Marmaris’te Okluk Koyu’na yazlık cumhurbaşkanlığı sarayını kim inşa ediyor? Sit alanlarını kanunla sit alanı olmaktan kim çıkardı? Bunları hangi iktidar yapıyor sormak istiyoruz. Gelin, içiniz yanıyorsa bütün partiler bir araya gelsin. Bir komisyon kurup bu işin suçlularını ortaya çıkarılsın. Bu komisyonun başkanı da siz olun” ifadelerini kullandı.
Açıklamalarının sonunda sahte seçmen kayıtlarına ilişkin Koçak, “Sandık listeleriyle oynanmış. Bir dairede yüzlerce seçmen varsa bu sahtekârlıktır. Bunu yapan kimse bulunmalıdır. Bu açık bir sahtekârlıktır. Bu seçmenleri kim yazdı? Kendiliğinden bu oluşur mu? Bir hanede 600 seçmen bulunur mu? Yüksek Seçim Kurulu bununla ilgili bir açıklama yapmalıdır. Bu, milletle alay etmektir. Bunları kim yaptıysa sahtekâr adamlardır. Bunu yapan sahtekârlar cezalandırılmalıdır. Seçmen kütüğünde olmayan yazılıyorsa bu sahtekârlıktır” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.