KÜLLİYE AKLI* DEĞİL DEVLET AKLI KAZANDI

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Seta adlı yandaş düşünce kuruluşu tam bir provokatör. Adil Gür adlı araştırma kuruluşunun sahibi de ondan altta kalmadı. İnsanlık dışı bir yorumda bulundu. Seta gibi kuruluşlara ve yandaş televizyon kanalları ile gazetelere göre Şam’ı fetihe gidiyoruz. Tele 1,Halk Tv, Fox Tv gibi kanallara ve sözcü, birgün, korkusuz gibi gazetelere göre Hatay’ı veriyoruz! Bir medya bu kadar iktidar yanaşması olamaz. Diğer medyada bu denli Amerikan-İsrail ağzıyla yorum yapamaz. Bunların tümü Türkiye Cumhuriyetinin, Vatan Bütünlüğünün ve Ulus Birliğinin karşısındadır. Pentagonda yazılan raporla yorum yapıyor. Osmanlıcılık oynarken Ulusal bilinci baltalıyor, bu iki medya!

68 kuşağının Devrimci önderlerinden, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Arslan Kılıç’ın harika bir analizi var. Ak Partinin Suriye ile ilgili yetersizlik, bilgisizlik dolu durumu ile ilgili. Paylaşıyorum…

– Suriye ‘ye karşı başlatılan askeri harekatın, ne Türkiye’nin menfaati, ne de “Devlet Aklı ” ile ilişkisi vardır. Bu harekatla Türkiye, yalnızlaşarak ABD dayatmalarına boyun eğme sürecine sokulmuş oluyor.

– “Devlet Aklı ” Hükümetin, Meclisin, Muhalefetin, Asker Sivil Güvenliğin, Diplomasinin, Yargının, Üniversitelerin, Maliyenin vb toplamıdır. Tayyip Erdoğan ile Bakan-Müsteşar-Danışman karışımı 7-9 kişiden oluşan “külliye ekibi” aklı, “Devlet Aklı ” değildir.

– T. Erdoğan ‘a göre, 29 Şubat günü İstanbul ‘da Akp milletvekilleri ile yaptığı toplantıda sözünü ettiği “İdlib ‘teki kurgu” zannedildiği gibi bir “ABD kurgusu” değil, “Putin-Esad kurgusudur”. İdlib krizi başlayalı beri yaptığı konuşmalar dikkatle incelendiğinde “Asrın Liderinin” “Putin ve Esad İdlib’te yenerek tasfiye edilmene neden olacak” kurgusuna inandırıldığı anlaşılıyor.

– İktidarı kaybetmekten ölümüne korktuğunu ve bu konuda “Ulu Hakan Abdülhamid Hanı'” fersah fersah aşan vesvese taşıdığını bilen güçlerin “Asrın Liderini” İdlib savaşına ve Putin ile arayı bozmaya, bu kurgu ile ikna ettiğini söyleyebiliriz. Bu konuda James Jeffrey’e ve “külliye ” ile yaptığı yoğun temaslara dikkat…

– Suriye ‘ye karşı İdlib ve çevresinde başlatılan askeri harekatın, bölgede karşı askeri güçler (Suriye, Rusya, Hizbullah ) dikkate alındığında, ABD-NATO-İsrail desteği olmadan yapılması imkansızdır.

– ABD-NATO ve İsrail başından beri böyle bir harekatı önermiş ve destekleyeceğini açıklamıştı. Desteğin bugün için, istihbarat ve hava kontrol desteği ile kısılmış borç musluklarının açılması olduğu söylenebilir. Trump, Pentagon ve CIA, Astana-Soçi süreçlerini bitirme karşılığı bunlardan daha fazlasını verebilir. Fazlası, Halkbank, mal varlığı ve yaptırım dosyalarının rafa kaldırılması vb. olabilir.

– Suriye ‘ye karşı askeri harekât, nesnel olarak ABD-İsrail cephesine yarayacaktır. Ama bölgede son sözü Amerikan karşıtı cephe söyleyecektir. Bundan emin olunuz. Şark kurnazlığı ile “top çevirme” alanı daralmış Yeni Abdülhamitçiliğin sonu da, eskisi gibi hüsrandır.

– Bugünün gerçeği : Tayyip Erdoğan ‘ın tasfiyesini bugün Putin (ve hatta Esad) istemez. Ama Suriye -Rusya-İran bloku ile İdlib’te savaş kesin olarak T. Erdoğan ‘ın tasfiyesi ile sonuçlanır.

. . . . . . . . . . . . . . . .

Sonuç olarak; on yıldır jeopolitik, stratejik, Asya’nın yükselişi, Dünya ekonomi merkezinin Asya’ya kayması, askeri, ekonomik tüm artılar Asya’yı işaret etmektedir. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk ‘ün dediği gibi “Biz Türkler Asyalı bir Milletiz “. Geçmiş, tarih, kültür, sosyoekonomik ve folklorik bağlılık bunu zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle 50’lerin DP, 60 ve 70’lerin Mhp kafası ile Rusya ‘yı düşman göstermek hiçbir gerçeklikle örtüşmemektedir.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı Köşkünü, külliye olarak görmek, danışmanları Danışman olarak görmek külliyen Türkiye Cumhuriyetinin çıkarlarına karşı gelmektir.

. . . . . . . . . . . . . . . . .

Putin ile Erdoğan görüşmesinde alınan kararlar belli oldu. Kararlar; tuzağı kuran Abd-İsrail, Davutoğlugiller familyasını ve Davutoğlu ile yürüyen muhalefeti memnun etmedi, haliyle.

Neden?

1- Ateşkesi bekliyorlardı ama Astana-Soçi sürecinin ortadan kaldırılmasını istiyor, açık açık söylüyorlardı.

2- Rusya ile bağ bitsin, terörist Abd-İsrail ve Nato’nun kucağına oturalım istiyorlardı, söylüyorlardı. Hatta ileri giderek basındaki kalemşörleri “Rus ayısı” adlı hakaretler kullanıyordu. (Burada Chp’nin ATATÜRKÇÜLÜK ile hiçbir ilgisinin kalmadığı kesinleşti.)

3- Erdoğan tek taraflı “Güvenli bölge ” söylemini terketmek zorunda kaldı. Bu salt Erdoğan kinine bağlı Natocu kesimin en çok eleştireceği konu olacak. Güvenli Bölge, bölgenin Baş Aktörleri tarafından belirlendi. ABD, yine çuvalladı.

4- Askeri Devriye daha etkili yapılacak, Rusya ile! (Eyvah eyvah Ruslaşıyor muyuz ne? Ne dersiniz Davutoglugiller familyası ve peşindeki muhalefet! )

DEVR-İ ABDÜLHAMİD BİTTİ. BİR DAHA GERİ GELMEYECEK. SENDELEYECEK, HANÇERLENECEK, FIRTINALARA TUTULACAK, İÇİMİZDEN DIŞIMIZDAN VURULACAĞIZ.

AMA….

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN YERİ ASYA’DIR….

ASYA İKLİMİNDEKİ YOLDA HIZLA İLERLEMEKTEDİR.

BUYRUĞUN yerine getirilmektedir, getirilecektir.

BAŞKOMUTANIM, ÖNDERİM, CUMHURBAŞKANIM MUSTAFA KEMAL ATATÜRK!

* Külliye Aklı… Sayın Arslan Kılıç’ın tanımıdır. Yararlandım, teşekkür ederim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.