Kızılay’da kan değişimi

Karacabey Kızılay Şubesi, önceki gün gerçekleştirilen
olağan kongresinin ardından yönetimini yeniledi.

            Buna göre
oluşan yeni yönetimde Şube Başkanlığı’na İsmail Tezcan seçildi. 2.Başkan Yusuf
Hoşbaş olurken, Muasipliğe Ahmet Türk ile Şerafettin Barbaros ve Veznedarlığa
ise Levent Durmuş getirildi.

            Kızılay
Karacabey Şubesi Başkanı İsmail Tezcan, misyon ve vizyonlarıyla ilgili
kamuoyunu bilgilendirdi.

            Tezcan
misyonlarını, “Toplumun güç ve kaynaklarını harekete geçirerek, insan
saygınlığının korunması doğrultusunda her koşulda, yerde ve zamanda muhtaç ve
korunmasız insanlara yardım etmek ve toplumun afetlerle mücadele kapasitesinin
geliştirilmesini desteklemek” olarak açıkladı.

            Vizyonlarını
ise, “Tüm toplumu kucaklayan ve tüm toplumun kucakladığı, ulusal ve
uluslararası düzeyde saygınlığını ve hizmet kalitesini sürekli geliştiren bir
insani yardım kuruluşu olmak” istediklerine vurgu yapan Tezcan, Kızılay
hakkında önemli bilgiler verdi.

Kızılay tarihine farklı bakış

Başkan İsmail Tezcan, “Kızılay eski adı Hilal-i Ahmer’dir.
Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu’nun temel ilkeleri olan insaniyetçilik,
ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık çerçevesinde çalışan kamu yararına
yarıgönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. Personelinin bir kısmı gönüllü, bir
kısmı ise maaşlı olarak çalışır.

            29 Haziran
1868 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nun 5 Temmuz 1865 tarihinde imzalamak
zorunda kaldığı Cenevre Sözleşmesi gereği olarak “Mecrûhîn ve Marzâ-yi Askeriyyeye
İmdad ve Muâvenet Cemiyeti – Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım ve Destek
Cemiyeti” adıyla Dr. Abdullah Bey ve Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa öncülüğünde
kurulmuş ancak hiçbir zaman faal hale geçmemiştir.

            14 Nisan
1877’de “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti” adı ile Marko Paşa
önderliğinde yapılan toplantılardan sonra yeniden kurulmuş ve Sırbistan-Karadağ
Savaşları ile Teselya Savaşlarında yardım çalışmaları yaptıysa da ancak 1960
yılında kurumsal olarak çalışmaya başlayabilmiştir, Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti,
amblem olarak hilâli alması gerekçe gösterilerek Uluslararası Salîb-i Ahmer
(Kızılhaç) tarafından uzun süre kabul edilmedi. Nihayet 1897 Haziranında
Londra’da toplanan Milletlerarası VIII. Kızılhaç Konferansı’nda Dr. Besim Ömer
Paşa’nın gayretleriyle hilâlin amblem olarak alınması resmen kabul edilmiştir.

            1923
yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile “Türkiye Hilaliahmer
Cemiyeti” adını almıştır. 1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından
uygun görülen “Türkiye Kızılay Cemiyeti” adını almıştır” dedi.

Temel ilkeler

Kızılay Uluslararası Kızılay-Kızılhaç hareketinin temel
ilkelerine değinen Tezcan, şunları söyledi;

“1.İnsaniyetçilik: Kızılay savaşlarda yaralılara ayırım
gözetmeksizin yardım etmek ister. Gerek ulusal gerekse uluslararası alanda insanların
acılarını koşullara bakmaksızın önlemek veya hafifletmek, insanların yaşamını
ve sağlığını korumak, insan kişiliğine saygı göstermek Kızılay’ın amaçlarıdır.
Uluslar arasında anlayış ve dostluğun geliştirilmesini, ulusların işbirliği
yaparak barışın sürekli olmasını hedef alır.

2.Ayırım gözetmemek: Kızılay ırk, din, cinsiyet, milliyet,
sosyal sınıf ve siyasal görüş farklarını gözetmeden, insanların ızdıraplarını
göz önüne alarak yardım eder ve öncelikli gereksinimleri gidermek için çalışır.

3.Tarafsızlık: Kızılay düşmanlıklarda taraf tutmaz, taraf
olmaz, dini, felsefi, siyasi ve ırksal tartışmalara katılmaz.

4.Bağımsızlık: Kızılay Türkiye Cumhuriyeti Devleti
yasalarına ve ilgili uluslararası kurallara uyarak bağımsız olarak insancıl
faaliyetler yapar.

5.Hayır kurumu niteliği: Kızılay çalışmalarında ve
yardımlarında çıkar amacı gözetmez, gönüllü olarak yardım etmeye çalışır.

6.Birlik: Türkiye’de aynı amaçla ve herhangi bir isim ile
başka bir kuruluş kurulamaz, herkese açıktır, bütün yurtta çalışmalar yapar.

7.Evrensellik: Kızılay aynı amaçla çalışan yabancı ulusal
kuruluşlarla aynı haklara sahip ve karşılıklı yardımlaşma ile görevli evrensel
bir kuruluştur.

            İlkelerine
bağlı olarak faaliyet gösteren tüzel kişiliğe sahip ve özel hukuk hükümlerine
tâbi bir kurumdur.

            Kızılay,
insan kişiliğine saygıyı, karşılıklı anlayış, dostluğu, yardımlaşmayı, iş
birliği ve sürekli barışı destekler.”

Amaçlar

            Son olarak
Kızılay’ın amaçlarını anlatan İsmail Tezcan, sözlerini şöyle noktaladı;

“1.Kızılay savaşta felâkete uğrayanları koruyan 12 Ağustos
1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin taraf
bulunduğu uluslararası anlaşmaların kendisine yüklediği hizmetleri görür veya
yerine getirilmesine yardımcı olur.

2.Kızılay barışta yurt içinde ve yurt dışında vukua gelen
her türlü afet ve felâketlere karşı Tüzüğü dahilinde üzerine düşen hizmetleri
yerine getirir.

3.Kızılay insaniyetçi hukuk ilkelerine bağlı kalır, sağlık
ve sosyal dayanışmayı destekler, sosyal refahın geliştirilmesine yardımcı olur.

4.Kızılay Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Kızılay-Kızılhaç
Dernekleri Federasyonu ve bu federasyona dahil ulusal kuruluşlarla amaç ve
işbirliği yapar.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.