Kırk yıllık Kâni…

 Atasözümüz “kırk yıllık Kâni, olur mu Yâni” der…

AKP iktidarının “komşularla sıfır sorun” politikası Kâni'yi Yâni yapamadı. Ama kırk yıllık PKK'yi PYD yapma cambazlığını gösterip üstüne üstlük resmi görüşmeleri itiraf etti.

AKP iktidarı, RTE'nin tatil arkadaşı Esad ile  ortak Bakanlar Kurulu toplantısı düzenledi. Fenerbahçe Futbol Takımını Şam'a götürdükten kısa süre sonra ABD'nin hatırı için  Beşar Esad'la arayı bozdu. Esad'la arayı bozunca kırk yıllık Esad, Esed oldu. Bu kez Ortadoğu'nun bütün terörist örgütlerini toplayıp ülkemizde sığınmacı kampı adı altında kurulan eğitim kamplarında ABD ajanlarına eğittirdiler.

Buralarda eğitilen terör örgütü elemanları Suriye sınırımızı yolgeçen hanına çevirip gündüz işe gider gibi komşu ülke topraklarına gidip akşam geri döndüler. Çatışma-larda yaralananlar devlet has-tanelerinde gizlice tedavi edil-diler. Türkiye'de cezaevlerin-den salınan Hizbullah militanlarının ölüm haberleri nüfus kağıtları ile döndü.

Bu işe katılan katil sürüsünün adını ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) yapıp bu oluşuma katılan terör örgütlerinin adlarını da değiştirdiler. Kafaları karıştırmak için kamuoyuna farklı isimler sundular. İnsan kalbi ve ciğeri yiyen El Kaide, El Nusra oldu. Müslüman Kardeşler İhvan oldu. PKK'da PYD oldu.

Esad rejimi ülkesinde denetimi yeniden ele almak için Türkiye sınırından geri çekilince silahlı terör örgütleri ortaya çıkan boşluğu doldurdu. Türkiye'de “açılım süreci” adı altında sürdürülen PKK'nın legalleşmesi ve bölünme sürecinde bir kısım PKK militanları da Suriye topraklarına geçince Suriye'nin kuzeyindeki bazı bölgelerde silahlı güçler arasında PKK üstünlüğü ele geçirdi. (RTE bir süre önce PKK militanlarının Suriye'ye geçmelerini salık vermişti) Ceylanpınar'ın karşısında bulunan Resulayn kasabasında da böyle oldu ve El Nusra'yı alt eden  PKK burnumuzun dibine bayrağını dikti.

İşte bu AKP'nin Suriye politikasının çöküşünün iflas bayrağı oldu. Yandaş ve esir alınmış basın şaşkına döndü. PKK ile resmen komşu olduk. Kimse yeni komşularımıza PKK diyemediği için adına PYD dediler.

PKK'nın Suriye sınırımıza bayrağını dikmesinden sonra Suriye'deki PKK  sözcüsü Salih Müslim itibarlı bir konuk görüntüsü ile ülkemize getirilip MİT tarafından karşılandıktan sonra Dışişleri yetkililerimizle görüştürüldü. Bu görüşmeden çıkan tek olumlu (!) sonuç ise sınırımızdaki PKK bayrağının indirilmesi oldu. İndirilen bayrak yerine geçici olarak Kürt Konferansının bayrağı asıldı. Ama PKK'nın komşumuz olma durumu devam etti. Salih Müslim ziyaretten sonra yaptığı açıklamada Türkiye'nin 3 yerde kendileriyle sınır kapısını açık tutacağına söz verdiğini söyledi.

Yandaş ve esir alınmış basın Salih Müslim ile ilgili haberlerinde Müslim adına özel bir vurgu yapmaya önem gösterdi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 30 Temmuz günü yaptığı açıklamada PYD ile uzun süredir görüştüklerini ve Mayıs ile Haziran aylarında yoğun görüşmeler yaptıklarını vurguladı.

Bu sözün tercümesi Mayıs ve Haziran aylarında PKK ile yoğun görüşmeler yaptıkları idi. Görüşmeler PKK ile El Nusra'yı barıştırmak içindi. Zaten bir süre önce Suriye'deki muhaliflerin tümü dost kuvvetler olarak ilan edilmişti. PKK temsilcileri işi ilerletip PYD'nin Türkiye'de temsilcilik açmasını talep ediyorlar.

Oysa çok kısa süre önce AKP iktidarının PKK ile görüşmeler yaptığı iddiaları ortaya atıldığında AKP sözcüleri “namussuzlar, şerefsizler” diyerek ortalığı inletiyordu. Daha sonra PKK ile Oslo görüşmeleri ve burada PKK temsilcilerine tutanaklarda görüldüğü gibi   “Gözünü seveyim” sözleri ortaya çıkınca “biz görüşmedik, devlet görüştü” cambazlığına başvurmuşlardı.

Bu kez yaptıkları cambazlık PKK'ya PYD adını vermek.

Cümle alem biliyor ki PKK İran'da PEJAK'tır. Suriye'de PYD…

İster PEJAK ile, ister PYD ile, ister APO ile, ister Salih Müslim ile görüş. Sonuç olarak PKK ile görüşmüş olursun.

Kırk yıllık PKK, olur mu PYD…  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.