Kim ister aynı şeyi yaşamayı?

Çok yerde şahit oluyoruz.

Kimsenin koronavirüsü taktığı yok!

Ne kadar kolluk kuvvetiyle birtakım yaptırımlar devreye sokulmaya çalışılsa da Türkiye adım adım sürü bağışıklığına doğru gidiyor!..

Birkaç gün önce bire bir şahit oldum.

Bir oyun alanında hem de ilaç sanayisinde çalışan onlarca insan, yan yana hiçbir şeye aldırmadan oyun oynadılar, sohbet ettiler.

Oysa koronavirüs belasının yarattığı tahribatı en iyi bilen, yaşayan alanda çalışıyorlar.

Yine de…

Aldırış etmemeleri dikkat çekiciydi.

Aslında ana caddelerden, meydanlardan uzak noktalarda insanlar artık tedbirleri bırakmış durumda.

Ev gezmeleri…

Komşu sohbetleri…

Eskisine duyulan özlemle bütünleşerek tam gaz yol almaya devam ediyor.

Sıcak hava nedeniyle maske takan da takmıyor gibi esasında!

Zoraki ağza götürmeler ama o esnada maskeyi tutan ellerin her tarafa değiyor olması, “Takmasalar daha iyi olur!” dedirtiyor!..

Haziran ayındaki normalleşme sinyalleriyle birlikte gevşeyen tedbirler sonucu insanlar, virüsün mutasyona uğradığını düşünüyorlar.

Acaba böyle mi?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı verilere bakıldığında bunun böyle olmadığı anlaşılıyor.

Binin altına düşen vaka sayılarının bin 500’lere tırmanıp geri gelişine bakmayın…

Normalleşme adımlarını öne çıkaran faktörlerden birisi yoğun bakım hasta sayısının 700’lerin altına kadar gerilemesiydi.

Bugün bu sayı yeniden binli rakamlarda.

Entübe hasta sayısında ise yükseliş olmadığı görülüyor.

Günlük vaka sayısıyla birlikte yoğun bakım ünitesindeki hasta sayısının gerilemesi durumunda ancak rahatlayabiliriz.

Uludağ Üniversitesi’nde kapatılma eğilimindeki kliniklerin yeniden açılması, kovid tedavisinin eski canlılığına yeniden dönmesi nedeniyle hastane çalışanlarının ciddi anlamda bıkkın olduklarının altını çizmekte de yarar var.

Uludağ Üniversitesi’nde kovid’le mücadelenin önemli unsurlarından olan bir çalışan şu notu düştü:

“Arkadaşlarımız o kadar yoruldu ki artık koronavirüs kliniklerinde görev almak istemiyorlar!”

Mücadele et…

Üç gün sonra aynı duruma gel!..

Kim ister yeniden yeniden aynı şeyleri yaşamayı?

Maalesef, salgın konusunda ilkbahar boyunca elde edilen kazanımlar kaybedilmiş durumda.

Dahası…

Eskisi kadar insanlar, bilim adamlarının söylediklerini de pür dikkat dinlemiyorlar.

“Ne olursa olsun!” modu ön plana çıkmış durumda!..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.