Kim daha ünlü?

Cellatlar mı ünlüdür, kurbanlar mı?
Zalimler mi ünlüdür yoksa zulüm görenler mi?
Şüphesiz insanlık tarihinde zulüm görenlerin, kurbanların sayısı, zalimlerden ve cellatlardan çok daha fazladır. Tarih kitaplarının derinliklerine daldığınızda yüz binlerce zalim görürüz. Milyonlarca da zulüm gören…
Yüz binlerce zalime rağmen insanlığın yüz karalarının isimlerini saymaya kalksak birkaç isimden başkası allımıza gelmez. Neron, Kuyucu Murat, Hızır Paşa, Hitler der, kalırız. Oysa zulüm görenler ve zalimlere karşı mücadele edenler saymakla bitmez.
Tarihin tekerleği zulmedenlerin gücüne ve şiddetine rağmen zulüm görenlerin saygıdeğer çabaları ile daima ileriye doğru dönmüştür. Tarihin tekerini geri döndürme çabaları hep sonuçsuz kalmıştır.
Spartaküs ile ayağa kalkan köleleri ezen Roma diktatörünü bilen bile yok. Ortaçağda engizisyon kararı ile işkence edilen sayısız aydınlanmacı biliniyor. Roma’da yakılan Rahip Bruno, gökbilimci Galileo en bilinen örmeklerdir. Onları yargılayanları öğrenmek için büyük çaba göstermemiz gerekir.
İslam tarihinde Hallac-ı Mansur’un derisinin yüzüldüğünü biliriz. O’nun derisini yüzen ve yüzdüreni kimse bilmez. Simavne Kadısı Şeyh Bedrettin’e şiirler yazılmış, ağıtlar yakılmıştır. Bedrettin’i Serez çarşısında astıran kudretli bilinmez. Pir Sultan Abdal’ı astıran Hızır Paşayı ancak yine Pir Sultan’ın şiirleri sayesinde biliyoruz.
Nazım Hikmet hapisten çıkmasın diye af yasasına özel madde koyduran milletvekilinin adını bilen var mı? Ama büyük şairin eserlerini artık en karşıtları bile kürsülerde okuyor.
Deniz Gezmiş’i idama gönderen yargıcın adını kaç kişi anımsıyor? Cenazesine ailesi dışında kaç kişi katıldı? Deniz Gezmiş’i her 6 Mayıs günü milyonlarca kişi anıyor. Geçen hafta aramızdan ayrılan annesinin cenazesini binlerce kişi uğurladı.
Kenan Evren, adının hiç unutulmayacağını sanıyordu. Ama unutulma korkusuyla adını caddelere, meydanlara, okullara verdi. Şimdi o isimler bile silindi.
Geçtiğimiz hafta ülkemizin yüz akı bir bilim adamını hapse gönderdik. Çok değil 20 yıl sonra kimse Renan Pekünlü’yü hapse gönderenleri anımsamayacak. Olsa olsa lanetle anacak. Ancak Renan hoca sadece Türk bilim tarihine değil demokrasi tarihine de geçecek. Sadece O’nu hapse gönderen zihniyet değil, gönderilmesine göz yuman siyasiler, sesini yükseltemeyenler de utançtan kurtulamayacak.
Gelecek kuşaklar bugünün zalimlerini lanetleyebilmek, için ansiklopedi karıştırmak zorunda kalacak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.