Kazanırken Kaybetmek

Kazanırken Kaybetmek
Karacabey’de 29 Mart günü ilginç bir yerel seçimi daha geride bırakırken, sandığa giden seçmenin bilinçli irade kullanamadığını gördük sonuçlardan.
50 liraya, 100 liraya satılan seçmenin sandıktaki tercihi ne kadar sağlıklı olur ki? Bu konuda iyimser düşünemiyorum.
Halk yoksullaştıkça seçmen yozlaşıyor. Seçmen yozlaştıkça demokrasi erozyona uğruyor.
Karacabey’de özellikle son 15 yılda hortlayan “Seçim rüşveti” giderek iğrençleşirken, 28 Mart günü Cumhuriyet Alanı’nda tanık olduğum bir seçmenin, belediye başkan adayı ile yaptığı sıkı pazarlığı anlatmak istiyorum:
-45-50 yaşlarında, kara yağız, sırım gibi uzun boylu seçmen diyor ki; “Başkanım biz 12 haneyiz. 80 oyumuz var. 80’i de sizindir. Ancak bir takım elbise istirem. Şu evlere de erzak gönderirsen!”
-Renkten renge giren başkan adayı kıvranarak, “Biz rüşvete karşıyız. Biz birlikte kalkınmayı düşünüyoruz. Biz balık tutmasını öğreteceğiz. Seçmeni satın alarak köleleştirmeyi aklımızdan geçirmiyoruz” dedi ve el sıkışıp hızla ayrıldı.
Gördüğüm bu manzara fazla şaşırtmadı.
Tunceli gerçeğini tüm Türkiye izledi. Tunceli’de oluyor da Karacabey’de neden olmasın?
Özellikle Gazi ve Yeni Mahalle’de, “Seçim rüşveti” olarak dağıtılanlarla ilgili duyduklarımı da anlatayım ki, dudaklarınız uçuklasın.
…Bin adet küçük altın (Kur-an’a el bastırılarak), bin adet 55 ekran televizyon, bin adet halı, beş bin ton kömür, beş bin paket erzak…
Bunlar duyulanlar.
Arife günü, hemen hemen tüm başkan adaylarını gezerek dilencilik yapan ve bayrama hazırlandıklarını söyleyen bir seçmenin vereceği oy nasıl oydur?
İki torba kömürle, iki paket makarnaya aldanan seçmen gerçeklere sırtını dönerek, namusla eş değerde tutulan oyunu iki dakikada düşünce değiştirerek kullanmıştır.
Böylece yüreğini satmış, ruhunu tutsaklığa terk etmiştir.
Ne yazık ki, dürüstlük kavramı çöpe atılmıştır.
Beyniyle değil, refleksleriyle sandığa giden seçmen işaretle oy kullanarak belirleyici olmuştur.
Sadaka kültürüyle beslenen toplumların süreç içinde biat etmekten başka bir şey düşünemez olmaları kaçınılmazdır.
Karacabey’de özellikle dört mahallede açık arttırmaya çıkan seçmen, yerel seçimin sonucunu son dört gecede belirlemiştir.
Büyük bir olasılıkla CHP adayı Enver Kartal’a gidecek olan oylar, son dört gecede kesenin ağzını iyice açan partilere dönüş yapmıştır.
Kime hizmet ettiğini bilmeyen seçmenin, Pazar Pazarı’ndaki ucuzlukta sık sık el değiştiren oyları beklenen sonucu engellemiştir.
Kısacası, Ergün Koç yüzde 23’le Belediye Başkanlığını ikinci kez kazanmıştır. Koç kazanmasına kazanmıştır, ancak 22 Temmuz’da merkezde yüzde 44 olan AK Parti’nin oyları yüzde 50’ye yakın azalarak yüzde 23’e düşmüştür.
Özetleyecek olursak, 29 Mart günü AK Parti kazanırken kaybetmiştir.
Kim Kazandı?
Rüşvet şaibeleri olmasa, seçimlerin centilmence geçtiğini söyleyebiliriz.
Gel gör ki; 29 Mart Yerel Seçimlerindeki rüşvetin 1,5 milyarı bulduğu ve beş yıl önceki dönemi bile geride bıraktığı dillendiriliyor.
Bu nedenle seçim sonuçlarına kuşkulu bakıyoruz. Kimlerin nasıl kazandığını kısaca anlattıktan sonra isterseniz Karacabey’den partilerin İl Genel Meclisi’nde aldığı oylara bir göz atalım:
22 Temmuz’da yüzde 44’lere çıkan AK Parti, 29 Mart’ta yüzde 27’ye düşmüştür. 7 bin yeni seçmeni de göz önünde tutacak olursak, AK Parti yüzde 50’ye yakın oy kaybına uğramıştır. Bu sonuçlarla Türkiye’de en az oyla Belediye Başkanlığı kazanan, AK Parti merkezde yüzde 23’e inerek hiçbir yerde eşine rastlanılmayan hezimete uğramıştır.
Seçimlerden en kârlı çıkan parti CHP olmuştur. CHP, 2004’te yüzde 5 olan oyunu, 29 Mart’ta yüzde 21’e çıkararak büyük bir sıçrama göstermiştir. Yüzde 16 artış yakalayan CHP’nin bu çıkışı başarı olarak da görülebilir.
Yüzde 7’den yüzde 17’ye yükselen MHP’nin ve yüzde 2’den yüzde 9’a ulaşan Saadet Partisi’nin de başarılı olduğunu düşünebiliriz.
Yüzde 25’lerden yüzde 12’ye inen DP ile yüzde 9’dan yüzde 6’ya gerileyen ANAP’ın DSP gibi tabela partisi olduklarını ve bundan sonraki seçimlerde varlık gösteremeyecekleri ortadadır.
Kimin kazandığına bakıldığında ise giderek artan yozlaşmanın öne çıktığını söyleyebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.