Kapansa bin türlü dert, kapanmasa ölüm!

Siyasal iktidar ne yapsa, ucu başka bir yere değiyor.

“Okullar kapanmasın” diyen özel okul sahipleri ile çocuklarından eğitim sayesinde kurtulan (!) aileler eğitim-öğretimin devam etmesini istiyorlar; bir kısım aile de bulaş korkusuyla “Kapansın” diyor.

Ayrıca gelişmeler ve bulaşın yaygınlığı okulların kapanmasını zorunlu kılıyor; her ne kadar Bursa Valisi Yakup Canbolat, “Okullardaki bulaş sayısı çok fazla değil” dese de…

İki ucu oklu değnek; hangi tarafını öne sürsen, diğerine batıyor.

Müzmin, kronik muhalifler için durum fark etmiyor; her şekilde eleştiri tahtına kurulup, orada caka satıyorlar.

Ülkenin ekonomik durumu, dünyanın yaşadığı zorluklar nedeniyle bütün çarkların durdurulmasını talep etmek, bunu uygulamak hiç kolay değil…

Keşke, yaz dönemini daha iyi geçirebilmiş olsak…

Keşke, yurttaşlarımız bunca acı, gözyaşı, vaka, ölüm varken daha duyarlı olabilse…

Gelinen noktada bazı kesimler çok zor duruma düşecek…

Türkiye’de sayısal olarak eğitimin yüzde 10’ununu oluşturan, gerçekte nitelikli eğitimin belki de yüzde 80’ini yapan özel okullar tükenmek, kapanmak üzere…

Sınav Okulları patronu Gıyasettin Bingöl ile konuştum; Bursa’da mühendisliği tercih eden 7 bin kişinin yaklaşık yüzde 10’unun Sınav Okulları çıkışlı olduğunu söyledi.

Emine Örnek, Şahinkaya, Bilfen, TED Koleji gibi okullar düşünüldüğünde yüzde 80, hatta 90’ının buralardan mezun olduğunu söylemek mümkün…

Şimdi bu can damar tıkanıyor, tıkatılıyor.

Kredilerle, borçlanmalarla, devletin verdiği sınırlı destekle ayakta durmaya çalışan bu kurumlar ve burada çalışan yüzbinlerce insan işinden oldu, olacak…

 ***

Bir de restoranlar var…

“Kaptı-kaçtı” gibi fast-food tarzı olanlar hariç ciddi kurumlar büyük zarar görecek.

Dip dibe oturulan kafelerle, temiz-sosyal mesafeyi önceleyen restoranlar aynı kefeye kondu.

Konuyla ilgili olarak İskender Ailesi’nin önemli işletmecilerinden Yavuz İskenderoğlu ile konuştum.

İşte onun söyledikleri:

“Her şey pakete girer mi? Amerika’da yemek satışı 20.00’de durduğunda, bir saat ‘Hapy-Hour’ diyorlar. Bir saat yarı fiyatına satılıyor. Kalan yemekler evsizlere dağıtılıyor. Zor durumdayız. Paket servis olmaz. Kuru fasulyeyi paket mi yapacak adam?  Bizde 100 kişi çalışıyor. İçerde bazı çalışanlar, kendi aralarında şirket kurup bizi dolandırdığı için ekibimizi yenilemiştik. Bu çocuklar hiçbir şeyden yararlanamıyorlar. 100 kişinin karnını nasıl doyurayım? Böyle bir karar çok yanlış. Her yeri kapatsa, bir sözüm olmaz. Otellerde düğünler hala var. Fabrika yemekhaneleri çalışmaya devam ediyor. İnsan sağlığı için sadece benim kapanmam yeterli oluyorsa, feda olsun! Günah! Et için kasaba, tereyağı için diğer firmalara ödediğimiz yüklü miktarlar var. Çalışmadığımız için bunu nasıl ödeyeceğiz? Bankadan kredi alarak! Kredi faizleri yükseldi, yükselmeye devam ediyor. Kovid’den ölmek en azından delikanlı gibi ölmek oluyor. Kovid’in getireceği marazlar daha kötü, düşünmekten kanser olacağız vallahi!”

 ***

 Yavuz İskenderoğlu’nun bir de çağrısı var:

“Bu karar gözden geçirilmeli… Bir sektörü ölüme mahkum etmek çok yanlış… Sayın Cumhurbaşkanımızı yanılgıya düşürüyorlar. Ben siyasi bir adam değilim. Bu haksızlığı Sayın Cumhurbaşkanımızın görmesi lazım.”

 ***

Bu yazının dipnotu: Vakaların, ağır hastaların ve ölüm sayılarının hızla artması önlemleri zorunlu kılıyor. Keşke yaz dönemi mitinglere, toplantılara, açılışlara ara verilmiş olsaydı. Keşke okullar eğitime hazırlanmış olsaydı. Keşke 7 uçakla Kıbrıs’a gitmek yerine tasarruf ederek, halka destek verilmiş olsaydı.

RİCA ETSEM BİR EL ATAR MISINIZ?

Bursa’da önemli miktarda Artvin kökenli nüfus olduğunu biliyoruz. Toprağın yetersizliğinden gelenler arasında Ardanuçlular da özel bir yer tutar.

Birkaç yıl önce Artvin Vakfı’nın (Osman Nuri Başaran) davetiyle görmüştüm bu güzel ilçeyi…

İşte bu harika ilçede 150 ailenin çocuğu uzaktan eğitim olanağından tablet nedeniyle yoksun…

Bursa’nın demokratik sivil yaşamına katkısı olan Ardanuçlular Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği yöneticileri Şenol Demir, Cemil Ocak ile Cihat Uygur önderliğinde o çocuklara tablet ulaştırmak için bir kampanya başlattı.

Salgın sürecinde eğitime katkı vermek için başlatılan kampanyada 110 sayısına ulaştılar.

Ancak 30-40 civarında tablete daha ihtiyaçları var.

 ***

Eyyy Artvin’den çıkan hali vakti yerinde insanlar!

Çoğunuz Cumhuriyet’in parasız eğitim veren kurumları sayesinde iyi eğitim alarak Türkiye’de iyi yerlere geldiniz.

Şimdi görev sizde!

Orada yaşayan diğer çocukların da iyi eğitim alması için pamuk ellerinizi cebinize atın, katkı verin ki Artvin’in eğitimde Türkiye liderliği devam etsin!

(İlgilenenler için Cemil Ocak- 05373001190).

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.