İşte Devlet Adamı…

Ülkemizin yaşadığı büyük alt üst oluş nedeniyle pek çok doğruyu unuttuk.

Devlet geleneği, devlet terbiyesi, devlet kültürü denen kavramları da unutalı çok oldu. Yıllar var ki artık pek çok şeye şaşırmaz olduk. Devlet onuru kavramını da yitirdik.

BOP eş-başkanlığını kabul edenler mi ararsın, konuk kralın ayağına gidip gizli hediye alan mı, Alman Başbakanının maaşını sorup “geçinemediğinden” şikayet eden mi, lideri için “deliğe süpürmeyin kullanın” diyen mi, ben görüşmedim devlet görüştü diyen mi…

Devlet adamlığı binlerce yıllık devlet geleneği yanında başka ülkelerin deneyimlerinden de alınan derslerle kazanılmış bir kültürdür. Bu kültürün bazı parçalarını beğenmeyebiliriz. Buna rağmen kolayca kaldırıp atamazsınız.

Sovyet devrimi yüzlerce yıllık çarlık rejimini alaşağı edip Çar ve ailesini yok etmesine rağmen Kremlin sarayı başta olmak üzere her türlü geleneğin simgesini koruduğu gibi, 72 yıl sonra Sovyet rejimini deviren Rusya da Lenin'in mumyasına dokunmamıştır.

Bizim Deli Petro dediğimiz Büyük Petro'nun hedefleri halen korunmaktadır.

Çin Halk Cumhuriyeti 1960'ların sonlarındaki Kültür Devrimi sırasında bütün gelenekleri çöpe atmaya kalktı. Sonuçlarına katlanamadı ve ardından büyük bir özeleştiri hareketi başlattı. Bugünkü ilerlemesini sosyalizm yanında binlerce yıllık geleneklere borçlu.

İngiltere kendine yük olmasına rağmen krallık rejimini koruyor.

Fransa, 1789 devrimi sonrası kralını giyotine göndermesine rağmen büyük devlet olmasını kültürüne ve geleneklerine borçlu.

Bizim de geleneklerimiz var(dı).

Bizim Osmanlıcılık iddiasındakilerin Osmanlı devlet geleneğinden bile haberleri yoktur. Bizim çocukluğumuzda okul kitaplarında okutulan Ömer Seyfettin'e ait Pembe İncili Kaftan adlı hikaye kaldırılalı yıllar oluyor.

Devlet geleneğine meydan okuma, şıpıdık terlik ve şortla askeri birlik denetleyen Özal ile başlamıştı. Şimdi artık hiçbir şeye şaşırmadığımız günlere geldik.

Neyse ki etrafımızda bize devlet geleneğini öğretecek gerçek devlet adamları var.

Neredeyse 3 yıla yakın zamandır emperyalistlerin kiralık katilleriyle boğuşan ve onlara kucak açan AKP iktidarının ağır saldırılarına göğüs geren Beşar Esad bir devlet adamının nasıl olması gerektiği konusunda önemli bir ders verdi.

Çin devlet televizyonu CCTV, geçen hafta sonu Şam'da Beşar Esad'la gerçekleştirdiği 30 dakikalık mülakatın tamamını  ekrana getirdi. Esad, yeni ortaya çıkan açıklamasında ateşkes konusunu ele aldı ve muhaliflere dış yardımın kesilmesini istedi. Ateşkesin yalnızca çatışan iki ülke arasında gerçekleşebileceğini söyleyen Beşar Esad, teröristlerle savaşan bir ülkede bunun mümkün olmadığını ve bu yüzden ateşkes yapamayacaklarını söyledi.

Daha birkaç yıl önce yakın dost olduğu Beşar Esad'ı devirmek için her yola başvuran ve PKK terör örgütü ile neredeyse gün aşırı görüşenlere bir devlet adamının ateşkes konusundaki görüşlerini tekrar anımsatalım:

“Ateşkes yalnızca çatışan iki ülke arasında gerçekleşebilir. Teröristlerle savaşan bir ülkede ateşkes mümkün değildir.”  

30 yıldır terörle savaşan ve binlerce insanını bu savaşta yitiren bir ülkenin terörle el sıkışmaya hazırlandığı günlerde devirmek için bütün gücüyle uğraştığı Beşar Esad'dan alacağı dersler yok mu? 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.