İcraalar, çiftçiyi bitirdi!

Karaca, tarım ve
hayvancılığın bitme noktasına geldiğini duyurdu:

Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca, çiftçinin
yağmur gibi gelen icraalar karşısında bittiğini duyurdu. Yıllardır uygulanan
yanlış tarım politikalarının üreticileri perişan ettiğine dikkat çeken Karaca,
olumsuz hava koşulları, yüksek girdi maliyetleri ile çok düşük ürün alım
fiyatları nedeniyle icraaların yağmur gibi geldiğine işaret etti.

            Çiftçilerin
aleyhine 10 yıldır devam eden bu olumsuz koşullarla ilgili olarak hiçbir
önlemin alınmamasına değinen Karaca, “Üreticilerimiz, aldıkları kredi,
borçlanma ve birikimlerini harcayarak bu güne kadar üretimlerini sürdürdüler ve
2009 yılında patlama meydana geldi. Tarım ve hayvancılık bölgemizde
sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır.

Çiftçilerimizin tarla ve traktörleri haraç mezat
satılmakta, alıcı da olmadığından çok düşük bedellerle sektörle hiç ilgisi
olmayan kişilerin eline geçmektedir. Karacabey’in en önemli ürünleri olan
domates, mısır, buğday, şekerpancarı, bezelye, kavun, karpuz ve biber, 2009
yılında değer fiyatının altında satılarak, maliyetleri bile karşılayamamıştır.
Soğan ekimi ise tamamen bitmiştir” dedi.

            Salça
Fabrikaları’nın domatesi, 6 yıl öncesinin alım fiyatlarının daha da altında
almasını eleştiren Karaca, aşırı yağışlar sonrası meydana gelen çürümeler
nedeniyle büyük ürün kayıplarının yaşandığına vurgu yaptı. Çiftçilere yıllardan
beri darbeler vurulduğuna değinen Nuri Karaca, “Küresel ısınma ile buğdayda
meydana gelen küllenme ve pas hastalıkları, rekolte düşmelerine neden oldu.
Düşük alım fiyatları da buna eklenince buğdaydaki durum felakete dönüştü.

            Kavun ve
karpuz, çürümeye terk edildi. Mısır, şekerpancarı, biber ve bezelye ürünleri
yüksek girdi artışlarına karşın 5 yıl öncesinin alım fiyatlarıyla değerlendirildi.
2008 yılında kullanılan tüm kimyevi gübrelerde fiyat artışı yüzde 100’ü geçti.
Çiftçilerimiz tüm bu zorluklara karşın, borçlanarak üretimlerini sürdürdü.
Kredi çekerek alınan paralar barlarda, pavyonlarda, meyhane ve kumarhanelerde
değil, yalnızca üretim için kullanıldı. İşin özeti, üretim yapan
cezalandırıldı. Çıkılmaz bir noktadayız. Sözün bittiği yerdeyiz.

            Et ve
sütün para yapmamasından dolayı son 2 yılda 1 milyon dişi hayvan (Anaç)
mezbahanelere gitti, kesildi. Bu da et ve süt arzını çok azalttığından
fiyatlarda patlama meydana geldi. Böyle devam ederse, tüm tarım ürünlerinde de
aynı durum yaşanacaktır” diye konuştu.

            Bu
sıkıntılardan kurtulmak için devletin yanı sıra özel sektörün de sorumlu
davranması gerektiğinin altını çizen Karaca, tarım ve hayvancılığa dayalı
sanayiciler ile gübre fabrikalarının akıllarını başlarına toplasını istedi.

            Tarım
Kurultayı’na dikkat çeken Nuri Karaca, “Tarım Bakanlığı öncülüğünde, tüm tarıma
dayalı sivil toplum örgütleri ve meslek odaları, hayvancılık sanayi kuruluşları
yetkililerinin katılımı sağlanarak tarım Kurultayı toplanmalıdır. Tarım ve
hayvancılık masaya yatırılmalıdır. Yüzde 20’lere varan işsizliğin hüküm sürdüğü
ülkemizde istihdam sağlanması ve hakiki katma değer meydana getirilmesi için
tek çıkış yolu, ‘Tarım’ ve ‘Turizm’ sektörlerine el atması, bu iki sektörde
iyileştirilmelerin yapılması ön koşuldur.

            Unutulmamalıdır
ki, Türkiye bir tarım ülkesidir. Bunu söylemekten gocunmamalı, komplekse
girmemeliyiz. Ülkemiz, gerek coğrafya, gerek su kaynakları ve gerekse de vatanı
için çalışan çiftçileri ile, ‘Tarım Ülkesi’ olmayı çok hak etmiştir.

            Çiftçilerimiz, acil olarak alınacak
önlem ve desteklerle üretimlerini sürdürme inancını tam olarak kaybetmemiştir.
Gelin nüfusumuzun yüzde 35’ini oluşturan bu insanlarımızı topraklarından
koparmayalım. Türkiye’mizi bu sıkıntılı günlerden birlikte kurtaralım” şeklinde
sözlerini noktaladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.