Hayvancılığın sonu olur!
Karaca, et ve süt tozu ithalatına
karşı olduklarını duyurdu:
Karacabey
Ziraat Odası, son günlerde belirli nedenlere dayanan ve arz eksikliğinden
kaynaklanan et ve süt ile bunlardan yapılan mamul maddelerdeki fiyat
artışlarının kamuoyunu fazlasıyla meşgul ettiğini bildirdi.
Başkan Nuri Karaca, hayvancılık
ürünlerindeki fiyat artışlarının başlıca 2 nedeni olduğunu belirterek, “ İlk
olarak, son 2 yılda küspenin fiyatı yüzde 70.7, yemlik arpanın yüzde 50.6, besi
yemin yüzde 41.2, yemlik buğdayın yüzde 31.9, kepeğin de yüzde 25 oranında
arttı. Ancak son 1 yıla kadar et fiyatlarındaki artış yalnızca yüzde 3.3
oranında kaldı. Fiyatlardaki bu artışlar maliyetlerin yansımasıdır.
Diğer taraftan ise, Türkiye’de
hayvancılığa gereken önem verilmediğinden, gerek küçükbaş gerekse büyükbaş
hayvan sayısı iyice azaldı (Damızlık çok sayıda dişi materyal mezbahanelerde
kesildi) Bu da et ve süt arzını büyük ölçüde azalttı” dedi.
Sanayicinin et ve süte çok düşük
fiyat uyguladığına değinen Başkan Karaca, “Bu nedenle hayvan yetiştiricileri,
maliyetlerinin altında ürün verme durumunda kaldı. Şu anda yükseldiği söylenen
et ve süt fiyatları ancak maliyetleri karşılar durumdadır. Karkas et fiyatları
16 TL civarında olup, kasaplarda 20-24 TL’ye satılmaktadır.
İthalat şakşakçılarının belirttiği
30- 40 TL’lik fiyatlar lüks semtlerde (Nişantaşı gibi) çok özel etlere
uygulanan fiyattır. Alım ve satış fiyatları şu anda istikrarlı bir şekilde gitmektedir”
diye konuştu.
Ülke gündemine bomba gibi düşen at
ve eşek kesim haberlerinin gerçeği yansıtmadığını anlatan Karaca, bunun ithalat
lobisinin organizasyonu olduğunu belirtti. Türkiye’de koşum hayvanı olarak
kullanılan at ve eşek sayısında ihtiyaç duyulmadığından çok azaldığına dikkat
çeken Karaca, “At ve eşek fiyatları şu anda dana ve kuzudan daha yüksektir. Bu
sebeple bunların kesilip piyasaya sürülmesi olanaksızdır” dedi.
Et konusundaki dini yaklaşıma da
işaret eden Karaca, İslami usullere göre halkın kesilmeyen etleri yemeyeceğini
söyledi.
Karaca, “İthalatçılar fiyatların
yükselmesi nedeni ile heveslenmesinler, ağızlarını sulandırmasınlar. Gelecek
ithal ürünlerin kalitesini ve nasıl işlem gördüğünü halkımız çok iyi
bilmektedir. Halkın yüzde 99’unun Müslüman olan bir ülkede İslami usullere
uygun olmayan işlemlere tabi tutulan ürünlerin alıcı bulması imkânsızdır. 1992
yılında ithal edilen et ve süt ürünleri dükkân raflarında çürümeye terk
edilmiştir” diye konuştu.
Ziraat Odaları olarak, et ve süt ürünleri
ithalatına şiddetle karşı çıkan Tarım Bakanı Mehdi Eker’i desteklerini
vurgulayan Karaca, “Tarım Bakanımız Sayın Mehmet Mehdi Eker’i bu konuda
destekliyoruz. Hayvancılık sektöründe çalışan insanlarımız bu işten para
kazanırlarsa, hayvan sayımız kısa zamanda artacak, piyasaya yeterli miktarda et
ve süt arz edilecektir. Hayvancılık sektörünün büyük bir istihdam sağladığı da
(İşsizlik oranının çok yüksek olduğu bu dönemde) gözden uzak tutulmamalıdır”
diyerek konuya dikkat çekti.
Hayvancılık desteklemelerinin
artması gerektiğini savunan Nuri Karaca, bu konuda acil kararların alınması
gerektiğini kaydetti. Dünyanın her yanında hayvancılığa büyük destekler
uygulandığına işaret eden Karaca, desteklerin arttırılmasının yanında karkas
ete verilen desteklemenin yeniden
başlatılması gerektiğini bildirdi.
Karaca, “Et ve sütün en pahalı
satılan ülkelerden biri olduğumuz söylemi yalandır. İthalat lobisinin yaymaya
çalıştığı Türkiye’nin et ve sütün en pahalı satıldığı ülkelerden biri
olduğudur. Komşularımız olan Yunanistan ile Suriye’de et ve süt fiyatları
ülkemizin iki mislidir.
Gelişmiş ülkelerde bu sektöre büyük
destekler verilmekte (AB ülkeleri gibi) ve girdileri sübvanse edilmektedir. B u
nedenle et ve süt fiyatları düşük gibi görünmektedir. Et ve süt ile bunlardan
yapılan mamullerin ithalatı, hayvancılık sektörünü bitirir, ithalat konusunu
gündeme getirenlerin yurtseverliliğinden şüphe etmekteyiz” diyerek sözlerini
noktaladı.