“Hayır”cı ilçeler gözden çıkarıldı mı?

Referandum’un ardından Bursa’da gözler
Anayasa değişikliğine “Hayır” diyen dört ilçeye çevrildi.

“Hayır”cı ilçeler arasında Nilüfer’in
genel eğilimi zaten biliniyordu.

Ak Parti İl Teşkilatı, en büyük
sürprizi iktidar olduğu Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Mudanya’da yaşadı.

“Hayır”cı ilçe başkanlarının
görevlerinden alınıp, alınmayacağı tartışmaları gündeme düştü.

Sedat Yalçın’ın İl Başkanlığına atanırken
söylediği “Halk da karşılığı olmayan hiçbir
yönetim anlayışının sürekli olacağı kanaatinde değilim” sözü anımsandı.

Sedat Yalçın, referandumun ardından
barajın aşılamadığı dört ilçede “Operasyon yapılacak mı?” sorularına “Herkes görevinin başında” cevabı verdi.

Ancak, bu açıklama fırtına
öncesinin sessizliğe çekilmesi gibi de görülebilir.

Bana kalırsa, AKP İl Başkanının sözlerinden,
“İl müdahalesi olacak” anlamı çıkıyor.

AKP’nin iktidar olduğu ilçelerde
kan kaybı giderek yoğunlaşırken, yeni arayışların kaçınılmazlığı dillerden
düşmüyor.

Yalçın, dört ilçedeki başarısızlığın
referandumla ölçülemeyeceğini söylese de, sıkıntının nedeni yalnızca “Hayır”
oylarının fazla çıkması değil tabi ki.

Karacabey’den örnek verecek olursak,
İlçe Başkanı Adem Surguç’un partisi ile hiç ilgilenmemesi ve siyasetle ticareti
birbirine karıştırması sıkıntıların kaynağı olarak gösteriliyor.

Surguç ise, “Görevden alınmayacağım” mesajları vermeye devam ediyor.

Surguç, Ak Parti’nin Karacabey’de
iktidar olmasında emeği bulunanları Sedat Yalçın tarafından görevden alındığını
unutmamalıdır.

Kimlerin “Şok”
kararla apar topar görevden alınıp, göreve getirildiğini de.

Göreve geldiği günden bu yana parti
içindeki birliği bir türlü sağlayamadığı görülen Surguç, bakalım bundan sonra
ne yapabilecek?

Hadi, bu günden itibaren sayalım.

Koyuncu’nun
ineği ve eşeği “Hayır” dedi

Yöresinde etkili olduğu zannedilen
AKP Milletvekili Ali Koyuncu’ya karşın referandumda en fazla göze batan bir
ilçe de Karacabey’den sonra Mustafakemalpaşa oldu.

Referanduma yönelik yaptığı
çalışmalarda eşekle oy isteyen Koyuncu, daha önce de TBMM kürsüsünden söylediği
“İnekler iktidardan memnun” sözüyle dikkat çekmişti.

Ancak, Koyuncu’nun inek ve eşek
üzerinden yaptığı propaganda bölgesinde hiç tutmadı ve kendi evi sayılan
Karacabey ile Mustafakemalpaşa Anayasa değişikliğine onay vermedi.

Tehlikeyi görüp referandumdan bir
gün önce Karacabey’e ve Mustafakemalpaşa’ya çıkartma yapan Devlet Bakanı Faruk
Çelik ve yedi AKP’li milletvekilinin son gün çabası da etkili olmadı.

Adem Surguç’un, Çelik’in gövde
gösterisi sırasında yaptığı son bir çıkışla telefonla adam toplamaya çalışması
ve hastane personelini mesai saati içinde özel otobüsle Başbakan’ın mitingine
götürmesi Karacabey’de “Evet” çıkmasına yetmedi.

İnsanların ekmeği ile oynama
pahasına tehdit edilerek referandum mitingine taşınması sırasında samimiyetine
inandığım ve ismini açıklamak istemediğim hastane personeline yönelttiğim “Mitinge katılmak için herhangi bir baskı yapıldı mı?” 
sorusuna aldığım “Senin düşündüğün gibi. Ne olur beni
karıştırma” cevabı
oldukça düşündürücüdür.

Kendi düşüncesini bile dile
getiremeyen bir sağlık çalışanının ne denli baskı altında çalıştığının hesabını
siz yapın.

Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
olmak üzere AKP sözcüleri referandumda çıkan “Hayır” oylarını partililere mal
etmeyeceklerini söyleseler de, “Hayır”cı ilçelerin gözden çıkarılıp,
çıkarılmadığını önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.

Başkan,
kendi köylülerine kızdı

Karacabey’de bir haftadır, Belediye
Başkanımız Ergün Koç’un referandum sonucuna, özellikle de kendi köyü Hotanlı’da
“Evet”e yakın oy çıkmasına çok sinirlendiği konuşuluyor.

Sandıklar açılıp, sayım başladıktan
kısa süre sonra, Karacabey’de “Hayır”ın yüzde 55’i geçtiği anlaşılınca
Koç’un bir hayli öfkelendiği ve soluğu Hotanlı’da aldığı belirtiliyor.

Köy kahvesinde seçmenlere çıkışan
Başkan’ın “Siz ne biçim adamsınız, beni rezil
ettiniz” dediği
ileri sürülürken, büyümeye başlayan tartışmanın köyün ileri gelenlerinin araya
girmesiyle yatıştırıldığı dile getiriliyor.

Bir şeylerin ters gittiği ortada.

Başkan, sorunların en yakınından
kaynaklandığını ve çözümü içeride araması gerektiğini görmemesi halinde hiçbir
şeyin değişmeyeceğini anlamalıdır.

“Taş uzaktan gelmez” derler.

Neye bağırıp çağırıyorsunuz ki!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.