Hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz!

SES Temsilcileri,
hastanede sağlık çalışanlarıyla bir araya geldi:

Karacabey Devlet Hastanesi’nde sağlıkta piyasalaştırma,
özelleştirme ve ticarileştirme çabasına karşı tüm sağlık çalışanlarını
mücadeleye davet eden KESK’e bağlı SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası), “Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiç birimiz” dedi.

            SES
Örgütlenme Sekreteri Kadir Karslı ve Denetleme Kurulu Başkanı Çetin Erdolu,
Karacabey Temsilcisi Sarayı Geyik ile birlikte “Tam Gün Yasası”ndan kaynaklanan
sıkıntıları hastane personeline dağıttıkları broşürlerle anlattı. SES
Temsilcileri ayrıca, “Ebeveynler İşe Çocuklar Kreşe” isimli eylemlerine de
dikkat çekti.

            Tam Gün
Yasasıyla 8, Genelgeyle 9 saate çıkarılan çalışma sürelerine tepki gösteren SES
Temsilcileri, bu yasa sonucunda hekimlere döner sermaye olanağı doğduğuna ancak
sağlık çalışanlarına hiçbir katkı sağlamadığına dikkat çekti.

            Kamuoyunda
“Tam Gün” olarak lanse edilen yasanın, “Torba Yasa”dan farkı bulunmadığına
dikkat çeken SES Örgütlenme Sekreteri Kadir Karslı, “Sağlıkta Dönüşüm
Programı’nın parçası olan yasada, yalnızca hekimlerin tamgün hastanelerde
çalıştırılması yer almıyor, aynı zamanda tüm sağlık çalışanlarını ilgilendiren
düzenlemeler de bulunuyordu. Ancak SSGSS’nin Aile Hekimliğinin mimarı olan
hükümet, ‘Sağlık Hakkı’ üzerinden kamuoyunu yanıltmaya ve sağlık emekçilerinin
bütünsel tepkilerini engellemeye çalışmaktadır. Yasanın tümüyle uygulanmaya başlamasıyla
tüm sağlık çalışanlarına etkileri görülmeye başlandı” dedi.

            12 Eylül
1980’den bugüne kadar 45 saatlik çalışma süresinin bu yasa ile 40 saate
indirildiğine değinen Karslı, “Sağlık Bakanlığı ise yayınladığı genelgeyle
Danıştay’dan dönen hekimlerle ilgili düzenlemenin intikamını tüm sağlık
çalışanlarından alma yoluna gitmiştir. Yasa gereği haftada 40 saat olması
gereken çalışma süresini fiili olarak 45 saat olarak uygulatmaktadır.

            Bizler, 8
saatlik kesintisiz mesai uygulamasını istiyoruz. Yasa ile yalnızca hekimlere,
maaşla birlikte peşin ödenen ve cüzi bir kısmı emekliliğe yansıtılacak döner
sermaye verilmektedir. Ancak sağlık hizmetlerinin ekip işi olduğu göz ardı
edilmiş, düzenlemeden diğer personel yararlandırılmamıştır. Temel ücretimiz insanca
yaşanacak düzeye çıkarılıncaya kadar, her türlü ek ödemenin aynı işi yapanlara
eşit dağıtılmasını ve emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz” diye konuştu.

Ebeveynler işe, çocuklar kreşe!

            SES
Denetleme Kurulu Başkanı Çetin Erdolu, “Ebeveynler İşe, Çocuklar Kreşe”
eylemleri hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Devletin, emekçilerin temel
haklarından biri olan kreş ve ebeveyn izni konusundaki yükümlülüğünü ihmal
ettiğini vurgulayan Erdolu, bu nedene yıllardır çalışan ebeveynlerin
(anne-baba) çocuk bakımı konusunda bireysel ve külfetli çözüm yollarına
başvurmak zorunda kaldıklarına dikkat çekti.

            Erdolu,
“Çocuk bakımı konusunda emekçiler ya yakınlarından destek almaya, ya sınırlı
bütçelerinden kaynak ayırarak ücretli bakıcı, özel kreş gibi yöntemlere
başvurmaya ya da kadınların çalışma yaşamını terk ederek çocuk bakımına
yoğunlaşması gibi yöntemlere başvurmaya zorlanmaktadır.

            Devletin
bu ihmali, sadece kadınların çalışma yaşamından kopmasına yol açmamakta, aynı
zamanda çocuklarımızın daha sağlıklı ve nitelikli koşullarda yetiştirilmesini
de engellemektedir.

            Okul
öncesi olarak adlandırdığımız 0-6 yaş dönemi büyüme ve gelişmenin en hızlı
olduğu, yaşamın en kritik dönemlerinden biri olarak, çocukların fiziksel,
ruhsal, zihinsel olarak sağlıklı büyüme ve gelişmesinde çok önemli bir
dönemdir.

            Bunu
sağlamanın yolu, etkin, erişilebilir ve parasız okul öncesi eğitim
olanaklarından tüm çocuklarımızın yararlanmasıdır. Bu nedenle devlet ihtiyacı
karşılayacak sayıda kreşler açmalı, bu alana kamusal kaynak sağlamalıdır.

            Ebeveynlerin
(anne-baba) çocuklarının gelişimi konusunda hem toplumsal ve de hem yasal hak
ve sorumluk sahibidirler. Bu hak ve sorumluluklarının gereğini yerine
getirmenin yolu ebeveyn izni hakkının kullanılmasından geçer. Ebeveynler ve
çocukları arasında sağlıklı bir ilişkinin kurulması öncelikle buna bağlıdır”
şeklinde sözlerini noktaladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.