Güvenceli iş ve gelecek istiyoruz!

Eğitim Sen imzaları
Başbakan’a gönderdi:

Karacabey Eğitim Sen Temsilciliği, güvenceli iş, güvenceli
gelecek konulu başlattığı imza kampanyası neticesinde toplanan imzaları
Başbakanlık makamına gönderdi.

            Dün
Postane önünde toplanan Eğitim Sen Üyeleri, konuyla ilgili basın açıklaması
düzenledi.

            Güvence
gibi sunulan, iş ve çalışma haklarının ellerinden alınmaya çalışıldığını
çalışıldığına değinen Eğitim Sen’liler, “Çalışma yaşamı giderek parçalanmakta,
istihdam politikası bu parçalanmışlık üzerinden şekillenmektedir.

Başta sağlık, eğitim, büro, altyapı, iletişim hizmetleri
olmak üzere tüm kamu kurumlarında çalışan emekçiler sözleşmeli, taşeron, 4/A,
4/B, 4/C, 50/D, ücretli, kapsam içi, kapsam dışı v.b. statülere bölünmüştür”
dedi.

Güvencesiz çalıştırma, farklı biçimlerle kamu hizmetleri
bakımından temel çalışma biçimi haline getirilmek istendiğine dikkat çeken
Eğitim Sen üyeleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdikleri imza
kampanyası ile ilgili şunları söyledi; “Bu anlayış; vatandaşın nitelikli kamu
hizmeti alma hakkını engellediği gibi emekçiler açısından da geleceksizliği ve
güvencesizliği dayatmaktadır. Aynı ya da benzer işi yapan emekçilerin ücretleri
ve sosyal hakları arasında farklılıklar oluşturarak, daha az ücret
dayatılmakta, emekçiler birbirleriyle rekabete zorlanmaktadırlar.

Güvencesiz çalışma;

*Düşük ücret dayatmasıdır,

*Fazla mesai ücreti almadan günde 10–12 saat çalışmadır,

*Hizmetlerin kâr amacına göre verilmesidir,

*Çalışma yaşamının, “beğenmiyorsan git” denilerek
güvencesizleştirilmesidir,

*Sendikal örgütlenme ve dayanışmanın yok edilmesidir,

*Performans uygulamasıyla; kamu kurumlarının şirket,
çalışanların köle, vatandaşın müşteri haline getirilmesi, ücret ve iş
güvencesinin ortadan kaldırılmasıdır.

Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesi başlığı altında
düzenlenen 10. maddesinin dördüncü fıkrasında; “… Devlet organları ve idare
makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak
hareket etmek zorundadırlar.” denilmektedir.

Bu nedenle aynı şartlarda çalışılmasına rağmen aynı özlük
haklardan faydalanamamak,  Anayasa’nın
eşitlik ilkesiyle, hakkaniyetle ve adaletle bağdaşmamaktadır.

Yukarıda belirtilen haklı gerekçelerle;

*4/B, 4/C, 50/D, 4924 statüsünde çalışan tüm sözleşmeliler
kadroya geçirilmelidir.

*4/C’li çalışanların diğer çalışanlar gibi aile yardımı
alması sağlanmalı, fazla mesai ücretleri ödenmeli, izin hakları
kullandırılmalıdır.

*Üniversiteler, piyasa endeksli sistemde bilim üretemez.
50/D’ li araştırma görevlileri, akademik yaşamlarının devamlılığı ve akademik
verimlilik sağlayabilmeleri için iş güvencesine kavuşturulmalıdır.

*Taşeron çalışanlar “ana işveren” olan kurum personeli
kadrosuna alınmalıdır.

*Aynı işi yapan emekçilerin eşit mali ve sosyal haklardan
yararlanması sağlanmalıdır.

Bütün bu taleplerimizin anayasa ve uluslar arası sözleşmelerde
yer alan hükümler doğrultusunda yasal düzenlemeye kavuşturulmasını talep
ediyoruz.

Bu amaçla düzenlediğimiz imza kampanyasıyla ilçemiz
öğretmenleri ve halktan topladığımız imzaları Başbakanlık makamına
gönderiyoruz.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.