Güler misin ağlar mısın?!..

Anayasa Mahkemesi’nin ışıkları konuşuldu ama İçişleri Bakanlığı’nın ışıklarına iktidar kanadından kimse bir şey demedi!

Oysa her ikisi de yanlıştı!..

Her ikisi de demokrasiye sahip ülkelerde olmayacak tutumlardı.

Türkiye’de demokrasiyi zayıflatan işte bu ikircikli tutum!

“Benden olanın” yaptığı yanlışı görmezden gelmek!

Üstünü kapatmak için karşıdan geleni öne çıkarmak!..

Bu anlayış Türkiye’nin geleceği için sıkıntılı bir durumun oluşmasına neden oluyor.

Gün 24 saat.

Bir hafta 7 gün.

Bir ay 30-31 gün.

Bir yıl 365 gün…

Zamana dayalı bu kavramlar biz olsak da olmasak da kendi ekseni içinde dengi döngüsünü oluşturmaya devam edip duruyor.

Her yeni gün, her yeni hafta, her yeni yıl hesap edemediğimiz birçok belirsizlikle önümüzde akmaya hazır beklerken, insanoğlunun herkes için adil bir ortam yaratma hayali de varlığını koruyor.

Bazı ülkeler bu hayale çok yaklaşmışken, Türkiye gibi dünyanın merkezi coğrafyalarında bulunan ülkelerse bu hayali ötekileştirmek istercesine bir çaba içinde görüntü veriyor.

Sıkıcı bir durum!

Çok daha iyi şartlarda hepimizin yaşama şansı varken, gerçekten uzak iklimleri oluşturanların niyetleriyle her yeni güne ‘acaba’ ile uyanmaya devam ediyoruz!..

Bir de tabii koronavirüs belası var başımızda.

Zaten bela hiç eksik olmuyor ki başımızdan!

Biri bitse diğeri başlıyor.

Başlatılıyor!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni veriler açıkladı.

Gerçi son dönemde bu veriler de artık tatmin etmiyor!

Testi pozitif çıkan ama semptom göstermeyenleri hasta kabul etmediklerini açıklamak zorunda kalan Sağlık Bakanı’nın verdiği bilgiler doğal olarak umut yaratmıyor artık!..

Hasta hastadır.

Sürekli söylenen “Asıl tehlikeli olan süper taşıyıcılar. Belirti vermedikleri için hasta olduklarını bilmiyorlar, salgının yayılmasına neden oluyor” denilmiyor muydu?!..

Amaan neyse…

Sapla saman birbirine karıştı iyiden iyiye…

Bakan’ın son verilerinde bizi ilgilendiren asıl kısım Bursa’da vaka sayılarının arttığı yönündeki bilgiydi.

Artar tabii!

Düğün salonlarını yasakla ama sokakta olup bitene ses çıkarma!

Taziye evleri salgın evleri gibi!..

Bütün bu olumsuzluklar varlığını korurken, günlük yaşamın eskiye göre akışı haliyle virüsün daha da yaygın hale gelmesine neden oluyor.

Aslına bakarsanız…

Türkiye’nin şu anki görüntüsü sürü bağışıklığına geçtiğimizi gösteriyor.

Birçok okulun, Milli Eğitim Bakanlığı’nın haftada iki gün yüz yüze eğitim kararına rağmen haftanın beş günü tam zamanlı eğitime başladığı veliler tarafından söyleniyor.

Kurs adı altında dersler yapılıyor.

Sağlık Bakanı hâlâ ‘tedbirlere uyun’ diye çağrı yapıyor.

Güler misin ağlar mısın?!..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.