GERÇEK GÜNDEM

Ahmet Aygün ATA Köşe Yazısı

Ülkemizin gerçek gündemi nedir? 15 yıldan bu yana iktidar olan bir siyasi partinin sorumluluktan kaçışı; Cumhurbaşkanlığı Sistemi mi?… Varolan gerçekler ve 15 yıllık tek başına iktidara karşın ekonomik durum için “Deniz bitti” diyerek itirafta bulunan Maliye eski Bakanı mı?…
Ülkemizde 40 yıllık etnik terör, 35 yılı aşkın uygulanan Borçlanma Ekonomisinin soktuğu bataklık gerçek sorunlardır. Etnik terör 2000’lerin başında nerdeyse SIFIRA indirgenmişti. 2002’den sonra yanına Amerika-İsrail destekli Işid, Daeş, Ypg, Pyd, El-Nusra adlı sözde İslamcı ve etnik ad değiştiren örgütlerle katlanarak büyüdü. 35 yıl boyunca iktidarlar Amerikan yanlısı politikaları ile ülkemizi “Bir koyup üç almak” ya da “BOP projesiyle büyüyeceğiz” adlı kurgulara teslim etti. “Bir koyup üç almakla” katlanarak artan Pkk terörü onbinlerce insanımızı yitirmemize neden oldu. Ardından Amerika ve AB ile özerklik bataklığına düşürüldük. AB’ye almayacaklarmış (!), Amerika’sız olmazmış (!) gibi algı operasyonlarına Dış Politikamız kurban edildi. AB zaten dağılma aşamasındaydı; görmediler. AB ve Amerika 100 yıllık emperyalist planlarını uygulamak için uygun iktidarları hep destekledi. Bağımsızlık Savaşımızı ve savaş ardından ekonomik büyümeyi herhangi bir ülkenin desteğiyle yapmamıştık. Tarihte yerini alan Osmanlı İmparatorluğunun saltanat keyfinin borçlarını ödemekte Türkiye Cumhuriyetine kalmıştı. Bunu Ulusuna güvenen bir Başkomutan, bir Cumhurbaşkanı ile başarmıştık. Türk Ulusu büyük bir savaş ve saltanatın ezilmişliği altından kalkarak Türkiye Cumhuriyeti olmuştu. Said-i Nursi’nin risale-i nar’ın 88. sayfasında yer alan “Yeryüzünün en büyük devleti Amerika İslam’ı desteklemektedir” demesiyle ya da İskilib’li Atıf’ın “İslam kilidinin anahtarını İngiltere’nin eline teslim etmekte hiçbir tehlike yoktur” demesiyle ya da Damat Ferid’in “Padişahın ve benim yegâne ümidini İngiltere’dir” demesiyle ya da Vahdettin’in “İngiliz Ulusuna beslediğim sevgi ve hayranlık duygularımı babam Sultan Abdülmecid’den miras aldım. Ümidimi Allah’tan sonra İngiltere’ye bağladım” demesiyle değil “Benim karakterim Tam Bağımsızlıktır” diyen Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşkarının Vatan ülküsüyle başardık. Türkiye Cumhuriyetinin tek Dış Politikası “Yurtta Barış; Dünyada Barış”tı. Bu amaçta komşularımızın parçalanması yoktu. Milyonlarca dindaşın katli ve tecavüze uğraması yoktu. Komşularımızla oluşturduğumuz birliklerle emperyalizme set çekmiştik. Ulusal birlikle çözülecek gerçek gündemin birinci maddesi, terördür
Maliye eski Bakanlarından Ali Babacan 2013 Şubatında “gemi batıyor” demişti. Onu destekler açıklama Maliye eski Bakanlarından Mehmet Şimşek’ten geldi. “950 milyar dolar dış borcumuz var, bunun yıllık faizi 244 milyar dolar. Elimizde kalanları satsak bile bu borcu karşılamıyor”dedi. Bu duruma nasıl geldik? 14 yılda toplanan 2 Trilyon dolar vergiye, 70 milyar dolar Devlet mallarının satışına karşın Dış Borcumuz 430 milyar dolar neden ve nasıl arttı? Bunun tek yanıtı var; Üretim Ekonomisi yerine Borçlanma Ekonomisine sarılan iktidarlar. Devletin tüm üretim kaynakları satıldı, çoğu yabancılara. Elimizde olmayan kaynaklarla dışalım cenneti durumuna sokulduk. Karşılığı vardı elbette, Ekonomik Bağımsızlığımızı yitirdik. Para fonunun, kredi şirketlerinin tutsağı yapıldık. Bu Osmanlı İmparatorluğunun kapitülasyonlarıyla eşdeğerdir. Atasözümüz bize doğru yolu gösteriyordu oysa “Hazıra hazine dayanmaz”.
Gerçekte 15 milyonu aşmış işsiziyle, gün geçtikçe azalan alım gücüyle, patlayan işten çıkarmalarla torba yasalar çıkarılarak bu yıkımın önüne geçilemez. Borçlanma Ekonomisini emperyalizmin yüzüne çarpabilmeyi başarmış devletlerden biri olmalıyız. Bu uğurda ve bu koşullarda Bağımsızlık Savaşı vermiş büyük bir Ulusuz. Ulusal Birlikle çözülecek gerçek gündemimiz terör ve geçimdir. Ufukta Ulusal Birlikle karanlığı aydınlığa döndürecek her kesimiyle, her siyasi görüşüyle Ulusal Hükümet görünmektedir, Tek Çözümdür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.