EKŞİ ET

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Etin ekşisi olur mu? Ekşiten iktidarlar olursa, ekşir. Küreselciliğin dayatması Borçlanma Ekonomisinin emir erleri Anap, üçlü koalisyon ve son halka ağababası Akp ile et ekşimeyi de geçti, çürümeye başladı.
2010-2017 Akp hükümetleri boyunca canlı hayvan ve ete ödenen miktar 3 Milyar 351 Milyon 197 Bin DOLAR. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bu milyar dolarların dağılımı şöyle. 309.488 baş Damızlık Düve,1.147.355 baş Besilik sığır,505.974 baş Kasaplık Dana,56.387 baş Koyun ve Keçi,5.972 baş Damızlık Teke Keçi, 1.081.164 baş Damızlık olmayan Koyun,1.063.287 baş 1 Yaşaltı Damızlık olmayan Kuzu,216 Milyon 47 Bin 141 Kilo Karkas Sığır eti.
Milyarlarca dolar neden Türk Hayvancılığına destek olarak değil de dış alım için harcandı? Kamuya ait süt ve et işletmeleri neden kapatıldı, neden satıldı? Akp’li Tarım Bakanı Fransa’dan liyakat madalyası alsın diye mi? Gün aşırı “Eeeeyyy o kesim, Eeeeyyy bu kesim et fiyatları sizin yüzünüzden artıyor ” diyerek hamaset yapan Bakanımız olsun diye mi? Sorunun kaynağı emperyalist kapitalizme emireri olmuş, diz çökmüş ve Milli olmayı kabullenmeyen hükümetler. Akp’de sözcüklerin yaldızında, cümlelerin uçmuşluğunda, halkın inançlarını sömürmeye yönelik söylemlerle hükümet etme sözü verdi. Hükümler hep Ulusun, Vatanın aleyhineydi. Çünkü; bazen dış odak, bazen üst akıl dedikleri aslında onları yönlendirenlerdi, iktidara gelme ortamını hazırlayan emperyalist kapitalizmdi. Aynaya bakamazlardı; çünkü aynada kendilerini göreceklerdi.
Hayvancılıkta en önemli girdi yemdir, önce beslenecek hayvan sağlanır. Canlı hayvan sağlamada yine üretime bağlıdır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan üretim girdilerinin azaltılmasında otlaklardan yararlanmak önceliktir. Akp ise otlakları satıyor, satmaya çalışıyor, tıpkı Danişment otlağında olduğu dibi amaç dışı kullanmaya açtırmaya çalışıyor. Kapalı ahır ve ağıl besiciliği hem pahalı hem SAĞLIKSIZDIR. Sıfırla aldıkları bölücü terörü aldıkları buyruk gereği açılım adlı emperyalist oyunla doruklara çıkardılar. Buda Güneydoğu ve Doğu’daki otlakların güvenliğini ortadan kaldırdı. Hayvancılığa bir darbede orada vurdular. Çünkü, emireri oldukları Batı’nın elinde üretim fazlası hayvan, süt ve süt ürünleri birikmişti. AB’ye Eeeeyyy çekmek görseldi. Her AB bağımlısı hükümet gibi pazar arayan Batı’nın buyruğunu tak-şak yerine getirmeleri kaçınılmazdı. Dayatılan gümrük birliği anlaşmaları ve yerli işbirlikçilerinin pompaladığı AB hayranlığı ile süt ürünleri ve süt tozu elini kolunu sallaya Türkiye’mize sokuldu. Özellikle süt sanayicilerimizin her türlü imalatta kullandıkları süt tozu yerli üretim süt fiyatlarını değerinin altında tuttu. Yerli üretici zarar ettikçe ineklerini kestirdi. Erkek hayvan üretecek ana kalmayınca besiye alınacak hayvanda kalmadı. Bu kısır döngü Akp tarafından sürdürülmektedir. Dış alıma giden milyarlarca doların özü budur.
Çözüm var mı? Öncelikle üretim ekonomisi ve Milli olabilmek. Otlaklardan rantın elini çekmek ve çektirmek. Doğallığını bozmadan ıslahını sağlamak. Bilinçli çoban ve üreticiler yetiştirmek. Dış alıma son vermek. Yem bitkileri yetiştiriciliğini akılcı yöntem ve önlemlerle desteklemek. Üretilen ürünleri destekleme alımları yaparak hem üreticiyi hem tüketiciyi korumaktır. Milliyetçiliği ayaklar altına alan bir hükümetle, Hollanda örneğinde olduğu gibi hamaset siyaseti yapıp Halkın malı Petrol Ofisi’ni Hollandalılar satan bir hükümetle bu olabilir mi? 16 yıllık Borçlanma Ekonomisinin ağababası Akp ile anlaşılan “et ekşimeye” devam edecek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.