DÜNYANIN EN NAMUSLU ÜRETİCİSİ; TÜRK KÖYLÜSÜ VE ÇİFTÇİSİ

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

DEĞERLİ BÜYÜĞÜM SAYIN HAMDİ TEKDEMİR NEZDİNDE TÜRK KÖYLÜSÜNE VE ÇİFTÇİSİNE İTHAF EDİLMİŞTİR.
BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK ‘TEN….
Mustafa Kemal Atatürk, Sofya’da Askeri Ataşemiliterken yemek yemek üzere bir lokantaya girer. Az sonra bir köylüde yemek yemek için lokantaya girer. Garsonlar önce onunla ilgilenmez. Köylü bir süre bekler. Garsonu çağırır. Garson;

  • Giyiminiz buraya uygun değil, size yemek veremeyiz, der. Köylü ayağa kalkar. Kendisine küçümseyen gözlerle bakanlara dönerek;
  • Şu an yediğiniz her şeyi ben üretiyorum der. Lokantadakiler başını önüne eğer. Garson köylüye siparişini verdiği yemekleri getirir.
    İşte o gün Büyük Önderimiz bugün “Köylü Milletin Efendisidir ” diye gururla söylediğimiz sözünün temelini atar.
    BÜYÜK TÜRK ULUSUNDAN;
    Asker ocağında bir köylü ve bir doktor yakın arkadaş olur. Askerlik bitince birbirlerini arayacaklarına söz vererek ayrılırlar. Ancak bu söz gerçekleşmez. Yıllar sonra kente inen köylü ile doktor karşılaşırız. Sarılırlar, hal hatır sorarlar. Doktor ailesi ve çocuklarıyla kendi evine davet eder. Gün gelir, köylü davet gereği gider. Yol yorgunudurlar, erken yatılır. Sabah doktorun eşi kahvaltıyı hazırlamıştır. Sofrada üç dört çeşit peynir bulunmaktadır. Kahvaltı etmeye başlarlar. Doktor köylü ve ailesi her çeşit peynire uzanıp alıp yemeye başlarken;
  • Ye arkadaşım ye bu rokfor peyniri,
  • Ye arkadaşım ye bu eritme peynir,
  • Ye arkadaşım ye bu otlu peynir….
    Dedikçe köylünün içi acır. Gün gelir, konukluk biter. Köylü ve ailesi köyüne dönerken doktoru ve ailesini de kendi evine davet eder.
    Gün gelir, doktor ve ailesi davete gider. Yol yorgunudurlar, erken yatılır. Sabah kalkılır. Ortada büyük bir sini, tam ortasında büyük bir tencere içinde süt. Doktor ve ailesi şaşkın, yer sofrasına oturur. Köylü doktora dönerek,
  • Ye arkadaşım ye, o senin anlattığın peynirler sütten yapılır. Ve sütü üreten benim.
    Doktor ve ailesi büyük bir utangaçlıkla kahvaltıya başlar.
    . . . . . . . . . . . .
    Bugün Borçlanma Ekonomisi iflas etmiş. Savunucu ve uygulamacıları çaresiz ve çözüm üretecek bilgi, donanım ve Millilikten uzaktır. Çare üretmektir. Çare Milli Üretimdir. Bu çarenin tek kaynağı vardır. Oy verdiği siyasi partilerin ihanetine uğrayan, ülke tarımını emperyalizme teslim eden partilere karşın üretmek için canını dişine takan çare, Dünyanın En Namuslu Üreticisi; Türk Köylüsüdür, Türk Çiftçisidir.
    Dünyanın ilk ve tek Bağımsızlık Savaşını yapan Köylü, Türk Köylüsüdür, Türk Çiftçisidir. Dünyanın en büyük büyüme hızını yaratan, Türk Köylüsüdür, Türk Çiftçisidir. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir Devrimin eşiğindedir. Bu Üretim Devriminin temeli Türk Köylüsü ve Çiftçisidir. Ve bu Devrimi gerçekleştirecek; bilgi, donanım, özveri, Milli olmak yalnızca Soylu Türk Köylüsü ve Çiftçisinde vardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.