Dünyadaki tek ve gerçek korku

Yeryüzünden insanların çoğu hayatlarını bir şeylerden korkarak geçirirler. Korkular her insanın yaşam şartlarına göre değişiklik gösterir. Kiminde gelecek korkusu, yalnız kalma, fakirleşme, mal, mevki ve makamlarını kaybetme korkusu, sevdiklerini kaybetme korkusu gibi tezahür edebilir.
Allah’a tam anlamıyla güvenmemekten ve her şeyi en hayırlı şekilde yaratan Allah’a iman etmemekten kaynaklanan korku, insanların hayatlarını adeta kabusa çevirir. Halbuki bunların tamamı Yüce Rabbimiz’in bizleri imtihan olarak yarattığı dünyevi korkulardır.
Korku aslında insanın küçük yaşlarda çevresinden edindiği telkinlerdir. Daha küçücük yaşta yemeğini bitirmeyen yada yaramazlık yapan çocuklar bir şeylerle korkutulur. Yaş ilerledikçe önceden korktuğu basit korkuların yerini başka korkular alır. Artık kişi çocuklukta olduğu gibi karanlıktan korkmuyordur belki ama bu kez de acaba iyi bir üniversiteyi kazanabilecek miyim? korkusunu düşünürken, daha sonra bu, çocuklarıma iyi bir gelecek sağlayabilecek miyim? korkusuna dönüşür. Daha sonraları durum ve şartlar değiştikçe korkulacak şeyler de değişir ve bu kabus ölene kadar sürer.
Bazı insanlar her ne kadar, ben hiçbir şeyden korkmam diyerek kendilerini cesaretlendirmeye çalışsalar da, mutlaka korkunun bir türünü yaşarlar. Örneğin maddiyata daha az önem veren birisi belki malını kaybetme korkusunu bir parça bastırır ama o da hastalanmaktan çok korkar. Bir başkası da işini kaybetmeyi daha rahat kabullenir ama onun için de terkedilme tehlikesi bir kabus gibidir. Sonuçta insanların birçoğunun ölecekleri ana kadar, en yoğun yaşadıkları duygulardan birisidir korku.
İnsanların hayattaki en büyük korkusu ise ölüm korkusudur. Ahireti idrak etmeyen, dünya hayatıyla birlikte her şeyin son bulacağı gafletini yaşayan insanlar için, ölüm bir bitiştir ve her şeyin sonudur. Oysa ölümle birlikte kısa ve geçici hayat bitecek, insanların ebedi kalacakları, sonsuz ahiret hayatı başla-yacaktır.
Ölüm korkusu insanların hayatının her dönemine hakim olan, korkuların en ciddi ve etkili olanıdır. Ölüm korkusu da bir son değildir, bu aşamada da acaba ölürken canım yanacak mı, acılı bir ölüm mü olacak? korkusu başlar.
Sonra bu korkularıyla boğuşarak yaşadıkları hayatları bir anda biter ve bütün korkularıyla birlikte ölerek sonsuz Ahiret hayatına geçer ve yapayalnız bir şekilde Rabbimiz’in huzuruna çıkarlar. Dünyada yaşadıklarından hesaba çekilirler.
Oysa ki tek ve gerçek olan korku Allah korkusudur. Samimi bir iman ile birlikte yaşanan Allah korkusu tüm bu korkuları kökten silecek tek güçtür. İnsan yalnızca Allah’tan çok korktuğunda bu korkularını bırakabilir. Korkulan her şeyin tek ve gerçek sahibi, sonsuz kudret sahibi olan Yüce Allah olduğunu düşündüğünde korkulan unsurların tamamı ortadan kalkacaktır.
Allah korkusu bütün korkuların üstündedir. Allah’tan ihlasla ve saygıyla korkan bir kişi için, yaşamı boyunca karşısına çıkan her şeyi Allah’ın yarattığını bildiğinden, hiçbir olay korku sebebi olamaz. İnsan, Allah’tan gelen her şeyi, gönül rahatlığı içinde ve razı olarak, en güzel tavırla karşılar.
Allah sadece Kendi’sinden korkulmasını istediğini bizlere şöyle bildirir:
Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanız yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dışında insanların, size karşı bir delilleri olmasın.
Onlardan korkmayın, Ben’den korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz. (Bakara Suresi, 150)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.