Devlet gücünü Güneydoğu’da hissettirmeli

“Pkk artık silah bıraktı, çözüm süreci devrede” gibi söylemler, kan akmayacak algısı oluşturulurken, gerek Güneydoğu’da gerekse İstanbul gibi büyük şehirlerde giderek tırmandırılan şiddet, milli bir teyakkuz içinde olmamız gerektiğinin göstergesidir. Pkk’nın çözüm süreci olarak adlandırılan bu süreci barış süreci olarak görmediği ve daha da güçlenmek için bir süreliğine geri çekilme olarak değerlendirdiği anlaşılmaktadır. Bu süreç boyunca kimlik kontrolü yapmak, yol kesmek, adam kaçırmak, şantiye yakmak gibi eylemlerine devam eden Pkk, devletimizin şefkatli ve sabırlı tutumunu yanlış anlamakta, bu sabrı kötüye kullanarak vatandaşlarımızın kendini güvende hissetmesini çeşitli yollarla engellemektedir.
Güneydoğu’ya gidildiğinde oradaki Pkk baskısı yüzünden siyasi partilerin çalışma yürütemezliğini görürürüz. Sivil toplum kuruluşları faaliyet yapamaz hale gelmiş, okullar, dershaneler, yurtlar, etüt merkezlerinin güvenlikleri tam olarak sağlanamaz durumdadır. Halk geceleri rahatça sokağa çıkamıyor. Yollar kesilip kimlik kontrolü adı altında masum halktan haraçlar kesiliyorsa, devletimiz Güneydoğu’da yaşayan kardeşlerimizin güvenliğini bir an önce sağlamalıdır.
Pkk, ülkemizin Güneydoğu bölgesini silah ve birtakım baskı yöntemleriyle kendi kontrolü altına alma gayesinde olan Marksist Leninist Stalinist ideolojiye sahip bir yapılanmadır. Sözde özerklik adı altında komünist bir kürdistan ülkesini kurmayı amaçlamaktadır. Pkk, sadece kendi dinsiz Allah’sız komünist ideolojisinin anlatılmasına ve yaşanmasına izin vermekte, farklı hiçbir görüşe yaşam hakkı tanımamaktadır.
PKK’nın sivil halk üzerinde silahla ve zorbalıkla kurmaya çalıştığı bu baskı, Devletimiz tarafından kanun ve hukuk çerçevesinde bertaraf edilmelidir. Devletimizin merhametli gücünün Türkiye’nin her karış toprağında hissedilmesi ise son derece önemlidir. Aksi takdirde bu kahpe örgüt kürt kardeşlerimizi silah tehdidi ile istediği gibi yönlendirmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.