Cinsiyet Cinliği

AKP’nin seçim kazanmak için akla hayale gelmeyecek yöntemleri denediği biliniyor.
Bu durum karşısında ana muhalefet CHP ne yapıyor?
Ülkede iktidar olmak gibi bir sorunu olmayan CHP’liler bütün enerjilerini parti içinde iktidar olmaya harcıyor. Bazı konularda öylesine becerikliler ki, bu çabalarının çok azını yerel ve genel seçimlerde harcasalar AKP’yi çoktan devirirlerdi.
Hele son Kurultay’da Atatürk için “Kefere Kemal” diyen Mehmet Bekaroğlu’nu Parti Meclisi üyesi seçtirebilmek için uyguladıkları yönteme doğrusu şapka çıkartılır. Buna cinsiyet cinliği demek daha doğru olur.
12 Eylül döneminin CHP’si SHP’de, Erdal İnönü’nün Genel Başkanlığı döneminde tüzüğe eklenen madde ile Parti Meclisi seçimlerinde yüzde 25’lik kadın kotası uygulaması getirildi. Uygulamada aksamalar olsa da 2012 yılında kadın kotası her türlü seçim için kondu ve oran yüzde 33’e çıkarıldı. Ne var ki tüzük yazılırken 61/a maddesinde buna kadın kotası yerine cinsiyet kotası dendi. İşte CHP’de cinlik bu cinsiyet sözcüğü üzerinden yapıldı.
Tüzüğü hazırlayanlar başta olmak üzere herkes bu kotanın kadınlar için çıkarıldığını biliyor. Ne var ki dünya görüşü bakımından kadın haklarına inanmayan Bekaroğlu’nun delegelerin desteğini alamayacağını bilenler, partiye paraşütle indirilen bu şahsın seçilmesini garantilemek için kadın kotasını cinsiyet kotası altında kullandılar. Yani Bekaroğlu Bilim Platformundan az sayıda erkek aday gösterilerek yüzde 33 erkek kontenjanından en az oyu alarak Parti Meclisine seçilmeyi “başardı”. Seçimde en az oyu almasına rağmen kadınları geride bırakarak Parti Meclisine girdi. Üstelik 1 oy alsa bile yine seçilecekti.
Bekaroğlu’nu Parti Meclisi üyesi yapan tüzük maddesi şöyle:
“MADDE 61a- Partinin katıldığı milletvekili genel seçimlerinde merkez yoklaması yoluyla belirlenecek adayların tespitinde, parti meclisi seçiminde, il, ilçe, belde yönetim organlarının seçiminde, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için adayların tespitinde, kongre ve kurultay delegesi seçimlerinde en az yüzde 33 cinsiyet kotası uygulanır. Seçimlerde kongre veya kurultay üye tam sayısının 5’te 1’inden az oy alanlar, asıl ya da yedek üyeliğe seçilmiş sayılmazlar. Her 2 cinsiyetten yeter sayıda aday çıkmazsa, katılan adaylarla seçim yapılır.”
Bu tüzük değişikliği yapıldığında Milliyet gazetesinin kadın yazarı 12 Şubat 2012 tarihli köşe yazısında sevinçle şunları yazıyor: “Dün sabah ilk telefon, Ankara CHP Genel Merkezi’nden geldi. Arayan Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı’ydı. Çarşamba günü yazdığım ‘CHP gerçekten yenilenecekse, kadın kotasını es geçemez’ başlıklı yazıma atıfta bulunarak müjdeli haberi verdi: ‘Yeni tüzüğümüzde kadın kotasını % 25’ten % 33’e çıkardık. Ve bu oran TBMM dahil, seçimle gelinen tüm görevler için geçerli olacak’. Kulaklarıma inanamadığım için olsa gerek, Sarı’dan tüzük taslağının ilgili maddesini göndermesini rica ettim; hemen gönderdi. Üstelik KADIN kotası olarak da değil, CİNSİYET kotası olarak yer verilmiş. Bundan alası, can sağlığı!”
Bu konuda sadece Meral Tamer değil başkaları da yazdı. Gelin görün ki tüzükteki cinsiyet sözcüğü, hem de bir Atatürk düşmanını Atatürk’ün partinin en yetkili organına seçtirmek için böylesine zorlayarak kullanılmıştı.
CHP gerçekten partiye hem siyasal katkı hem de çok sayıda seçmeni kazandıracak bir isim olsa bile bu hile hoş karşılanmazdı. Nitekim çeşitli engellemeler nedeniyle binlerce değerli aydınımız partiye üye bile olamamaktadır.
Şimdi bekleyip göreceğiz. Bekaroğlu Atatürk’ün partisine girdikten sonra geçmişte Atatürk hakkında söylediği çirkin sözleri değiştirecek mi?
Bu arada bir şeyi daha merak edeceğiz. Örneğin Bekaroğlu yakın geçmişte “NATO sırtımızdaki gavur leşidir, atacağız” diyordu. CHP içindeki NATO hayranları Bekaroğlu’ndan Atatürk hakkındaki görüşlerini mi düzeltmesini isteyecek? Yoksa NATO hakkındaki görüşlerini mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.