ÇAY

87 yaşındaki değerli büyüğümüz Cumhur Amcamız ile konuşurken çayı çok sevdiğimi söyleyiverdim. Aman Allahım sözü alan çayın yararlarını, zararlarını, nasıl yetiştirildiğini, geçmişini, geleceğini açıkladı. Cumhur Amcamız sözün kendisine gelmesini bekledi sabırla, söz sırası geldiğinde bilgece: Anlatacaklarımı iyi dinlerseniz mutlu olurum” dedikten sonra başladı konuşmaya;
            Bakın çocuklar;
            Çayın alt demliği evdeki kaynanadır; devamlı kaynar durur…
            Üst demlik evdeki gelindir; alt demlik kaynadıkça o olgunlaşır, demlenir…
            Gelinin kocası bardaktır; biraz kaynana doldurur onu biraz da gelin…
            Çocuklar çayın şekeridir; tat verir…
            Görümce ise çay kaşığıdır; arada bir gelir ve karıştırır gider…
Kaynataya gelince; o da bardakaltıdır; dökülenleri toplar…
 …
Cumhur Amca, kısa bir süre sonra izin isteyerek ayrılır. Bizler bakışarak bekleşmekteydik. Cumhur Amcamız  bize ne anlatmak istemişti. Düşüne dururken ardından telefonu açtım. Cumhur Amca açılımdan mı bahsettin yoksa? dediğimde; neden olmasın diyerek telefonunu kapattı.
BİR TEVAZU ÖRNEĞİ
Adamın biri kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir iş yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli’nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu.
Durumu Hacı Bektaş Veli’ye anlatır ve Hacı Bektaş, “helal değildir” diye kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlana’ya anlatır. Mevlana ise; bu hediyeyi kabul eder. Adam ayni şeyi Hacı Bektaş Veli’ye de anlattığını ve onun bunu kabul etmediğini söyler ve bunun sebebinin ne olabileceğini Mevlana’ya sorar.

Mevlana şöyle der:
-Biz karga isek, Hacı Bektaş Veli şahindir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz. O kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergahına gider ve Hacı Bektaş Veli’ye, Mevlana’nı kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli’ye sorar.
Hacı Bektaş Veli’de şöyle der:
-Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.
Ululuk; böylesi tevazu ve incelikle, birbirlerini yermek yerine yüceltebilmeyi becermektir,
Son söz: Böyle büyük bir ulusun bireyi olmaktan geçmişimle onur duyarken, bu günkülerden dolayı kahroluyorum.
Bir şey yapılması gerekmiyor mu?
“PUSU
Bir akşam vakti
Kurulan alçakça pusu
Siyasilerin yıllardır
Yaptıkları hataların tortusu
O siyasiler ki vatansever bozuntusu
Ve ne yazık ki bu pusu
Böyle alçakça pusuların
Ne ilki, ne sonuncusu
Ve de en doğrusu
Onların yüzünden
Daha pek çok vatan yavrusu
Bu kanlı yolun yolcusu”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.