Bursa’nın Sofokles Venizelos’a Yanıtı: Merinos

Bursa 80 yıl önce bugün tarihinin en mutlu ve heyecanlı günlerinden birini yaşıyordu. Öyle ki son yurt gezisine çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarihi Bursa Belediye binasında hasta haline rağmen coşku ile zeybek oynuyordu.
Bundan tan 80 yıl önce, 2 Şubat 1938 günü Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük tekstil fabrikası olan Sümerbank Merinos Yünlü İşletmesi açılıyordu. Özelleştirme ve “Sümerbank’ı tarihten kazıma” politikaları sonucu bugün üretimden koparılan Merinos, kapatıldığı tarihe kadar “Balkanların ve Ortadoğu’nun en büyük tekstil fabrikası” olarak kalmıştır.
Merinos sadece üreten, insanımıza ekmek kapısı sağlayan, yoksul ülkemizi giydiren bir tesis olarak kalmamış emperyalist işgale de anlamlı bir yanıt vermiştir.
15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgal eden İngiliz destekli Yunan kuvvetleri, Ege’de tutunduktan sonra Anadolu içinde ilerlemeye başladı ve 14 ay sonra, 20 Temmuz 1920 günü Bursa’yı işgal ettiler. Bursa’nın işgali Büyük Millet Meclisinde çok sert tartışmalara neden oldu. Bu tartışmalar sonucunda meclisin Başkanlık Kürsüsüne kara bir örtü (Püşide-i Siyah) konmasına karar verildi ve bu örtü Bursa’nın işgal altında kaldığı 2 yıl, 2 ay ve 2 gün boyunca kürsüden kaldırılmadı. 1922 yılının 10 Eylülünü 11 Eylüle bağlayan gece Bursa işgalden kurtuldu ve kara örtü meclis kürsüsünden kaldırıldı.
Bursa işgal sırasında çok acı günler yaşadı. Bu acılardan biri de Venizelos’un oğlu Sofokles’in Bursa’ya geldiğinde Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’nin türbesine girerek sandukayı tekmelediği ve “Kalk ey koca sarıklı, koca Osman! Kalk da torunlarının halini gör!” dediği haberidir.
Genç Cumhuriyet kurtuluştan hemen sonra giriştiği ekonomik kalkınma hamlesinde yokluklara rağmen en önemli tesislerinden birini de Bursa’da kurmuştur. Sümerbank’ın en önemli kuruluşlarından olan Merinos Yünlü Fabrikası İkinci Paylaşım savaşı öncesinde günümüz olanakları ile gerçekleşemeyecek bir hızda Bursa’nın işgali süresi kadar bir zaman diliminde, yanı 2 yıl 2 ay 2 günde tamamlanarak hizmete açılmıştır. Cumhuriyetin işgale yanıtı böyle olmuştur.
Merinos bir semboldü. Genç Cumhuriyetimizin bir sembolü… Türkiye’nin adı konulmamış ama hep var olan üniversitesinin, Sümerbank Üniversitesinin Bursa’da kurulu yünlü fakültesi…
Bulunduğu şehre hayat veren, okul açan, kreş kuran, doktor getiren, spor kulübü, tiyatro, sinema, park, yeşil alan, itfaiye teşkilatı, spor sahası açan, çalışanına vazife evi , ev ve arsa sağlayan, en önemlisi binlerce aileye ekmek kapısı olan ve bulunduğu kente ilk elektrik santralını kuran Cumhuriyet çınarı…
İşletmede kullanılacak yünler için yakın bölgelerde Merinos türü koyun yetiştirecek modern çiftlikler kurulup hayvancılık alanında yeni ufuklar açılıyordu. Merinos koyununun yapağısı işlenirken hayvanların koltuk altlarından çıkan ve kozmetik sanayinde kullanılan ve lanolin (yün yağı) adı verilen değerli yağ, işletmenin en önemli yan ihraç ürünlerindendi. Bir süre sonra konfeksiyon ünitesi de hizmete açılacak ve fabrikanın bir kapısından kirli yapağılar girerken diğer kapısından takım elbise ve herkesin sahip olabilmek için yarış ettiği değerli kumaşlar çıkacaktı.
İşletme diğer Sümerbank fabrikalarında olduğu gibi, Bursa’da da sosyal hayatı canlandırdı. Dev boyutlu işçi yemekhanesinde akşamları dönemin filmleri işçiler ve aileleri için seanslar düzenlerken, memur yemekhanesinde tiyatrolar sahneleniyor, hafta sonlarında aynı salon kentliler için düğün salonu olarak kullanılıyordu. Bursa’da ailesi içinde Merinos’ta düğün yapmamış olan yok gibidir.
Merinos Fabrikası 65 yılda 20 binden fazla işçi çalıştırarak doğrudan, dolaylı şekilde de Bursa’da her eve bir ekmek götürmüştür. Merinos sayesinde ocaklar tüterken, Merinos İtfaiyesi şehirdeki bütün yangınlara da yardıma koşmuştur. Ülkede henüz sosyal güvenlik kavramının ve çalışanlara sağlık hizmetinin adının anılmadığı bir dönemde işyeri hekimi işçilere ve ailelerine her türlü sağlık hizmetini vermiştir.
Fabrika sahasının hemen yanına açılan okullarla eğitime destek vermenin yanında, burs yolu ile yetişmiş eleman kaynağı yaratmış, kritik konularda yurt dışına da öğrenci göndermiştir.
Fabrikanın adıyla anılan spor kulübü amatör sporları desteklemiş, güreş ve futbol alanında çok ünlü ve başarılı sporcuların yetişmesine olanak sağlamıştır.
Tekstil sektörünün en gelişmiş kenti Bursa’da özel sektöre ait tekstil fabrikalarında en kritik ve sorumlu bölümlerde çalışanlar, ya Merinos’ta ya da Sümerbank’a ait başka bir tekstil fabrikasında yetişmiş, emekli olmuş ya da büyük paralarla transfer edilmiştir.
Saymayı unuttuğumuz özelliklerinin dışındaki başka bazı özelliklerini, kaybettiğimiz zaman hasretle ve hüzünle anacağımız koca bir çınar…
Kollarını bütün Bursa’ya geren bir ulu çınar… CUMHURİYET ÇINARI…
İşgale ekonomik olarak yanıt veren bu dev tesis bugün ne yazık ki üretimden kopmuş, müze, kültür merkezi ve park olarak hizmet vermektedir. Bu haliyle bile kente hizmet etmektedir.
Kuruluşunun 80. yılında Merinos fabrikasının ülkeye ve kente kazandırdıklarını anımsamak, genç cumhuriyetin neler başardığını anımsamak açısından bir ders değerindedir.
Merinos’u Bursa’ya kazandıranları, Merinos’a emek verenleri saygı ve minnetle anıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.