Bu yolda ufalanıp toz oluyoruz!

SP Gazi Mahalle
Temsilciliği’nin ilk konferansında AB masaya yatırıldı:

Karacabey Saadet Partisi Gazi Mahallesi Temsilciliği ilk
konferansını yaptı. İlçe Başkanı Hamit Çavdarlı ve yönetim kurulu üyelerinin
yanı sıra, Mahalle Sorumlusu Ferhat Memiş, Temsilci Ahmet Albay, üyeler ve
misafirler katıldı.

            Konferansa
konuşmacı olarak katılan SP İzmir Eğitim Başkanı Cihad Yavuz, Avrupa Birliği
yolunda Türkiye’ye giydirilmek istenen deli gömleği, medyada çıkan yazılarla
ortaya koydu.

            6 Ekim2004
yılında AB’ye giriş anlaşmasının imzalanmasıyla sürecin başladığına dikkat
çeken Yavuz, “Türkiye’yi AB ye hemen alacaklardı veya biz öyle biliyorduk. Çok
yüksek masraflarla, havai fişekler törenler kutlamalar yapıldı. AB anlaşma
raporunu okumadan iki saat içinde Başbakanımız imzaladı. Raporun çok güzel
olduğunu söyledi. Hatta Recai Kutan Bey, ‘Daha Türkçeye bile çevrilmeyen,
okumadığınız raporu neden imzaladınız’ diye sordu. Peki raporda neler
isteniyordu?

            Verhungen,
buna karşın, ‘raporu kabul etmeniz zor olabilir’ diyordu. Raporun tamamı

80 bin sayfadır. AB sürecinin 3 temel boyutu bulunmaktadır.
Ekonomik, siyasi ve din. Yani ekonomimizin bitirilerek AB isteği doğrultusunda
yönlendirilmesi. Siyasetin parçalanması. Türkiye’nin İslam dininden
Hıristiyanlık dinine kaydırılmasıdır” dedi.

            Türkiye’nin
AB yolunda şuan geldiği noktaya değinen Cihad Yavuz, “Ekonomimiz bugün
bitmiştir. Çiftçinin, işsizliğin, özelleştirmenin, üretimin hali içler
acısıdır. AB, kendisi de şu an ekonomik krize girmiştir. Buna karşın bizim hala
AB üyeliğine girmek için tavizler vermemizi anlamak, batmakta olan AB gemisine
binmek için çabalamamız abesle iştigaldir” diye konuştu.

            Yavuz,
“Siyasi olarak parçalanma, iş ürettirmemek, hedef belirleyememek, verilen
talimatlar gereği kavga ve dövüş gösterisinden ibaret. İstemedikleri oyuncuları
hemen dışarı atılabiliyor. İçte ve dışta oluşan işbirlikçiler de yardımlarını
esirgemiyor.

            Obama,
Yunanistan konuşmasında, ‘Osmanlıya karşı Yunanistan tarafında yer aldık’
demiştir. Hala bizim yanımızda olduklarını nasıl söyleriz. Eski başbakan Mesut
Yılmaz, 7 Şubat 1998 tarihli bir gazetede, ‘AB’nin bizden tek istediği var,
dinimizi değiştirmemiz’ demiştir. Yıllara yayılan çalışmaların bu yönde olduğu
görülmektedir. Hıristiyan ve Yahudilerin kutsal kitaplarındaki inançları gereği
içimize girdiler. Amerika, Avrupa ve israilin Ortadoğu hakimiyetine ses
çıkarmayan tipler ile, batı tarzı hayatlı Müslüman tipi, yani orijini bozulmuş
Müslüman tipi ürettiler, ılımlı İslamcılık gibi. İslami nasıl yok edelim
kitapları yazdılar. Ayet ve hadisleri basite aldılar, atasına hakaret eden
nesil oluşturdular.

            Afganistan’da,
Irak’ta işgal ile istediklerini yapıyorlar. Hatta bu ülkelerdeki zulmü
destekleyen Müslüman türleri oluşturuluyor.”Allah katında tek din islamdır”
inancı yerine, yavru din İslam inancı kabule çalışılıyor. Bu çalışmanın
getireceği zararlar,

1-cihadı anlatan ayet ve hadisler yeniden düzenlenecek,

2-ahir zamanı anlatan ayet ve hadisler azaltılacak,

3-Yahudi ve Hıristiyanları anlatan ayet ve hadisler yeniden
düzenlenecek,

4-günümüzde yanlış anlaşılan ayet ve hadisler yeniden
düzenlenecek. Örnek diyanet ileri başkan yardımcısının 12 Haziran 2008 tarihli
bir gazete haberi,200 000 hadisin,20 000 e indirileceği yazısı ve açıklama.

            Hıristiyan
ve Yahudiler bu çalışmaları yaparken batıcıları e muhafazakârları kullanmakta.
Milletimizi uyarmak ve uyandırmak bizler düşüyor. Yeniden büyük Türkiye’nin
kurulması, yeni bir dünyanın gerçekleşmesi bizim omuzlarımızın yüküdür.
Hepinize gayret ve samimiyet diliyor, saygılarımı sunuyorum, sözleriyle
tamamladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.