Bir Gecede Kaç Kişi Ölüyor?

Her sabah gözlerimizi bir gece önce işlenen cinayet haberleri ile açıyoruz. Toplum olarak cinnet geçiriyoruz. Artık caniler bir seferde bir aileyi yok ediyor. Küçücük bebekler tecavüze uğrayıp öldürülüyor. Küçük erkek çocuklar cinsel saldırıya uğruyor. Kadınlar sokak ortasında öldürülüyor. Bazı caniler işledikleri cinayetleri akıllı telefonları ile kaydedip yayınlıyor. Ve hiçbir yetkili bu gidişe “dur” demediği gibi bir önlem de önermiyor.
Bir de sanal cinayetler var. Ülkenin içinde bulunduğu durumu görmememiz için yapılan dizi filmlerde de her gece onlarca insan öldürülüyor. İstanbul’un en lüks semtlerindeki zengin gettolarında ya da boğaz kenarındaki yalılarda oturan mafya bozuntusu zenginler dizinin her bölümünde ölüm emri verip kiralık katillere adam öldürtüyor. Bu zengin takımının ne iş yaptığı bazen belirsiz oluyor. Bazen de uyuşturucu taciri olduğu gizlenmeden gösteriliyor. Hepsi dört çeker lüks araçlara biniyor. Dizide rol biçilen yoksul kesimden gelme genç kızlar ya da delikanlılar için tek çözüm bu çarka ayak uydurmak. Sorunlarını TV ekranı karşısında unutmaya çalışan umutsuz insanlara zengin olup köşe dönmenin tek yolunun bu karanlık işler olduğu mesajı net olarak veriliyor.
Az sayıda TV kanalında gösterilen yabancı filmlerde de karanlık adamlar ya da sözde kahramanlar bir tek filmde yüzlerce insanı sorgusuz sualsiz öldürebiliyor. Bu filmlerde bazı öldürmeler “iyi” adamlar tarafından toplumun “iyiliği” adına oluyor.
İnsanlığı binlerce yıl öncenin karanlığı içine çeken din taciri kanalların izleyicileri ise ya tecavüzleri, cinsel istismarcıları aklayacak vaazlar ile bombardıman ediliyor. Ya da komşuda adam kesip ciğer yiyecek insanlara dönüştürülüyor.
Bütün bu sahneleri gözümüzü kırpmadan izledikten sonra ertesi sabah haberlerde izlediğimiz cinayet haberlerine şaşırmıyoruz. Yadırgamıyoruz. Lanetlemiyoruz.
Bir de bu dünyanın dışında gerçek bir dünya var. Her gün ülkenin bir köşesinden gelen şehit haberleri, son günlerde Suriye’de süren askeri harekâttan gelen şehit cenazeleri… Trafik kazaları, iş kazaları sonucu gelen ölümler de işin bir başka acı yönü.
Bir devletin en temel görevlerinden biri, yurttaşlarının güvenliğini sağlamak olarak tanımlanır. Bu devlet aynı zamanda güvenliği ortadan kaldırıcı propagandayı serbest bırakır, hatta destekler ise devlet olma özelliğini yitirir. Aynı devlet yurttaşlarını “suç olan fiili övme” suçundan yargılıyor ama bu övme fiilinin en yaygın şekilde yapılmasına ses çıkarmıyorsa, orada devlet kavramı bulanık olmaktan çıkar hiçliğe doğru gider.
Bu kadar rahatlıkla insan öldürmenin, tecavüzlerin, kadın cinayetlerinin, çocuk istismarlarının yapılabildiği bir toplumda ceza artırımından önce özendirilmesinin, “nasıl olsa bir şey olmaz” düşüncesinin engellenmesi, yasaklanması gerekir.
Araştırmacılar bir akşamda TV kanallarında toplam kaç insan öldürüldüğünün rakamsal analizi üzerinde çalışsalar ortaya çok ilginç bulgular çıkacaktır. Bir tek gecede ekranlarda binlerce insanın öldürüldüğü bir ülkede her sabah, onlarca insanın öldürüldüğü haberi ile uyanmak hiç kimseyi dehşete düşürmeyecek, hatta şaşırtmayacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.