Bir cümlelik bir şey

Bir cümlelik bir şey
“Bir cümle ile çözüm bulunur.” Bay Erdoğan’ın beyanı.
Hemen ardından Bay Bahçeli’nin açıklaması. “Bizim cümlemiz hazır. Buyurun gelin cümlemizi birlikte tartışalım ve kamuoyuna açıklayalım.”
Muhteremler sanki okuma-yazmayı yeni öğrenen ilkokul öğrencileri gibi cümle kurma yarışına girdiler.
Neymiş Bay Bahçeli’nin cümlesi. Efendim kamuda hizmet verenler değil de, hizmet alanların türban yasağının kaldırılması.Yani üniversitelere eğitim için gidenlerin türban yasağı kaldırılacak ama üniversitelerdeki görevlilerin türban yasağı devam edecek. Bay Bahçeli’nin cümlesinde üniversite kelimesi geçmiyor. Sadece hizmet alan ve hizmet veren.
Pekiyi, bu iki zatın icat ettiği cümleler anayasaya monte edilince, lise ve ilköğretim okulunda hizmet alanlar ne diyecek.
“Biz de hizmet alıyoruz, öyleyse bizim de türban yasağımız kaldırılsın. Dindeki türban emri sadece üniversiteye giden yetişkinlere değil, buluğ çağına erişmiş bütün kadın ve kızlaradır. Bizde yetişkin olduğumuza göre; Nur Suresi’nin 31. ayeti kapsamındayız. Bizde o malum cümlenin nimetlerinden yararlanmak istiyoruz.”
Görüyor musunuz, ayak üstü kurulan cümlenin başa açacağı dertleri?
Biz Türkiye sınırları içindeki beyanlara daldık, birde İspanya sınırları içindeki cümleler var.
Bay Erdoğan diyor ki, “Türbanın siyasi simge olduğunu ifade edelim. Siyasi simgeler suç mu?”
Adama sorarlar, “Türban siyasi simgedir” savlarını niçin beş yıldır inkar ettiğinizi bugün kabulleniyorsunuz?”
Muhtemelen diyecektir ki, “Efendim biz yüzde 46.7 oyla iktidara geldik, istediğimiz değişiklikleri ve hatta rejim değişikliğini dahi yapabiliriz.”
Birde iktidar çevrelerince ve MHP’lilerce ileri sürülen bir sav var. “Efendim yüzyıllardır anamızın ve ablamızın başı örtülü değil mi?” Örtülü de, ama türbanlı değil. Ananın ve ablanın başındaki örtü, ananın ve ablanın sadece başını örtüyor. Sizin dilinize doladığınız türban ise, “Laik Cumhuriyet’in” üzerini örtüyor.
Siyasi bir simge olduğunu ancak beş yıl sonra kabullendiniz. Bir beş yıl sonra da neleri kabulleneceğiniz meçhulünüzdür. Meselenin olgunlaştığını mı zannediyorsunuz? Yoksa yüzde 46.7 oya mı güveniyorsunuz?
Şunu açıklıkla belirtelim: Yüzde 46.7’nin karşısında yüzde 53.3 var. İkinci bir husus, yüzde 46.7’nin tamamının da sizin her icraatınızı kabulleneceğini zannetmeyiniz.
MHP’ye gelince: MHP1975 yılından bu yana siyasi iktidarlara, zora düştüklerinde yardımcı olurlar. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı tavrı sergilemişlerdi. Kendilerince bir hesapları vardır herhalde.
Bir çıkarları olmasa, durduk yerde yardım etmezler diye düşünüyorum.
Neyse ileriki günlerde daha net görürüz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.