Bedeninize dokunuyor…

Kanayan yaralarımız var.

Kadın cinayetleri…

Kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi…

Okula gönderilmemesi…

Adalet…

Gelir dağılımındaki uçurum…

Asgari ücretin asgari geçim standardının çok çok altında olması…

Genç işsizlik…

Beyin göçü…

Ötekileştirme…

Mülteciler…

Mevsimlik işçiler…

O kadar yaralı ki ülkemiz…

Kulağınızı kapatsanız, gözünüzü bağlasanız, dilinizi yutsanız, hani hiçbir şeyi görmemek, duymamak, konuşmamak için çırpınsanız nafile…

Bedeninize dokunuyor o acılar.

Kendi insanının yaralarını sarmaya dermanı olmayan bir ülkenin başka ülkelerin yapboz tahtasında hedef olması bu yaraları daha da derinleştiriyor.

Genç işsizliğin alıp başını gittiği bir yerde mülteci akınıyla katmerlenen bu durum, doğduğu gibi gömüleceği yer de olan ülkesinde birçok insanımızın öteki gibi yaşamasına neden oluyor.

Bir gün yolunuz Yenişehir, Karacabey veya İnegöl’e düşerse, önünüzde uzayıp giden tarlardan birine girip orada çalışan işçilerle konuşun.

Hatta…

Zaman bulabilirseniz bir tarlaya kurulmuş o çadırları gidip görün.

Bursa’nın tarımla iç içe köylerinde artık tarlalarda çalışacak insan yok.

Gençler, kendi köylerinde kalıp toprağı işlemek yerine şehirlere göçüp, fabrikalarda asgari ücretle çalışmayı tercih ediyorlar.

Miras yoluyla tarlaların giderek küçülmesinin de bunda payı var.

Büyük tarla sahipleri Bursa’nın köylerinden çalışacak tarım işçisi bulamayınca Anadolu’nun uzak şehirlerinden işçi getirmek zorunda kalıyorlar.

Urfa, Diyarbakır, Siirt gibi doğu şehirlerinden gelen tarım işçileri aylarca derme çatma çadırlarda yaşayıp, kış şartlarında ayakta durabilmek için para biriktirmeye çalışıyorlar.

Göçebe tarım işçilerinin yaşadığı dramı birçok kez yaptığı incelemelerle Bursa Tabip Odası gözler önüne sermişti.

Durum dün neyse bugün de o.

Şartlar aynı.

Değişen bir şey yok.

Anneleri babaları tarlarda çalışmak için başka şehirlere göç eden çocukların birçoğu bu nedenle okula gidemediği için çok küçük yaşta ırgatlık serüveni içinde buluyor kendisini…

İşte söze çok gerek bırakmayan fotoğraflardan birkaçı…

İnegöl’den emekli hemşire Engin Başer göndermiş.

CHP İlçe Başkanı Kemal Torun ve yönetimiyle çadırlarda kalan mevsimlik işçileri ziyaret etmişler.

Artan intihar vakalarına dikkat çekiyor.

Bu koşullarda yaşayan insanların gelecekle ilgili güzel düşleri olabilir mi?

Hele o çocukların…

Anayasa’da sosyal devlet ilkesine yapılan vurgu tam da bu durumlar için…

Peki devlet burada nerede?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.