Baharın müjdecisi Kır Çiçekleri

Sınırlı imkânlar ya da sınırlı düşünceler hayatlarımızın seyrini ne kadar değiştirdi kim bilir.
Ya da tam tersi…
Sınırsız imkânlar ve sınırsız düşünceler…
Malum; bazen sınırların darlığından doğar başarılar, bazen de doğamadan yitip gider sınırsızlıktan.
İstisnaları bir yana bırakırsak; imkân sağlandığı zaman kişilerin ne kadar gelişebildiği tecrübelerle sabit.
Yeter ki insanın içinde öğrenme arzusu ve gelişme azmi olsun.
Hani bazı insanlar için deriz ya, okusaydı şöyle olurdu böyle olurdu diye; işte kim bilir kaç yetenek su yüzüne çıkamadan yok olup gitti bir yerlerde.
Kim bilir kaç dahi beyin hayatın zorluklarıyla örselenerek dehasını doğuramadan, hâttâ belki farkına dahi varamadan kendini tüketti.
“Biterek ölmek güzel şey, başlamadan ölmek korkunç…”  demiş Cemil Meriç.
Başlamak lâzım demek ki bir yerlerden.
İçindekileri doğurarak bitmek.
Giderken gözü arkada kalmamak.
Yoksa;
Açılmadan iade…
****
Doğudaki kızların okutulmadığından bahsederiz hep.
Hep o kızlar okuyup da birer kardelen olsunlar diye kampanyalar düzenleriz.
Okutulmayanların sadece doğudaki kızlar olduğunu zannederiz.
Oysa doğudakilerle aynı kaderi paylaşan o kadar çok kızımız var ki yanı başımızda.
Anlaşılan uzağa bakmaktan yakını göremiyoruz.
****
Bursa ve çevre köylerde yeterli geliri olmayan ailelerin okumaya hevesli kızlarına destek olan Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin basınla buluştuğu kahvaltıdaydım birkaç gün önce.
İmece geleneğinden yola çıkılarak 1995 yılında kurulan ÇEK, yardımlaşma ve dayanışma örgütlenmesi olarak Türkiye’deki ilk eğitim kooperatifi imiş.
1924 tarihinde kabul edilen Öğretim Birliği Yasası’nın kabul ediliş tarihi olan 3 Mart’ı kendilerine özel bir tarihe dönüştüren ÇEK, bu tarihi isimleştirerek 816 öğrenci kapasiteli Özel 3 Mart Azizoğlu İlköğretim Kurumu’nu kazandırmış Bursa’ya.
Çekirge’de Mustafa Dörtçelik Kız Öğrenci Yurdu’nu, Görükle’de 73’ü burslu 330 öğrencisi olan Yüksek Öğrenim Karma Öğrenci Yurdu’nu ve Beşevler’de de Özel Beşevler Anaokulu’nu.
Yetmiş mi?
Yetmemiş.
Yetmemeli de…
****
Çekirge’deki Kız Öğrenci Yurdu’nda 52 öğrenciye hizmet veren ÇEK, bu binadan ayrılmak zorunluluğu oluştuğu için yeni bir yurt binası yaptırmak istiyor şimdilerde.
Binanın yapımına katkı sağlamak amacıyla da 2 Mart Cumartesi gecesi Çelikpalas’ta bir yemek düzenliyor.,
Geceden elde edilecek gelir ile temeli atılacak olan yurt binası sayesinde Çekirge’deki yurtta kalan kızlar yurtsuz kalmayacaklar.
ÇEK’in “Kır Çiçekleri Okusun Diye” projesine katkı sağlamak için elimizi taşın altına sokma vaktidir derim.
Ki bu kızlar ailelerine ve köylerine ışık olsunlar.
Seçmedikleri kişilerle evlenip, seçmedikleri hayatları yaşamak zorunda kalmasınlar.
Ekonomik ve sosyal güvenceleri olsun.
İnsanî şartlarda yaşasınlar.
Kabûl; okuyunca her şey mükemmel olmayacak.
Lâkin daha iyi olacağı kuvvetle muhtemel…
****
Kahvaltının ardından Kurumsal İletişim Sorumlusu Ünsal Zeren, ÇEK Yönetim Kurulu Üyesi Av. Canan Şener ve Kooperatif Müdürü Zeki Baştürk ile kahve eşliğinde keyifli bir sohbete daldık.
Hepsinin heyecanı görülmeye değerdi.
Çocuklara olan sevgileri ve sadece öğretime değil, eğitime de olan inançları ile sanki birer yel değirmeni savaşçısıydılar.
ÇEK Yönetim Kurulu Başkanı Ali Arabacı’nın başkanlığı devraldığı Prof. Dr. Ulviye Özer, “Bir şeyler yapmalı demiyoruz, bir şeyler yapıyoruz…” demiş bir konuşmasında.
Görüyoruz ki;
Eğitime yapılan ya da yapılmayan her yatırım kat be kat geri dönüyor topluma.
Ya kır çiçeği olup açıyor tarlalarca, ya kara bir çığ olup yutuyor açan çiçekleri acımasızca…
cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.