Atatürkçü Düşünce İşgal Altında!

Atatürkçü Düşünce İşgal Altında!
Karacabey Atatürkçü Düşünce Derneği beş yıldır işgal altındadır.
Acı ama gerçek böyle.
Neden mi? Anlatayım:
Numaracı Atatürkçülerin; Yengeç H., Karanlık Y., Sarı S. ve Bitik N.’nin vatan kurtarmak amacıyla başlattıkları özel operasyondan sonra ele geçirdiği Dernekteki ilk uygulamada, kurucu üyelerin kayıtlarının silinmesi normal midir?
Normal olmadığı gibi, çok ilginçtir. Çok önemlidir. Sorgulanması ve açıklık kazandırılması gereken sıra dışı bir gelişmedir.
Bu konuda beş yıldır kimseden ses çıkmadı.
Kongre kahramanları(!) savaş kazanmış kumandanlar gibi naralar atarak çıktıkları salondan sonra bir daha hiç görünmediler.
Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yolunu unuttular. İşgalcilere adeta ortam hazırladılar.
Belki de, çok duyarlı, çok sağlam Atatürkçü olmalarının(!) gereğini yerine getirdiler.
ADD Karacabey Şubesi oluşturulurken kapısının önünden bile geçmeye cesaret edemeyen numaracı Atatürkçülerin kurucu üyeleri devre dışı bırakmaları rastlantı olamaz.
“Dernek merdiven, adam değildir çıkıp üstüne yürümeyen” mantığı öne çıkmıştır.
Amaç nedir?
Atatürkçü Düşünceyi korumak, sevdirmek ve yaygınlaştırmak mıdır? Yoksa amaç bağcı döverken, bir yandan da İndiregandi’yi düşünmek midir?
Dernekteki kuşatma tamamlanır tamamlanmaz kurucu üyelerin uzaklaştırılması öncelik alıyorsa ve bunun için yasal olmayan yöntemlere başvuruluyorsa ne söylenebilir ki?
Bunun neresi Atatürkçülük?
Atatürkçülüğü kurtarma adına Derneğin kurucularını üyelikten atan sözde Atatürkçüler, dikensiz gül bahçesi yarattıktan sonra neler yaptılar biliyor musunuz?
Dostlar alışverişte görsün çalışmalarıyla zaman yitirmeden kasayı boşalttılar.
Derneğe kendine ait yer alınması için altı yıl boyunca biriktirilen 40 milyarı “Lokal açıyoruz” ayaklarıyla altı ayda buharlaştırdılar. 5 yıl önce görevlerini tamamlamış olmanın huzuru içindeki kongre kahramanları(!) Iise hesap bile soramadılar.
Ticari amaçlı faaliyet yapamayacağı tüzüğünde açıkça belirtilmesine karşın, sözde Atatürkçüler kendilerine meyhane açtılar. Özellikle Ramazan aylarında içki servisi yapmayı Atatürkçülüğe hizmet(!) saydılar.
Sözde Atatürkçüler, ya üstlendikleri görevin bilincinde değiller, yada sorumluluk taşıyamadılar.
Atatürkçü Düşünce Derneği, Ramazan’larda içki içilsin diye meyhane yapılır mı?
Atatürkçü Düşünceye bundan daha büyük ihanet olur mu?
Sözde Atatürkçüler, meyhaneciliği rahatça yapabilmek için Gençlik Kollarını kapatarak derneğin dinamizmini yok ettiler.
Türkiye’ye örnek gösterilen güzellikteki sportif organizasyonlara son verdiler.
İhtiyaçlı öğrencilere burs vermeyi kestiler.
Cumhuriyet Yürüyüşleri’ni, Cumhuriyet Kokteylleri’ni kaldırdılar.
Emekten, insan haklarından, demokratikleşmeden, çağdaşlaşmadan yana kıllarını oynatmadılar. Hatta mandacılarlarla işbirliğine bile soyundular.
Güzelim derneğin saygınlığını altı ayda tükettiler.
Sonra da kendilerini çok büyük adam sandılar!
Kısaca, Atatürkçü Düşünce’nin içini boşalttılar.
ADD’de parmak ısırtacak denli ilginç gelişmeler yaşanırken, atarken mangalda kül bırakmayan kongre kahramanlarının(!) Nemelazımcılığı ise daha da ilginç değil mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.