Ata: Çiftçiye kim sahip çıkacak?

Karacabey Vatan Partisi İlçe Başkanı Ahmet Aygün Ata, meclise giren partilerin tarımdaki sıkıntıların çözümüne yönelik programları olmadığını savundu.
Koalisyonun hangi partilerle kurulursa kurulsun, tarımdaki sıkıntıların son bulmayacağını ileri süren Vatan Partisi İlçe Başkanı Ahmet Aygün Ata, çiftçileri kötü günler beklediğini kaydetti.
Vatan Partisi İlçe Başkanı Ahmet Aygün Ata, yaptığı yazılı açıklamada, “Hükümet kurmaya çalışan partilerin, ülke tarımındaki sıkıntılarla ilgili maalesef çözüm programları yok. 35 yıldır sömürge altındaki çiftçilerimizin kurulacak yeni hükümet döneminde de yüzü gülmeyecek.
Tarımda öncelik, toprak reformu olmalıdır. Ancak iktidar paylaşımı yapacak sistemin 4 partisi de bu konuyu gündemine bile almamaktadır.
AKP, yalnızca tarımın değil, ülkenin ulusal birlik ve bütünlüğünü sonlandırmak için mücadele ediyor. PKK taşeronu HDP’nin, toprak reformuyla ilgili bir adım atması zaten beklenemez. Çünkü doğudaki arazilerin birçoğu belli ailelerin denetimi altında. Halkın küçük arazileri de işgal edilmiş durumda.
CHP seçim vaatlerinde, tarıma yönelik kalıcı çözümlere yer vermedi. MHP’nin ise ülkenin herhangi bir konusuyla ilgili ne bir programı, ne de bir planı var.
Toprak reformunun yanı sıra mayınlı arazilerin temizlenerek yoksul ve topraksız halka dağıtılması gereklidir. Tarımsal desteklemeler ulusal gelirin en az yüzde 3’ü olmalıdır. Örgütlenen çiftçilerden ÖTV ve KDV alınmamalıdır. Kooperatifler aracılığı ile üretici, sanayiye yönlendirilerek üretime destek sağlamalıdır. Katma değer ancak bu biçimde üretende kalabilir.
Borçlandırma ekonomisi ile ANAP, DYP ve en son AKP hükümetlerince köleleştirilen çiftçimiz, üretim ekonomisinin lokomotifi durumuna getirilmelidir. Bu da ancak tarıma yönelik kurumlarının kamulaştırılması ile sağlanır. Uygulamaya geçen ülkeler hızla üretime yönelerek dışa bağımlılıklarını azaltmıştır. Üretmeden, ülkenin bağımsızlığından ve özgürlüğünden söz etmek olası değildir.
Ülkesel arazi kullanım planı yapılmalı ve otlaklar, ovalar, zeytinlikler, ormanlar ulusal SİT alanı ilan edilmelidir. Ürün planlaması yapılmalıdır. Bu sayede hem tek tip ekimden topraklarımız zarar görmez, hem de saman ithal eder duruma sokulan ülkemiz, tarımsal bağımsızlık ve özgürlüğünü kazanır. Amaç dışı kullanılan tarım arazisi talanının önüne geçilmeli, kurumlar üzerinde siyasal baskılar kaldırılmalı ve ülkemizin her yöneten hükümetçe uygulanacak tarım politikası ulusal strateji olarak benimsenmelidir. Otlak ve çayırlarımızın rehabilitasyonu sağlanmalı, hayvancılıktan gelir sağlayan halkımızın koşulları iyileştirilmeli, şirket ve mutlu azınlık tekelleşmelerinin önüne geçilmelidir. İthalata sıkı kısıtlama ve yüksek vergi oranları getirilerek üreticimiz korunmalıdır. Gece bir kaç saatliğine yandaşlara çıkarılan özel ithalatlar son bulmalıdır. Uluslararası finans kuruluşlarının tarımımıza müdahaleleri engellenmeli ve çiftçimiz ülkemizin tarımsal üretiminde egemen olmalıdır. Tarımda bir an önce halkçı ve bağımsız politika uygulanmaya başlanmalıdır” ifadelerine yer verdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.